Kısa anlatmak
BİZ yazarlar hepimiz biliriz bunu; kısa yazmak, kısa anlatmak en etkili iletişim biçimidir.
Bunu ilke olarak hepimiz biliriz de istisnalar haricinde pek uygulayabildiğimiz söylenemez.
Ne kadar fazla twit atsak da kendi yazılarımızda bunu pek uygulayamayız.
Ancak günümüzde öyle bir aşamaya geldik ki, kısa yazmadan hiçbir şeyi anlatabilmek mümkün değil artık.
İnternet/dijital devrimlerle insan beyni okuma- yazma yeteneğini iyice kaybetmeye başladı.
Eğer illa, kendini zorlayarak da olsa okuyacak ise beyinlerimiz artık uzun olana tahammül edemiyor.
Bu sadece yazıda görülen bir durum değil.
Okumanın yerini almakta olan seyretmenin de kısa olması gerekiyor.
Ben bu trendi görerek birkaç yıl önce üniversitede ders verirken, derste kullanmak amacıyla “How to Write Short; Word Craft for Fast Times” (Yaz. Roy Peter Clark, 2013) kitabını çalışma masamın üzerinde bulundurmaya başlamıştım.
Şimdi bizler okuma-yazmanın iyice darbe aldığı bir dünyada olmamıza rağmen yazıda ve görselde anlatım ustalıkları yaratmak gibi zor bir görevle karşı karşıyayız.
Dün yazdım; Snapchat de Discover platformunda artık 10 saniyelik reklam filmleri kullanıyor.
Şimdi kronometreye basın ve 10 saniyeyi ölçün.
Zamanın ne kadar hızlı geçtiğine şaşıracaksınız.
İşte o kısacık zaman diliminde artık mesajlarınızı etkin biçimde vermeye mecbursunuz.
Okuma-yazmanın gündemden hızla çıktığı bir dünyada, kısa anlatmanın gerektirdiği yazar ustalığının çok önemli hale gelmesi ilginç sonuçlar doğuracak.
Artık yazarlığın beslendiği bir edebi ortam hâkimiyeti yok ama twit’lerin, 10 saniyelik filmlerin hâkim olduğu bu dünyada bizler kısa yazma ustalığımızı rafine etmek zorundayız.
Yukarıda bahsettiğim türdeki kitapların, bundan sonra medya konusunun işlendiği her üniversitede mutlaka okunması gereken ders kitapları arasında yer alması gerekecek.
Ders müfredatına, “İyi nasıl yazılır, kısa nasıl yazılmalı?” gibi dersler mutlaka konulmalı.
Kısa anlatmaya çalışmak hem yazarın beynini daha iyi çalıştırır, hem de her cümlenin hakkının verilmesine yol açar.
Filmde de kısa anlatım, yaratıcıya şaheserler üretme yolunu açar.
Bu öyle bir gelişme ki, öyle bir 21’inci yüzyıl aşamasına giriyoruz ki, ister yazı yazıyor olun isterse film yapımcısı, sıkıcı olmak mesleğinizin sonunu getirecek.
Yeni beyinler, artık hiç sıkılmadan saniyeler içinde tüketecekleri yazıları ve filmleri istiyorlar.
Eğer medya varlığını sürdürecekse ve bizler bu medyada çalışacaksak, kendimize global dünya dışından okuyucu-seyirci ithal edecek halimiz de olmadığına göre, bu müşteri kitlesinin isteklerine uyacağız ve kısa yazıp kısa anlatacağız.