Tercih fazlalığı paradoksu
Dijitalin hâkimiyeti altındaki çağımızda ne tür stratejiler oluşturulacağının, geleceğin nasıl planlanacağının, bunlara uygun ekosistemlerin nasıl oluşturulacağının tartışıldığı Business Insider’ın New York’ta düzenlediği “Ignition” toplantısında, kendi modellerini anlatan dev şirketlerin CEO’larını dinlediğinizde, gelecek stratejinizin ana hatlarını, yol haritasını çıkarmanız mümkün olabiliyordu.
Şu andaki durumun gerçekçi tespiti yapılmadan gelecek için gerçekçi strateji çıkarılması mümkün olamayacağına göre, dinlediğim konuşmacıların hepsi bugünkü bir dizi durum tespitinden yola çıkarak gelecek vizyonlarını anlattılar.
Hangi sektörde olursanız olun, bu tespitlerin bir bölümünü kendi gelecek planınızın bir parçası yapmazsanız bu çağda başarmanız neredeyse imkânsız.
Baştan şunu bilelim: Veriler kesin bir şekilde gösteriyor ki, 30 yaş altı nüfus artık video olmadan hiçbir içeriğe bakmıyor.
Bu yüzden kısa video üreten, reklam stratejilerini bunun üzerine kuran her iş dalının geleceği var.
Bununla bağlantılı olarak “Artık televizyon seyredilmiyor” denilip gazeteler gibi bu ortamda zorlanacakları düşünülen televizyon kanallarını aslında çok parlak bir gelecek bekliyor.
CBS’nin Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Leslie Moonves’in dediği gibi, artık kanalların ürettiği içerik televizyon ekranında seyredilmiyor olabilir, ama birçok farklı aygıttan seyrediiyor. Seyirci sayısı da durmadan artıyor.
Kısa videolar ve televizyon içerikleriyle yeni tüketici kitlesi tam bir seyir bağımlısı olmuş durumda.
Bu sosyal medyayı da etkiliyor. Görüntülü mesajlaşma ve videolu sosyal medya sistemleri tam bir yükseliş içinde.
Apple, en fazla yatırımını şu anda Apple TV’ye yapmakta. Bu sistem “internet streaming” ile kendisine gelen farklı içerikleri toparlayıp seyirciye sunacak.
Roku adlı şirket de yükselişte. Bir internet streaming toparlayıcısı olan Roku, yüzlerce kanalı seyirciye ucuz bir şekilde sunabiliyor.
İşte bu durum birçok konuşmacının vurguladığı “tercih fazlalığı paradoksu”nun doğmasına yol açtı.
Yapılan tespite göre, Amerika’da herhangi bir saatte aynı anda 450’den fazla senaryosu olan TV programı bulunabiliyormuş. Seyretme bağımlısı haline gelmiş seyirci de bu kadar fazla tercih imkânı olunca hiçbir karar verememe gibi bir durum yaşayabiliyormuş. Bu da tercih fazlalığı paradoksu. Bu kadar tercih imkânı varken bir şey seçememe gibi bir tuhaflık söz konusu.
Bu yüzden seyirciye özel tercih demetleri oluşturabilen, yani var olan olasılıklar arasından kürasyon (kaliteli seçim) yaparak kişinin seveceği şovları sunan sistemler çok rağbet görüyor. Roku da, Apple TV de size özel, yani hakkınızdaki geçmiş verileri değerlendirerek seveceğinizi tahmin ettiği olasılıklar sunacak.
Televizyonun geleceğinin de bu yönde olacağı vurgulanıyor. Bu duruma en fazla uyum sağlayan kanal ayakta kalacak ve büyüyecek.
Fotoğrafta bile bir seçim yapılması gereği var. Getty Images CEO’su, kendilerinin “görsel antropolog” dedikleri, ilgi çekeceği sanılan “kişiye özel” fotoğraf seçicileri kullandıklarını söyledi.
Görünen o ki, medya şirketlerinin görüntülü içeriğe daha fazla önem vermeleri ve eğer kendi bünyeleri içinde televizyon kanalı varsa ona özel vurgu yapmaları gerekecek.
Televizyon dışındaki tüm içeriklerin de kısa videolu olması gerekiyor.
SONRAKİ YAZI: Apple gelecek için neler planlıyor, iPhone hakkında neler düşünüyorlar? Yazılı medyada içerik sorunları... Facebook şu aralar neye konsantre, Pay-Pal neyi hedefliyor? Reklam önleyici programlar hakkında neler yapılacak? “Mixed reality” yeni akıllı telefon olur mu? Buzzfeed ne üzerine çalışıyor?