Amazon, Walmart'a karşı
Walmart, dünyanın en büyük süper dükkân zinciri. Geçen yıl geliri 482 milyar dolara ulaştı. Bu Apple’ın gelir düzeyinden neredeyse iki misli daha yüksek. Yani anlayacağınız Walmart, hem Amerika’da hem de global düzeyde ekonomik bir süper güç.
Bu gücü şimdilerde internet alışverişinin kralı olan Amazon zorluyor. Alışveriş açısından Walmart hâlâ en büyük ama Amazon da çok hızlı büyüyor ve bu trend sürerse Walmart’ı geçeceği bekleniyor. Walmart her malda yaptığı ucuzluklara güvenirken amazon.com da tüketicilere sağladığı zaman avantajına güveniyor. Amazon’dan alışveriş yapmak hem çabuk hem de çok kolay, üstelik kısa sürede alışveriş paketinizi evinize getiriyorlar. Buna karşın Amerika’da her 10 kişiden 9’unun bir Walmart dükkânına yakın yaşadığı hesaplanıyor. Walmart buna rağmen tüketicileri Amazon’a kaybetmeyi sürdürüyor, ama mücadelesini de bırakmayacak. Bu kişilere amazon.com gibi online alışveriş yapıp malları dükkâna gelerek bizzat alma fırsatı verdi. Walmart bu dükkân sayısı ve tüketiciye yakınlık avantajına rağmen tasarrufa gitmek için bazılarını kapama sürecinde. Bu rekabet çabuk sonuçlanmayacak ve sonuçta hangi tarafın zaferle çıkacağına bakacağız. Mücadele sürecinde oluşacak son haberleri bu köşeden okuyabilirsiniz.
“Alışveriş âdetleri ve bunun kurumsal yansımaları, bize sosyal değişim süreci üzerine çok güzel tüyolar verebilir” diye düşündüğümden buna önem veriyorum.
MAKULÜ BULMAK ASLINDA KOLAYDIR
“Makul olmak” dilimizdeki en güzel kavramlardan biri bence. “Makul” ayrıca kelime olarak da güzeldir. Bunun hangi lisanda olursa olsun karşılığına bakarsanız içinize bir sıcaklık, rahatlama gelir. Makul ortam sağlandığında her mahalle, bir Japon bahçesinin sakin güzelliğine ve ruhsal dinginliğine dönüşür. Bu ruh halini anlatmaya yarayan kelime bizde olduğu halde bunun gündelik yaşamımızda en az kullanılan kelime olması da ilginç ve üzücüdür.
MAKULÜ ARAYANLAR
Aslında makul, arandığında çok da rahat bulunacak bir durumdur. Arayınca bulması kolaydır ama arayacak insanda olması gereken özellikler o kadar da kolay oluşamıyor. Bir insanın makulü hayatının merkezine oturtması için özgürlüklere ve her türlü hayat tarzına saygı göstermesi ve önyargısız olması gerekiyor. Demokrasiyi içselleştireceksiniz, her türlü bireysel hak ve özgürlükleri tartışmasız kabul edeceksiniz ve bütün bu tavrınızı modern bir bakış açısıyla rasyonel biçimde harmanlayıp hayatınızın doğal kılavuzu haline getireceksiniz.
Bu tür insanlar kolay oluşmadığından bugün Türkiye’de “makul” hem kelime olarak çok az kullanılıyor hem de makulü arayan insanlar ortalıkta pek görünmüyor.
Aksine makulün ölme sürecine girmiş olduğu bir ülke görünümü var ne yazık ki. İnsanlar ne bireysel olarak ne de grup halinde makul davranamıyor, makulü de aramıyorlar.
SON BİRKAÇ ÖRNEK
Son günlerden birkaç örnek vereyim:
- LGBTİ yürüyüşüne izin verilseydi, katılanlar polis koruması altında yürüyüşlerini yapsalar ve söyleyeceklerini söyleselerdi güzel olmaz mıydı. Bu makul olan tercih edilebilirdi ama bizde tercih her yürüyüşten potansiyel tehdit çıkarmak, yürüyeceklere bu şekilde davranmak ve çıkmayacaksa bile olayın çıkmasına yol açmak yönünde yapılıyor.
- Çoğunluğu Müslüman olan bir ülkede ramazan günü sokakta içki içme yolunda tercih yapılması da makul bir insanın yapacağı bir iş değildir. Bu tercihin kişisel hak ve yaşam tarzı özgürlüğüyle alakası yoktur. Çünkü bu tür hak ve özgürlüklerin makul düzeyde tutulabilmesi için başkalarının hak ve özgürlüklerine saygılı olmak ve onları rencide etmemek gerekiyor. Sokakta içki içenler ne yazık ki bu kuralı o gün bozmuşlardır.
Gayet tabii ki bu böyle diye o gün onlara saldıranları anlayışla karşılamak, makul düşünmeye çalışan bir insan için kesinlikle mümkün değildir.
- Saldırıyı protesto etmek için Cihangir’de sessiz sedasız toplanan barışçı insanların üzerine polis yollanması da makul değil. Ama onların da protesto için “İçkinizi alın gelin” çağrısı yapmış olmaları makulü öldüren saygısız, tahrikçi bir davranıştır. Bu iki uç davranışın arasında bir ortalamayı tutturmak, tahrik etmeden protesto etmek, polisten anlayış ve koruma beklemek de makul olurdu.
- Amerika’da eşcinsel barda katliam olduktan sonra Türkiye Cumhuriyeti’nin devlet düzeyinde bu katliamı lanetlemesini ve orada ölen insanlar için güzel sözler söylemesini beklemek de makul bir düşüncedir. Makul insanlar, kendi devletlerinden böyle güzellikler bekliyorlar.
Şunu da düşünün; bugün global dünyada demokratik, özgürlükçü, modern bir demokraside Müslüman olarak yaşayıp büyük olabilmenin mümkünlüğünü dünyaya gösterme potansiyeline sahip bir tek Türkiye var. Eşcinsel bardaki katliam sonrasında edilecek birkaç duyarlı sözün ve İstanbul’da LGBTİ yürüyüşüne izin verilmesinin, dünyanın özlediği o konumu doldurmamız için ne kadar büyük bir fırsat olduğunu bir düşünsenize. Ama bunu da düşünebilmek için galiba makul olmak gerekiyor.
MÜZİSYENLERDEN ORLANDO’YA DESTEK
Orlando'daki eşcinsel katliamından sonra müzik dünyası kendisinden beklenileni yaptı ve büyük duyarlıkla tepkisini gösterdi. Lady Gaga, Christina Aguilera, Taylor Swift ve Beyonce şarkılarını saldırıda ölenler için söylediler. Bu kervana en son yılların ustası Billy Joel de “You are only human” şarkısıyla katıldı.