Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Mozilla/5.0 AppleWebKit/537.36 (KHTML, like Gecko; compatible; ClaudeBot/1.0; +claudebot@anthropic.com)

        TEKNOLOJİNİN eğitimle buluşturulması amaçlanan FATİH Projesi, Milli Eğitim Bakanlığı'nın (MEB) açıklamasına göre ikinci dönemde şubat ayından itibaren 17 ildeki 3'ü ilköğretim olmak üzere 51 okulda pilot olarak uygulamaya geçecek. 12 bin tablet bilgisayar ile 1496 akıllı tahta okullara dağıtılacak. Akıllı tahta ihalesini kazanan Vestel, yaptığı açıklama ile 85 bin akıllı tahtadan 200'ünün şubat ayında sınıflara yerleştirileceğini, geri kalan tahtaların da 8 ay içinde sınıflardaki yerini alacağını belirtiyor. Bu durumda da proje 200 akıllı tahtayla başlıyor.

        MEB bu proje kapsamında tablet bilgisayar ve akıllı tahtaların dağıtılacağı okullardaki öğretmenlere de hem akıllı tahtanın hem de tablet bilgisayarların nasıl kullanılacağına ilişkin "uzmanlarca" eğitim vermeye başladı.

        Ancak bu projede unutulan çok önemli bir nokta var. O da bilişim teknolojileri öğretmenleri. Oysa FATİH Projesi'nin FATİH'leri bu öğretmenler olmaları gerekirken, onlar tamamen dışlanmış durumda. Okullarda 2 saat olan Bilişim Teknolojileri dersi 2 saatten, 6., 7. ve 8. sınıflarda 1 saate düşürüldü, 4. ve 5. sınıflarda ise kaldırıldı. Bu nedenle de bakanlık kadrosunda bulunan 10 bini aşkın öğretmenin çoğu norm kadro fazlası oldu. Dersleri olmadığı için de formatörlük yapmak zorunda bırakıldılar. ODTÜ, Hacettepe, Boğaziçi başta olmak üzere üniversitelerin eğitim fakültelerine en yüksek puanla alınan bu öğretmenler görev yaptıkları okullarda "teknik eleman" durumuna düştü.

        Eğitim yazılımları da dahil bilişim teknolojileri konusunda eğitim gören bu öğretmenlerin şikâyeti projenin dışında tutulmaları. Okullarda öğretmen bile kabul edilmediklerini anlatan Hacettepe Üniversitesi mezunu Batman da görevli bir bilişim teknolojileri öğretmeni, "Tamirci haline geldik. Bozulan bilgisayarları tamir etmemiz, format atmamız isteniyor. Bunları yapacaksam ben neden hem de en yüksek puanlar isteyen eğitim fakültesinde okudum?" derken, Boğaziçi Üniversitesi mezunu bir başka öğretmen de sıkıntısını şöyle anlatıyor: "Türkiye'nin en yüksek puanla öğrenci alan üniversitesinden mezunum. Ama okulumda öğretmen değil, 'bilgisayar tamircisiyim'. Üstelik de ders saatlerimiz azaltıldığı için norm kadro yani ihtiyaç fazlası öğretmen oldum. Bir yandan bilgisayar teknolojisinin okullara gireceğinden söz ediliyor, bir yandan da bizi okullardan çıkarmaya çalışıyorlar."

        Neredeyse tıp fakültelerini yakalayan, mühendisliklerden daha yüksek puanlarla girdikleri eğitim fakültelerinden mezun bilişim teknolojileri öğretmenlerini dinleyince neden bu projede onların kullanılmadığını anlamak zor oluyor.

        Diğer Yazılar

        Sizlere daha iyi bir hizmet sunabilmek için sitemizde çerezlerden faydalanıyoruz. Sitemizi kullanmaya devam ederek çerezleri kullanmamıza izin vermiş oluyorsunuz. Detaylı bilgi almak için ‘Çerez Politikasını’ ve ‘Aydınlatma Metnini’ inceleyebilirsiniz.