Oyunun kuralları değişiyor
Dijital dünyada o kadar fazla yenilik, yaratıcılık var ki kapitalizmin oyun kuralları neredeyse her gün yeniden yazılıyor.
Bu sistemin en büyük kural koyucularından bir tanesi, trend belirleyicisi Apple şirketidir.
Bu nedenle dijital hayatın geleceğini konuşmak için toplandığımız New York’ta en fazla ilgi çeken, gazetelere en fazla haber olan konu, Apple şirketinin gelecek planlarıydı.
Bu yüzden Business Insider tarafından düzenlenen “Ignition” konferansının en fazla ses getiren konuşmalarından biri Piper Jaffray şirketinin Apple analisti Gene Munster’ın yaptığı ve “The Kingdom- Apple 2016” başlığını verdiği konuşmasıydı.
Bu konuşma bir panelin parçasıydı. Panelde ayrıca Facebook ve Google’ın da analistleri bulunuyordu.
Anlayacağınız, bu panel büyük üçlünün 2016 ve sonrası planlarıyla ilgiliydi.
Konuşmanın ertesi günü gazetelerde yer alan en önemli bölümü, Apple’ın çok uzak olmayan gelecekte iPhone üzerine strateji kurma işinden çıkacağıydı.
Munster’a göre Apple, çok yakında paradigmatik dönüşüm getirecek yeni bir yaklaşım ortaya koyacaktı.
Apple’a göre artık ekranlara bakarak yaşanan dijital hayatın sonu geliyordu.
Ekran, hızla moda dışı olacaktı; onun yerine geçecek yeni kavramlar bulmak zorundaydılar.
Apple şu aralar “mixed reality” dediği bir sistem üzerine çalışıyor.
Bu, virtual reality ile iPhone’un yaptığı işleri kendi içinde birleştiren bir makine.
Neye yol açığını anlatmak için o konuşmada verilen örneği aktarmalıyım.
Diyelim ki sevgilinize telefon etmek istediniz.
Bu “mixed reality” aleti, sadece konuşmanızı değil, aynı zamanda sevgilinizin o anda yanındaymışsınız gibi yüz yüze konuşmanızı sağlayacak. Yani sizi alp bir “virtual reality” olarak sevgilinizin yanına götürecek.
Böylece konuşurken sevgilinizin yalnızca sesini duymayacak, aynı zamanda yüz mimiklerini de göreceksiniz.
Şu anda sadece sevişebilmenize imkân veremiyorlar.
Bu makinenin ortaya çıkma da çok fazla zaman almayacak; 2016 yılı içinde ilk denemeler yapılabilir.
Bu arada Apple, 2016 yılında iPhone 7’yi de çıkaracakmış.
Bunun yanında en fazla Apple TV’deki yeniliklere konsantre oluyorlarmış.
Hatta bu yeni Apple TV sisteminin reklamları, Amerikan televizyonunda yayınlanmaya başladı bile.
Bu dünyada yenilik, yaratıcılık hiç durmuyor; tüm gelişmeler çok hızlı.
Dediğim gibi, bütün bunlar bir sistem olarak kapitalizmin oyun kurallarını bile değiştiriyor.
Doğal olarak tüm bu değişim, ilk önce ve en fazla bizim sektörümüzü yani medyayı ilgilendiriyor.
Bu yüzden “Eskiyi koruyalım” diyerek yerinde sayanlar, maalesef bu yüzden kısa sürede oyun dışında kalacaklar.
Yenilikleri takip edip bunları Türkiye koşullarına uyarlarken katkı da yapabilecek medya şirketleri, sadece ayakta kalmakla yetinmeyecekler, Türkiye’deki medya oyununun kurallarını da yeniden yazacaklar.