Kürt koridoru
Türkiye toprağını da içeren Kürdistan haritası, Washington’da bölge politikasını hazırlayan yetkililerin elinde görünmeye başladığı yıllarda, Amerika ile İsrail yazıya dökülmemiş bir anlaşmaya vardılar.
Washington’da ortaya çıkan haritayı oluşturanların çoğu, aynı zamanda İsrail vatandaşıydılar. Bu yüzden İsrail ile ABD arasındaki derin devlet bağlantısının kurulması hiç zor olmadı
Yazıya dökülmemiş ama uzun vadeli politikalar açısından bağlayıcı olacağı söylenen bu anlaşmada, bölgede hem ABD’nin hem de İsrail’in uzun vadeli müttefiki ve güvenilir ortağı olacak bir Kürt devletinin güçlendirilmesi ve güçlü tutulmasının yollarının da aranması kararlaştırıldı.
Bu plan bölgede İsrail ve ABD’nin güvenebileceği bir başka güç kalmadığı düşünüldüğünde devreye sokulacaktı.
(Bu dönemde bunun neden gündeme sokulmasına ihtiyaç duyulduğunu devletin zirvesi kendi içinde tartışmalı. Eğer orta vadede kapsamlı bir ulusal dış politika değerlendirmesi yapılacaksa -ki bence mutlaka yapılmalıbu mesele de bunun içinde güçlü biçimde bulunmalı.)
Denize açılımı bulunmayan bir oluşumun güçlenemeyeceği düşünülen plana göre, bağımsız bir Kürt devletine, Akdeniz’e ulaşacağı bir koridor açılması düşünüldü. Bugün koridorun açılması planı işte budur.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Başbakan Davutoğlu tavırlarında son derece haklılar. Onlar gerçek tehlikeyi görmüş ve Türkiye’yi ona göre konumlandırmaktadırlar.
Bölgenin haritasını 20’nci yüzyılda orijinal olarak çizen Sykes-Picot Anlaşması’nın bilinçaltında da bu yatıyordu, ama o zaman bunun koşulları oluşmamıştı. Koşulların şimdi oluştuğunu düşünüyorlar, ama Türkiye onlara “Yanılıyorsun” demeyi sürdürmek zorundadır.
DONALD TRUMP, PETER SELLERS Mİ?
Donald Trump’ın önlenemez yükselişini izledikçe elimde olmadan aklıma Peter Sellers’in büyük oynadığı “Being There” filmi aklıma geliyor.
Jerzy Kosinski tarafından yazılmış romandan yine Kosinski’nin senaryolaştırdığı 1979 tarihli filmin yönetmeni Hal Ashby’ydi.
Filmde bir eski malikânede bahçıvan olarak çalışan Chauncey Gardiner, beyni fazla çalışmayan, dünyadan kopuk ve fazla düşünmeden yaşayan bir insandır. Onun sorulara ve olaylara tepkisi son derece yüzeysel ve kaba düz mantık içermesine rağmen bazı güçlü insanlar nedense bundan çok hoşlanırlar. Belki de bu gerçekte hiç görülmeyen bir tepki biçimi olduğundandır.
Ve sonunda Chauncey’i yükseltmeye başlarlar. O hangi soruya saçma da olsa cevap verse, büyük bir felsefi düşünce olarak kabul edilir. Ve sonunda bu adam öyle bir yükseltilir ki film onun Amerika Başkanı olması kararıyla sona erer. Donald Trump tabii ki aptal değil, ama onun her konudaki sözleri, Chauncey’in söyleyebileceği sözlerden farklı değil. Yani şu anda Amerikan politikasında Being There filminin gerçekten olması süreci yaşanmakta.
EKMEK ŞİŞMANLATIR MI?
Herhangi bir vatandaşımıza neden kilo vermediğini sorun, ilk alacağınız cevap, “Su içsem yarıyor” olur. Bunun bir anlamı tabii ki yok, ama daha anlamlı olduğu sanılan diğer cevap ise “Ekmeği kesemiyorum”- dur. “Ekmek olmadan yediğimi anlamıyorum” ise bunun gerekçesidir.
Ekmeğin mutlaka şişmanlatacağını veri olarak kabul ederiz, ama bunun doğruluğu konusunda bir kesinlik yoktur. Tabii her yemek grubunda olduğu gibi yediğiniz miktar da önemlidir ve ekmeğin kontrollü miktarlarda yendiğinde illa kilo aldıracağı en azından şüphelidir.
Bana bir diyetisyen, “Düzgün yemek yenilmeden zayıflanamaz” dedikten sonra, “Ekmek de bu diyetin içinde mutlaka olmalı” diye ilave etmişti. Oprah Winfrey, düğün ve kontrollü yiyerek kilo verilmesi programları oluşturan Weight Watchers grubunun sözcülüğünü yapıyor.
Hayatı boyunca kilo sorunlarıyla boğuşmuş ve kilo verdikten sonra hızla geri alan Oprah Winfrey, şu anda ideal diyetini bulmuş gibi görünüyor ve televizyonda verilen reklamda sürekli olarak, “Ben her gün düzenli olarak ekmek yiyorum” sloganını kullanıyor.
Onun yaptığı diyetin herkes için doğru olacağını söylemek mümkün değil tabii ki ama en azından diyetimizde ekmeğin rolünü ve ne tür ekmeği nasıl yememiz gerektiğini yeniden düşünmemizin zamanı da çoktan geldi diye düşünüyorum.
SPAGETTİ NASIL YENMELİ?
Tartışma, İtalyan şeflerin, “Spagetti katiyen çatalın yanında kaşık kullanılarak yenilmemeli, spagetti yerken kaşık kullanan İtalyan olamaz” demeleriyle başladı.
Çoğumuz doğru yeme biçiminin, makarnayı destek olarak tuttuğumuz kaşığın içinde çatalla döndürerek yemek olduğunu bilirdik. Ama İtalyanlar diyor ki, “Sadece çatalınızı kullanın, makarnayı tabakta çatalınızı döndürerek sarıp yiyin” diyorlar.
Doğrusu nedir bilmiyorum, ama İtalyanlardan daha iyi bilecek halde de değilim ya.
TEKNOLOJİYİ TAKİP ETMEK
Teknolojik gelişme baş döndürücü bir ritimde sürüyor.
Olan biteni takip etmek hayli zorlaştı ama takip etmek de gerekiyor.
Çünkü bunu yapmadığımız takdirde hem profesyonel hem de gündelik yaşamınızda geride kalmamız büyük ihtimal. Bir yardımcıya ihtiyacımız kesinlikle var.
Bence Techcrunch sitesi bu konuda en büyük yardımcımız olabilir. Techcrunch’ın bir de aplikasyonu var, “Mutlaka kullanın” diyorum.
STAR WARS
Büyük olay yaratan Star Wars filmi, Disney ve oyuncakları üreten Hasbro şirketine çok yaradı. Disney şirketinin film bölümünün 2 Şubat’ta sona eren çeyrek dönem bilançosuna göre kârlılığı yüzde 86 artarak 1 milyar dolara ulaşmış. Hasbro’nun 27 Aralık’ta biten çeyrek dönemlik bilançosuna göre satışları ise yüzde 13 artarak 1.5 milyar dolara ulaşmış.