Cemal Nalga ve Tufan Ersöz
Cemal Nalga İzmir'in son zamanlarda yetiştirdiği en büyük yeteneklerinden biridir. 1987 doğumlu olan Cemal, basketbola İzmirspor'da Mehmet Gümüşsoy'un elinde başladı. Daha sonra birlikte Tuborg'a geçtiler. Bu kulübün kapanmasıyla Nalga, Galatasaray'ın yolunu tuttu.
Defalarca genç ve ümit milli takımlarında yer alan oyuncu geçen sene gösterdiği performansla A milli takımı aday kadrosu için düşünülen isimler arasına girdi. Sezon başında oynanan bir hazırlık maçında rakip oyuncuya yumruk attığı için beş müsabakada oynamama cezası aldı.
Bu cezayı yine hazırlık maçlarında doldururken Türkiye'nin en değerli antrenörlerinden yakın arkadaşım Okan Çevik'in inanılmaz kararıyla Tufan Ersöz'ün formasıyla iki maçta oynatıldı. İzmirli sporcu anne ve babanın oğlu olan Tufan, dört ay ceza alırken, Cemal iki yıl basketboldan men edildi. Bu arada Okan Çevik üç yıl ceza aldı.
Bu cezalar bana göre çok yüksek. Hele sporcular bunu hak etmediler. Hiçbir oyuncu antrenörünün ve menajerinin aldığı karara itiraz edemez. Ettiği takdirde onlarla ters düşmesi gerekir ki bu da onun takımda oynamasını zorlaştırır. Bu olayda sporcuların bir hatası olduğunu düşünmüyorum. Onlara verilen cezalar çok ağır kaçmış. Tahkim Kuru-lu'nun bu hatayı düzeltmesi en büyük arzum.
Yöneticilik ve tesis
Kırk yıldır oyuncu ve teknik adam olarak spora hizmet ettim. Milli takım kaptanlığına ve birinci lig antrenörlüğüne kadar yükseldim.
Hep spor yöneticiliğinin akıllı adam işi olmadığını savunmuşumdur. Hem ailenizden, işinizden ve paranızdan fedakarlık yaparsınız, hem de
kimseye yaranamazsınız. Bunun en yakın örneği şu an İz-vak Başkanı olan, yıllarca Göztepe ve İzmir futbolu için her türlü fedakarlığı yapmış Levent Ürkmez'dir. Hiç hak etmediği bir şekilde Göztepe taraftarı tarafından protesto edilmiştir. Sevgili can arkadaşım Mehmet Çallıoğlu bundan yedi yıl önce beni Kültür park Tenis Kulübü'ne üye yaptı. Bu sayede bu cennet gibi yerle ve tenis sporuyla tanıştım. Biz yaşlarda kişilerin en kolay yapabileceği çok zevkli bir spor tenis. Şimdilerde tam bir tenis tutkunu oldum ve oynamadığım gün bir eksiklik hissediyorum.
Üyesi olduğum Kültürpark Tenis Kulübü İzmir'in ortasında gerek spor gerekse sosyal açıdan tam yetmiş yıldır İzmir'in lokomotifi olmuştur. Fakat özellikle son beş yılda bu cennet yerde bir şeyler iyi gitmiyor. Üye sayısı 2500'lerden 1250'ye düştü. Milli takımlarda bir tek oyuncu bulunmuyor. Son yapılan Türkiye Büyükler Şampiyonası'nda en iyi 64 sporcu içine İZTİK'ten iki, KSK'den bir tenisçi girerken, bizden tek bir sporcu katılamadı. Klüplerarası Türkiye Şampiyonası'na katılan erkek takımımız statü gereği oynatması gereken 16 yaş altı oyuncuyu ve bayanlar takımımıza iki sporcuyu dışarıdan kiralamak zorunda kaldı.
Kortlarımız bomboş, tenis oynayanlar çok azaldı. Bu örnekler daha çoğaltılabilir, ama yerimiz bunlara yetmez. Hal böyle olunca bu duruma üzülen bazı Kültürpark ve tenis sevdalıları bir şeyleri değiştirebilmek adına harekete geçti. Değişim Grubu adı altında 34 kişi toplanıp bir oluşum gerçekleştirdi ve arkadaşlar benden de başkan adayı olmamı istediler. Ocak ayında yapılacak seçimlerde yönetime aday olduk. Diğer aday 12 yıldır (altı dönem) bu görevi yürüten Sermet Yeşilpınar.
Biz programımıza tüzük değişikliği yaparak bir başkanın iki dönemden fazla koltukta kalmaması gerektiği maddesini de koyduk. Kulübün durumuna üzülen bir çok duayenden destek alınca, Yeşilpınar da gazetemizdeki köşesinde yazdığı yazısında bizlerin maşa olduğunu ima etti.