Global trend 'CHP' diyor
Türkiye’nin global hâkim güçlerle en fazla uyum içinde çalışması ve global trendlere kolay adapte olması gereken bir dönemdeyiz. Seçimden sonraki yıllar, Türkiye’nin kendini düşürdüğü yalnızlık, tecrit edilmişlik hissinden çıkmak için uğraş vereceği dönem olacak.
Eğer bunu başarırsak, belki o zaman kendimizi biraz toparlayıp tekrar yükselişe geçme ihtimalimiz olabilir. Bu yapılmadığı ve her şey bugün olduğu gibi bırakıldığı takdirde bizleri sonuçları acı olacak gelişmeler bekliyor.
Anlayacağınız, Türkiye’yi biraz aydınlığa çıkarabilecek bir hükümet için global trendlere, dünyanın kendisine çizdiği ana rotalara bakmak gerekiyor.
Bu açıdan bakıldığında global trendler ve dünyanın gidişatı, Türkiye için CHP demekte. Her gösterge, Türkiye’de CHP’nin içinde güçlü biçimde yer alacağı hükümet modellerinin şansının büyük olacağını söylüyor.
BU TRENDLER NE?
1 Mayıs gösterilerinin New York’ta yapıldığı Union Square’de bir Barnes and Noble kitap dükkânı var. Bunun yeri stratejik önemdedir; çünkü bu dört katlı bina çok önemli iki üniversite (NYU ve New School for Social Research) ile birçok start-up yeni teknoloji şirketinin bulunduğu alanlara yürüme mesafesindedir.
Bu yüzden ben şehirde her bulunduğumda bu kitap dükkânında sergilenen yeni kitapları dikkatle incelerim. Çünkü onlar o anda ne üstüne konuşulduğunun ve neye önem verildiğinin de göstergesidirler.
Bir yıl önce bu bölümde daha çok “Start-up şirketler nasıl oluşturulmalı?”, “Sosyal medyayı pazarlama faaliyeti için nasıl kullanmalı?” ve “dijital devrim” üzerine kitaplar göze çarpıyordu.
Bugün aynı bölüme baktığımda John Maynard Keynes üzerine kitapların ve Keynes’in kendi çalışmasının sergilendiği, bunun dışında gelir dağılımını iyileştirme yöntemlerinin sol perspektiften ele alındığı ve sosyal adalet ile eşitliğin bir politika olarak gündeme getirilmediği takdirde bunun ülkelerin felaketi olacağını anlatan çalışmalar ağırlıktaydı.
Dünya yıllardır “liberal politika” adı altında uygulanan acımasız ekonomi modelinden kurtulma, sosyal adaleti ön plana çıkaracak siyasetleri ve Keynesyen ekonomi politikalarını deneme arayışı içinde.
DÜNYANIN GİDİŞATI
Bu tespit sadece akademik düzeyde kalmıyor tabii ki. İngiltere’de İşçi Partisi, sosyal demokrasinin hayli solunda bir arayış içine çoktan girdi. Global ekonomik trendleri daima ilk önce hissedip uygulayan ülke olan Kanada’da da sosyal demokrat duyarlılığı hayli fazla olan bir yeni başbakan seçildi.
Amerika’da ise “liberalizm” adı altındaki acımasız iktisadi politikalara sahip çıkan Cumhuriyetçi Parti büyük sallantıda, bir ideolojik kriz yaşıyor. Demokrat Parti de Obama yönetimi altında başlattığı “dar gelirlilere imkân sağlayacak, gelir dağılımını iyileştirecek” politikalar üreten parti olarak yaklaşan seçimde bir kadın başkan adayıyla iktidar olmaya emin adımlarla yürüyor.
Anlayacağınız hem düşünsel düzeyde hem de global derin ekonomik güçlerin dinamiğiyle Türkiye’de bir sosyal demokrat iktidarı denemenin zamanı gelmiştir. Koşullardan dolayı tek başına iktidara gelemese de CHP’nin koalisyon ortağı olacağı bir seçim sonucu Türkiye’nin önünü gerçekten açacak bir yol olarak görünüyor.
CHP HAZIR MI?
CHP içinde bu yeni dönemde sorumluluğu rahatlıkla üstlenebilecek bilgili, birikimli kadrolar var. Ancak CHP, ekonomi politikasında seçimin de etkisiyle daima popülist heyecan yaratacak önerilerde bulundu.
Oysa şu dönemde Türkiye’ye yön verecek, global trendlerle uyumlu makro ekonomik politikaların ne olacağı, Keynesyen bakışla kamuoyuna sunulmalıydı.
Böyle bir çalışma eğer ellerinde varsa, bunun detaylarını bizlerle de paylaşmaları ve biraz tartışmamız gerekiyor.