10 maddede büyük oyun
Türkiye’ye karşı emperyalizmin belki de son büyük savaşı açılmış durumda. Bir türlü diz çöktürülemeyen Türkiye’ye karşı global güç merkezleri gözlerini karartmış ellerindeki her kozu oynamaktalar. Yüzlerindeki maske düştü, bu da onları çok daha gözü kara yapıyor.
Sykes-Picot Anlaşması ile bölgemize düzensizlik ve bunun izin verdiği “böl ve yönet” politikalarını getiren bu çevreler, yıllardır bu anlaşmanın hayaletini bölgemizde uçuruyorlar. Emperyalizmin bu büyük planı bir tek Türkiye’de istenildiği gibi tutmadı. Sykes-Picot Anlaşması’nın hayaleti son dönemde sadece Türkiye semaları üzerinde uçmaya başladı. Bir anlamda Birinci Dünya Savaşı’nın nihai hesaplaşması şu anda Türkiye ile yapılmak isteniyor.
Dediğim gibi bir büyük oyun var ortada; emperyalizmin belki de son büyük saldırısının planı bu. Hedefte de bizler varız. Bu yüzden oyunu iyi anlamalıyız ki bu süreçten başımız dik ve çok daha güçlü bir şekilde çıkabilelim.
YÜZ YILLIK ARZULAR
Ama bu o kadar kolay bir iş değil. Çünkü bu oyun yılların planlamasıyla neredeyse yüz yıldır baskı altında tutulan arzular ve hedefler doğrultusunda çok ince ve detaylı hazırlanmış acımasız bir plan.
Planı tüm boyutlarıyla tüm bağlantılarıyla toplum olarak belki henüz anlamayabiliriz ama birtakım ipuçları şu anda bile var elimizde. Şimdi bu ipuçlarını maddeler olarak ortaya dökmeliyiz.
1- TÜRKİYE’YE YÖNELİK BÜYÜK PLAN
Birinci Dünya Savaşı sonrasında Osmanlı İmparatorluğu’nun hâkimiyetinin çekildiği Ortadoğu bölgesine yeni düzen getirilmesi emparyalizmin en büyük işi haline geldi. Sykes-Picot Anlaşması, emperyalizmin güç merkezlerinde kâğıt üzerinde yeni ülke haritaları çizen istihbaratçıların yeni düzeni kurma çabasıydı.
2- SÜREKLİ ÇATIŞMA
Güç merkezleri, bu bölgedeki planlarını ve hayli önemli olan petrol politikalarını bölgede sürekli karışıklık olmadan yürütemeyeceklerini biliyorlardı. Bu bölgeyi tam kontrol altında tutabilmeleri ve “böl ve yönet” stratejisini uygulayabilmeleri için bölgede sınırları yeniden çizilen ülkelerin ilerde sürekli karışıklık ve iç çatışma yaşayacak şekilde planlanması gerekiyordu.
3- ATATÜRK OYUNU GÖRDÜ
Atatürk’ün kurduğu genç Türkiye Cumhuriyeti’ne bakış açısı da aynıydı. Bizi ilerde iç karışıklıklar, çatışmalar yaşamamız ve “böl ve yönet” politikalarına teslim olmamız için programlamaya çalıştılar.
Ama başında Atatürk gibi büyük bir dehanın olduğu Türkiye Cumhuriyeti bu oyunu gördü ve gereken adımları atarak o dönemde bu oyuna düşmemek için elinden gelen her şeyi yaptı.
Savaş ve iç savaş planlayıcıları o dönemde birçok yeni ülkenin haritasını çizerken ve bunları kurmaya girişirken Kürtler için yeni bir ülke oluşturulmadı.
4- KÜRT KARTI
Kürt meselesi bir anlamda uykuya yatırılmıştı. Daha sonra gerektiğinde bölgeye düzen verdirecek en büyük güç olarak uyandırılacaktı. Bölgede bir büyük Kürt devleti oluşturulmasına belki Birinci Dünya Savaşı’nın hemen sonrasında girişilmedi ama bunun bir gün mutlaka olması gerektiği emperyalizmin o günden bu yana yürüttüğü tüm politikalarının temelinde vardır. Kürtler “böl ve yönet” politikalarının en esaslı kozu olabileceklerdi. Çünkü nüfusun bölgedeki dağılımı ve yeni oluşturulan ülkeler içindeki konumları ve özellikle emperyalizmin oyununu görmüş olan Türkiye’ye karşı kullanılma potansiyeli onları çok değerli bir unsur haline getiriyordu.
5- ASLINDA O DA VARDI AMA...
Sykes-Picot Anlaşması’nda Kürtlere ülke kurma projesi vardı, ama özellikle genç Türkiye Cumhuriyeti’nin ilkeli ve kararlı duran yönetimi buna izin vermedi. Emperyalistler bölgeye düzen getirme işinde bir tek Türkiye’ye söz geçiremiyorlardı. Sevr ve Lozan antlaşmalarının tutanakları Kürt meselesi hakkında çok ilginç noktalar içerir ve bugünü anlamamızı da kolaylaştırır.
6- KASADAKİ HARİTA
Emperyalistler ve global dünyanın güç merkezleri belki o zaman Türkiye’yi tam istedikleri gibi yönlendiremiyorlardı, ama büyük Kürdistan projesinden de hiçbir zaman vazgeçmediler. Bir gün sorun uyandırılarak oluşturulacak büyük Kürdistan’ın haritası da çizildi ve kasalara kaldırıldı. Bugünlerde hiçbir büyük devletin bölgemizde yapmakta olduğunu bu arka planı bilmeden anlamak mümkün değildir.
7- TERÖR ÖRGÜTLERİNİ EMPERYALİSTLER KURDURDU
Böylece gerektiğinde yüz yıl sürebilecek büyük oyun o dönemde başlatıldı ve hâlâ daha sürdürülüyor. Bölgede o günlerde temeli atılan iç savaşların ve savaşların beklendiği gibi yaşanması için özellikle İngiltere bölgede terör örgütlerinin kuruluşunu bizzat üstlendi. Yani IŞİD, El Kaide gibi terör örgütlerinin kökenlerinde emperyalist güç merkezlerinin kararları ve kurucu olarak çalışmaları yatmaktadır. PKK da kuruluş aşamasında yönlendirilmiştir. Amerika bu politikanın yönetimini İngiltere’den devralmıştır ve bugün Donald Trump bile “IŞİD’i Obama kurdurdu” diyebiliyorsa bunun temelinde bazı gerçekler vardır.
8- AMERİKA’NIN ELİNDEKİ HARİTA
Bugün bölge politikaları nedeniyle tam anlaşamadığımız Amerika’nın elinde yıllardır gizli devlet projesi olarak bir büyük Kürdistan haritası bulunmaktadır. Ben bunu sadece teori olarak söylemiyorum, bu harita üzerinde çalışanların önünde de gördüm bu haritayı. Bunu yıllardır takıntılı bir şekilde yazmaktayım. Bugün Amerika’nın YPG/PKK politikalarına baktığımızda bunun temelinde bu gizli devlet politikasının bulunduğunu bilmeliyiz.
9- İSRAİL
Yine güç merkezlerinde çizilen haritalarla oluşturulan İsrail devletinin uzun vadeli güvenliğinde bu büyük Kürdistan’ın özel bir yeri olacağı da düşünülmektedir. Bugün Türkiye’den de toprak alınarak oluşturulacak ve bir koridorla denize açılacak Kürdistan projesinin savaşı verilmektedir. Bu nedenle Türkiye, İsrail ile ilişkilerini bu aşamada düzelterek çok da güzel bir iş yapmıştır. Suriye politikamızın yeniden ele alınacağı haberleri de bu yüzden umut vericidir.
10- ERDOĞAN OYUNU BOZACAK
15 Temmuz darbesinin temelinde bütün bu tarihsel arka plan vardır. Ülkemizin semalarında dolaşmakta olan Sykes-Picot hayaleti o gün bir intihar pikesi yapmıştır ülkemize. Bizler nasıl ki geçmişte bu büyük oyunu gördüysek, oyunu bozduysak bugün de bunu yapmak şansına ve gücüne sahibiz. Bu nedenle Amerika ile çok ciddi bir şekilde masaya oturup konuşmamız gerekiyor. Konuşmamızı büyük oyunun kuralları içinde tarihi bilince sahip olarak yapmamız lazım. Cumhurbaşkanı Erdoğan büyük sorumluluk ve büyük bir işin yükünü yüklenmiştir. Bu, tarihin omuzlarımıza vurduğu büyük bir yüktür ve Cumhurbaşkanı Erdoğan, hepsinin altından çıkmaya çalışıyor. Bugünlerde tüm politikalarımız yeniden düzenlenirken ona hepimiz destek vermeli ve büyük oyunla hesaplaşırken onu yalnız bırakmamalıyız.