Kılıçdaroğlu milliyetçilikte Bahçeli ile yarışıyor
DÜN MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada dikkatleri en çok, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel’e yönelik şu sözleri çekti: “Sayın Özel Paşa, senin için vatan nedir? Yoksa Harbiye’de vatan konusu işlenirken dersi mi kırdın, okuldan mı kaçtın?”
Meclis kulisinde bir MHP’li, Bahçeli’nin bugüne kadar orduyu hedef almamaya özen gösterdiğini, dolayısıyla bu çıkışının şaşırtıcı olduğunu söyledi. Daha sonra yaptığım hızlı bir araştırma sayesinde MHP Lideri’nin, Diyarbakır 2’nci Hava Kuvvet Komutanlığı’nda bulunan direkteki Türk bayrağının indirilmesi üzerine de Orgeneral Özel’i sert bir şekilde eleştirmiş olduğunu hatırladım. O zaman da şöyle konuşmuştu: “Sayın Paşa, sizler Ankara’da saltanat sürüp Başbakan’ın peşinden sürüklenirken bayrak düşüyor, vatan elden gidiyor, farkında mısınız? Bayrak inerken serinkanlı olabiliyorsanız, namus ve şeref elden giderken soğukkanlılığı elden bırakamazsınız.”
Yine de dünkü sözlerin görülmedik ve beklenmedik ölçüde ağır olduğu muhakkak. Nitekim Cumhurbaşkanı Erdoğan çok kısa bir süre sonra, adını vermemekle birlikte Bahçeli’ye aynı sertlikte cevap verdi ve “Sen Genelkurmay Başkanı’mızın atılacak tırnağının bir paresi olamazsın” dedi.
DENENMİŞ STRATEJİ
“Türk siyasi hayatında alışageldiğimiz polemiklerden biri” diye geçiştirilebilecek bir olayın söz konusu olduğunu sanmıyorum. Anladığım kadarıyla, Süleyman Şah Türbesi’nin taşınması, önümüzdeki genel seçimlerin ana temalarından biri olacak. MHP’nin olayı “yurtdışındaki tek vatan toprağının bırakılıp kaçılması” olarak göstererek hem kendi tabanından AKP’ye muhtemel geçişlerin önünü almak, hem de AKP seçmeninin Türk milliyetçiliğine yatkın bölümünün aklını çelmek isteyeceğini tahmin edebiliriz.
Acaba bu stratejinin başarı şansı var mı? MHP’nin daha önceki farklı seçimler ve Anayasa referandumu öncesi, PKK ve Abdullah Öcalan ile yürütülen çözüm süreçlerini ön plana çıkardığını ama milliyetçilik temelli kampanyaların AKP’nin iktidarını sarsamadığını görmüştük. Süleyman Şah Türbesi olayı MHP’nin bu kısırdöngüyü kırması için elverişli ve yeterli bir imkân mıdır? Emin değilim, fakat Cumhurbaşkanı’nın hiç gecikmeksizin Bahçeli’ye karşılık vermiş olması, işin ciddiyetini gösteriyor.
MHP’DEN DAHA MİLLİYETÇİ
MHP’nin ardından normal olarak AKP grup toplantısı olur. Fakat Başbakan Ahmet Davutoğlu, Macaristan’da olduğu için bugüne ertelendi. (Cumhurbaşkanı’nın muhtarları kabulünde yaptığı konuşmayı onun yerine sayabiliriz!) HDP grup toplantısındaysa, Eş Genel Başkan Figen Yüksekdağ’ı ilk kez yerinde dinleme imkânı buldum. Alışıldık lider profilinin dışında sakin, ele aldığı konulara hâkim bir siyasetçi Yüksekdağ. O da türbe olayına değindi, fakat tabii ki Bahçeli’den tamamen farklı bir bakış açısıyla. Türbe sürecinde Suriye Kürtleri ve onların PYD/YPG gibi örgütlenmelerinin pozitif rolünün altını çizen Yüksekdağ, bunun Türkiye ile Rojava arasında ilişkilerin normalleşmesinin miladı olmasını temenni etti.
Ve son olarak CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu dinledik. Öncelikle şu notu düşmek isterim: CHP salı günleri grup toplantılarındaki halk katılımını, coşkuyu vs. seçim kampanyası döneminde ülke geneline yayabilse sahiden çok başarılı sonuçlar elde edebilir. Ama nedense olmuyor.
CHP Lideri, konuşmasında Süleyman Şah olayına Bahçeli’den bile daha fazla yer ayırdı ve milliyetçilikte de MHP Lideri’nin gerisinde kalmadı. MHP’nin İç ve Doğu Anadolu, Karadeniz gibi bölgelerde AKP’yi milliyetçilik üzerinden sıkıştırmaya çalışmasını anlamak bir yere kadar mümkün, ancak CHP’nin bu söylemle ne elde edebileceğini kestirebilmek pek kolay değil.
CHP, son iki seçimde iyice ön plana çıkan direksiyonu sağa doğru kırma stratejisinin pek bir işe yaramadığını görmemiş olabilir mi?