Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        YENİ Türkiye, en başta gazetecilik olmak üzere birçok kuruma ve geleneğe ağır darbeler vurdu. Birçok ilke, kural, alışıldık yaşam biçimleri ortadan kaldırılıp her şey yeniden tanımlanıyor.

        Global düzeyde ve Türkiye’de, gazeteciliğin, yazarlığın kuralları değişti.

        Bu yüzden bizlerin, “Nasıl gazetecilik yapmalıyız?” veya “Nasıl yazmalıyız?” konuları üzerinde ciddi biçimde düşünmesi gerekiyor.

        Birçok insanın kendisini “gazetecisizleştirmeyi” ciddi biçimde düşünmeye başladığı bugünlerde konu daha bir aciliyet kazandı.

        Bugün bir öneri ortaya atmak istiyorum.

        Aslında yeni bir öneri değil, eskiden Batı’da ortaya atılmış ve başarıyla denenmiş bir öneri benimki.

        Bizler bundan böyle her olayda, insan unsurunu ön plana çıkararak yazmalıyız.

        Ancak bu, alışıldık habercilik lisanıyla mümkün olmayabilir. Çünkü insan, tanımı gereği çok boyutlu ve karmaşıktır. Haberler ise geneli tanımlamaya ve olayları basite indirgeyip anlatmaya koşullanmıştır.

        Geleneksel dilimiz ise insani olanı anlatmaya yetmemektedir.

        Bu yüzden bence hepimiz, bir zamanlar Tom Wolfe ve Norman Mailer tarafından mükemmelleştirilen haber yazma tekniğini, yani YENİ GAZETECİLİĞİ önümüzdeki dönemde uygulamaya geçmeliyiz.

        Yeni gazetecilik, gerçekte olup biteni roman yazma teknikleriyle yazmak diye de tanımlanabilir. Örneğin, borsa haberi yazacaksanız, “Bir borsacı tablolara baktığında neler düşünür, içinden neler geçer, karısıyla nasıl telefonlaşır, gece nasıl uyur?” bunları da hayal gücünüzü zorlayıp haberinize katacaksınız.

        Bu sadece yazılı basında ve uzun yazmaya elverişli internet sitesinde denenebilir. Çünkü bu tür yazılar ancak ustalıkla, düşünerek, acele etmeden yazılabilir. Bunu okuyan insanlar da keyif alırken düşünmelidirler.

        “Bu yapılabilir mi, elimizde bunun için insan malzemesi var mı, yeterli sayıya ulaşır mıyız?” bilmiyorum, ama tabii ki yapılabilir, onlar yaptı biz niye yapamayalım ki?

        Amerikan dergicilik tarihinde efsanevi bir isim olan Clay Felker, New York Dergisi’ni oluştururken şehirde eski düzenin çökmekte olduğunu, yeni bir düzenin oluşmaya başladığını gördü. Bu aynı bugünün Türkiye’sinin koşullarıydı.

        Felker, şehirde oluşmaya başlayan düzenin temelinde güç oyununun olduğunu gördü. Bunun da Türkiye’yi tanımladığı rahatlıkla söylenebilir.

        Şehirde siyasetçilerin yanı sıra eğlence dünyasından, medyadan, bankacılık sektöründen önemli oyuncular sahneye çıkmıştı.

        Bunlar arasında ciddi bir güç savaşı vardı. Her kesim şehre kendisi yön vermek istiyordu.

        Felker, dergisinin bu güç savaşında bir hakem rolünü oynaması gerektiğini anladı. Çünkü farklı oyuncular, birbirlerini anlamak ve bazen de uzlaşmak için sorunlar yaşayabiliyorlardı. Bir arabulucuya ihtiyaçları vardı.

        New York Dergisi bu işe soyundu ve çok başarılı oldu.

        Bizler de Türkiye’de yeni gazeteciliğimizle insanları anlatmaya girişirsek, bu çok ihtiyaç duyulan arabuluculuk rolünü üstlenebiliriz.

        Diğer Yazılar