Gelir dağılımı eşitsizliği
“Öteki Türkiye”yi yazdığım yıllarda ülkemizde ciddi bir gelir dağılımı eşitsizliği olduğunu ve bunun ciddi siyasi ve sosyal krizlere yol açacağını söylediğimde, düzenin organik ekonomistlerinden ciddi bir tepki almıştım.
Rakamlarla yalan söylemenin çok kolay olduğunu da bilen bu “uzmanlar”, gini katsayısı söyleminin arkasına saklanarak çıplak gözle bile görülebilecek bu gerçeği yok saymaya giriştiler.
Gelir dağılımının bozuk olup olmadığı, aslında teorik düzeyde yapılan bir sınıf savaşıdır.
Çünkü siz eğer gelir dağılımda bir bozukluk olduğunu söyler ve ondan yola çıkarsanız, sonunda bu dağılımı düzeltecek ekonomik tedbirleri almak için çalışırsınız.
Genellikle tarihsel olarak gelir dağılımının bozuk olduğunu söyleyip bunun düzeltilmesi için uğraşanlar, sol gelenekten gelenler olmuşlardır.
Bu gerçeği reddedenler de yine tarihsel olarak sağda veya büyük iş ve sermaye çevrelerinin yanında yer alanlar olmuşlardır.
*
Ama safların bu şekilde tutulması durumu, şu anda hiç umulmadık bir yerde değişiyor.
Bir başkanlık seçimi sürecinde olan Amerika’da genellikle büyük sermaye yanında yer alan Cumhuriyetçi Parti içinde çok ciddi bir gelir dağılımı tartışması yaşanıyor.
Belki inanmayacaksınız ama büyük zengin ve en sağdaki aday Donald Trump bile bu konunun çok önemli olduğunu, gelir dağılımının mutlaka çözülmesi gerektiğini söylüyor.
Demokratlar bu konuya zaten duyarlı olduklarından Amerika’da şu anda nasıl bir ekonomi politikası uygulanacağı konusunda bugüne kadar Avrupa toplumlarında görmeye alışık olduğumuz düzeyde zengin içerikli bir tartışma yaşanıyor.
New Yorker Dergisi’nin son sayısında George Packer, “The Republican Class War” başlıklı yazısında çeşitli Cumhuriyetçi adayların gelir dağılımı bozukluğuna nasıl tedbirler getirmeyi düşündüklerini detaylı bir şekilde yazdı.
Bu orta uzunluktaki yazı bile çağdaş sorunlar hakkında düşünmeye çalışan herkes için çok güzel kaynak olacak nitelikte.
*
Gelir dağılımındaki bozukluk, orta ve uzun vadede orta sınıfın yok olmasına yol açabiliyor ve bu da demokrasinin temellerini çökertebilecek bir gelişme olduğundan gelir dağılımını düzeltmek, demokrasiyi kurtarmakla özdeş tutulabilir.
Konuyu gündeme getirdiğimden bu yana Türkiye’deki gelir dağılımının çok daha vahimleştiği söylenebilir ama bizde bu konuda ciddi bir teorik tartışma yapıldığı da söylenemez.
Çeşitli partiler, bazı dar gelirli gruplara ne kadar daha fazla para vereceklerini söylemekle yetiniyorlar ama bunun kronikleşen, kurumsallaşan bir gelir dağılımı bozukluğunu düzeltmeye yeteceğini söylemek de imkânsız.
Bunun için kapsamlı politikalara, stratejilere, orta ve uzun vadeli makro ekonomik düzenlemelere ihtiyaç var ama bu teknik işlere girmeden önce gelir dağılımı bozukluğu üzerine ciddi bir tartışma başlatmamız gerekiyor.
Dilerim Amerika’da bile başlatılmış olan tartışma bize de örnek oluşturur ve bu gobal düzeydeki tartışmaya Türkiye de bir an önce dahil olur.