Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Her şey bundan iki ay kadar önce Başkan Obama’nın Virginia’daki CIA merkezinde yapılan toplantıda sorduğu soruyla başladı. Başkan, “Siber güvenliğimizi sağlamak için yüz milyonlarca, hatta milyarlarca dolar harcadık. Neden bu büyük güç teröriste karşı kullanılmıyor?” diye sormuştu.

        Bu soru gerçekte bir soru değil, aslında emirdi. O toplantıdan sonra Amerikan devletinin tüm güvenlik birimleri çalışmaya başladı. Sonunda plan, dün Başkan Obama’nın Hannover’de Almanya, İngiltere, Fransa, İtalya liderlerine anlatacağı boyuta getirildi.

        Toplantının olduğu gün, yani pazartesi New York Times Gazetesi’nin manşeti bu konuya ayrılmıştı. Amerika, DAEŞ’e karşı muazzam bir siber savaş başlattı. Savunma Bakan Yardımcısı Robert O. Work’un sözüyle “daha önce hiç yapılmayan yapıldı”, siber bombalar atılmaya başlandı.

        Maryland Eyaleti’nde bulunan National Security Agency’nin yakınında bulunan 6 yıllık siber savaş komutanlığı (cyber command) çok kısa süre önce tam anlamıyla savaşa girdi.

        Teknik detayları bilmiyorum, ama anladığım kadarıyla Microsof’tayken gördüğüm muazzam güç ve daha fazlası harekete geçirilmiş durumda. Özellikle yeni militan devşirme işini internet üzerinden yapan terör örgütünün çökertilmesine girişildi.

        SİBER SAVAŞ TİMLERİ

        Bin Ladin’in öldürülmesi olayından bilirsiniz, Amerika’nın elinde bu tür işleri yapan özel operasyon timleri bulunuyor. Siber savaş için de buna benzer özel operasyon timleri kuruldu. “Siber savaşın öldürme yetkilisi komandoları” da diyebilirsiniz bunlara.

        Tam sayıyı vermiyorlar, ama ülke çapında "ulusal misyon takımı” (national mission teams) oluşturulmuş. Bunlar yeni açılan kapsamlı siber savaşının komando timleri olacaklar.

        Devletin açtığı bu siber savaşı, teknoloji devleriyle koordineli götürme zorunluluğu var. Bu nedenle ulusal güvenlik başkan yardımcısı ve Başkan Obama’nın karşı terör konularındaki en üst danışmanı Lisa O. Monaco, bu tür şirketlerin en üst yöneticileriyle Silikon Vadisi’nde, Texas’ta, Boston ve Washington DC’de bir dizi toplantı yaptı ve planları onlarla koordine etti. Özellikle siber savaşın sosyal medyadaki ayağıyla ilgili onlardan yardım alacaklar.

        O SORU NEDEN ÖNEMLİYDİ?

        Siber savaşla ilgili bölüme Başkan Obama’nın sorduğu bir soruyu anlatarak başlamıştım. O soru gerçekten önemliydi; çünkü hukuk devletleri açısından “siber güvenlik” ve “siber savaş” gibi kavramlar ciddi ve yeni hukuki sorunlar çıkarıyor. Çünkü bir devlet, bir başka devlete siber savaş açtığında o devletin ulusal güvenlik sınırlarını ihlal etmiş sayılabiliyor.

        Gerçi bugüne kadar bu savaş tekniği, özellikle bu tür hukuki sorunları fazla takmayan Çin, Rusya ve İran’a karşı kullanılmıştı. Ama o durumlarda bile yeni başka sorunlar olabiliyordu. Çünkü bir başka devletin siber güçlerine saldırı yapıldığında o ülkede yaşayan sivillerin sistemleri ve aldıkları hizmetler etkilenebiliyor, bu da hukuk devletleri açısından önemli etik sorunlar yaratıyordu.

        Bu tür sorunların hepsi çözülmüş değil, ama terör örgütleriyle savaş söz konusu olduğunda bu tür kaygılar bir kenara bırakıldı. Zaten dün Hannover’de yapılan toplantıda Batılı ülkelerin liderlerine bu anlatıldı. Benzer çalışmaları kendi Amerikan NSA’sına benzeyen “National Communications Headquarters” (NCH) içinde yapan İngiltere’nin tam desteğini almış durumda ABD. Almanya ve Fransa’nın da tüm güçleriyle siber savaş müttefikliğine katılmaları bekleniyor.

        TERÖRİSTİN BEYNİ

        Hepimizin aklına mutlaka gelmiş, çok sayıda insanın öldüğü bombalı saldırılardan sonra bunları yapanların ne tür insanlar olduğunu merak etmişsinizdir. Siyasi liderler başta olmak üzere hemen herkes bu teröristlerin normal insanlar olmadıklarını, beyinlerinde bir sorun bulunduğunu ve böyle korkunç saldırıları sadece sorunlu, hasta insanların yapabileceğini düşünüyordu.

        Teröristin beyni üzerine yapılan çalışmaların bilimsel sonuçları bugüne kadar fazla bilinmiyordu. “Bunları ilk önce hangi kaynak yayınlayacak?” diye bekliyordum. Sonunda beni şaşırtmayan bir kaynak yaptı bu işi.

        Beyinle ilgili her konuyu araştırıp yayınlayan “Scientific American Mind” dergisi. Derginin teröristin beyni (Teröristle savaşmak açısından psikoloji bize ne tür ipuçları veriyor) kapak konulu mayıs/haziran sayısı yayınlandı.

        Çok kapsamlı ve uzun bir çalışma bu, onun için tümünü özetlemek mümkün değil. Özetle deniyor ki: “Sakın ha teröristi hasta beyinli insanlar olarak değerlendirmeyin, yanlış yapmış olursunuz.”

        İçine kapanmış, ailesi ve toplumla sorunları olan, yalnız ve kendini dışlanmış hisseden insanlar daha sonra terörist örgütün pençesine düşüyorlar. Çünkü bunların çoğunun bir aidiyet, bir grup içinde kendini onaylatmak ve onaylamak arzuları var. Terör örgütleri bu arzuya karşılık vereceğini çoğunlukla internet sitelerindeki propagandalarında kullanıyor.

        Genç kendisini anlamayan toplumu ve ailesini reddederek beyninin çok arzu ettiği işi yapıyor, grup aidiyeti içinde onaylandığı örgüte katılıyor. Katılmakla da kalmıyor, grubun onayının daha da artması, kendisini daha fazla sevdirmek için terör eylemlerini de isteyerek yapabiliyor.

        Bilimsel bir çalışma burada böyle özetlenince çok basite indirgenmiş gibi gözükebilir ama bu beyin üzerine yapılan çok ciddi ve kapsamlı çalışmalara dayanıyor. Terörle mücadelede bu çalışmalar da kullanılacak. Hatta ABD’nin yeni siber savaşına bu bilimsel altyapı da yön verecek, karşı propaganda tekniklerinde teröristi yeniden kazanma çalışmalarında bunlar yol gösterecek.

        Diğer Yazılar