Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Merrıam-Webster lügati, her yıl olduğu gibi bu yılın kelimesini de saptadı. Onlara göre 2015 yılının kelimesi, aslında “kelime” değil bir “son ek”. Lügat “izm”i yılın kelimesi olarak açıkladı. Bu, dünyanın durumu hakkında son aylarda duyduğum en kötü haberlerden biri. Çünkü “izm”in yılın kelimesi olması, ideolojilerin dünyada yükselmeye başladığını gösteriyor. Daha da kötüsü, bu “terörizm” in hâkimiyetinin de bir yansıması.

        Bunun neden kötü haber olduğunu en güzel biçimde Ekşi Sözlük’teki arkadaşlar ortaya koymuşlar. Ekşi Sözlük’te “izm” araması yaptığınızda önünüze gelen ilk tanımlama şu: “İzm, beyinlerimize giydirilmiş deli gömlekleridir.” Tam isabet, harika bir tanım.

        Evet düşünsenize, mutlak doğru olduğuna inandıkları fikirler için her şeyi yapmaya koşullanmış insanlar yaratan bir şeydir “izm”.

        Bu hayatta ihtiyacımız olan uzlaşmanın, karşılıklı anlayışın, hoşgörünün, ortalamayı bulma arayışının, konsensüs yaratmanın önüne dikilen en büyük engeldir her türlü “izm”.

        İster sosyalizm olsun ister radikalizm ve tabii ki terörizm, bunlar 21’inci yüzyılı kaybedilmiş yüzyıl yapacak ideolojilerdir, rasyonel insan beyninin yoldan çıkmasının deli gömlekleridir.

        Sözlüğün bunu “2015’in kelimesi” olarak seçmesi bu yüzden çok üzücü ve ürkütücüdür.

        MERKEZİNİ ARAYAN DÜNYA

        Global dünya şu anda yerinden oynamış, kendi merkezini kaybetmiş durumda. Tüm ülkeler şimdiye kadar alışıldık olmayan türde asimetrik tehlikelerle karşı karşıya. Bu asimetrik tehlikelerin tümü, ülkelerin dengelerini bozmuş durumda. Bunu en çok bizlerin Türkiye’de hissetmesi lazım.

        Global dünyanın şu anda en çok ihtiyacı olan şey, yeni bir merkezin oluşması, ülkelerin fırtınalı global denizde istikrarlarını korumaya yarayacak, demir atabilecekleri sağlam limanlardır.

        Dünya siyasetinin ve sosyolojisinin bugün en hayati sorunu, her türlü “izm”den uzaklaşarak merkezi güçlendirecek yaklaşımları oluşturmak, rasyonel akılcı olanı bulmaktır.

        ‘İZM’LERDEN UZAKLAŞMA İŞARETLERİ

        Global dünya, bununla uğraştığının en önemli 6 işaretini son günlerde şöyle verdi:

        1- Fransa, ülke olarak kalitesini gösterdi ve onca travmadan sonra yine de oylarını aşırı partiye vermeyip merkez sağını güçlendirdi.

        2- Güney Amerika’da ülkeler, kendilerini aşırı sol yönetimlerden uzaklaştırıyor, yeniden merkezde denge bulmaya çalışıyorlar.

        3- Kanada’da sosyalist yönetim, merkez sol arayışlarda olacağının sinyalini verdi. Onlar da merkezlerini sağdan değil ama soldan gelerek güçlendiriyorlar.

        4- Amerika, Rusya ile görüşerek bölgemizde merkezleri daha da yerinden oynatabilecek Türkiye-Rusya arası gerginlikleri azaltmaya uğraşıyor.

        5- Suriye’de siyasi bir çözüme gidilmesi yolunda global bir konsensüs oluşturulmaya çalışılıyor.

        6- Tüm ülkeler, dünyamızın fiziksel geleceği için bütün “izm”lerini bir yana bırakarak ilk kez bir anlaşma ortaya çıkardılar Paris’te.

        Yani Merriam-Webster’in dediği gibi, “izm” 2015 yılını belirlemiş ve yılın en önemli kelimesi olmuş olabilir, ama şu gerçek de var: “Global dünyada ‘izm’lerden uzaklaşma ve yeni sağlam merkezler oluşturma mücadelesi var.”

        ERDOĞAN VE DAVUTOĞLU YÖNETİMİNDE YARI BAŞKANLIK

        Hiçbir ülkenin, bu global trendin dışında kalmasına imkân yok. Türkiye’nin özellikle yok; çünkü ülkemiz şu anda dünyada merkezin hâkimiyetinin gerçekleşmesi açısından en önemi rolü oynayabilecek bir ülkedir ve Türkiye’de merkezin yeniden güçlenmesini sağlamanın tek yolu da Erdoğan’ın başkanlığında, Davutoğlu’nun etkin başbakan olarak çalışabileceği Fransa örneğindeki gibi bir yarı başkanlık sistemidir.

        Ben bu yüzden daha önce AK Parti ile CHP arasında bir yarı başkanlık sisteminde oluşturulabilecek bir koalisyona çok önem vermekteydim, ama şu anda bunun koşulları ortadan kalktı. CHP’nin de yarı başkanlık sistemi üzerine tavrını netleştirmesi ve gerekçelerini net anlatması gerekiyor.

        Eğer CHP de bir yarı başkanlık sistemine destek verirse, o zaman Türkiye şu anda dünyada üzerine düşen zor görevi başaracak ve global düzeyde yeni bir merkezin oluşmasına temel oluşturabilecek. CHP de sosyal demokrasinin beyinlerine giydirilmiş deli gömleğinden bir an önce uzaklaşmalı ve AK Parti’ye yeni merkezin oluşması sürecinde destek vermeli.

        Diğer Yazılar