Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Bugün başka gazetede değil de Habertürk’te yazdığım için çok mutluyum. Çünkü başka gazetede yazıyor olsaydım Ciner Grubu’nun Türkiye için yaptığı çok güzel işi anlatacak yazıyı yazmamı “Rakip grubu övme” diyerek engelleyeceklerdi.

        Tabii şimdi de farklı bir problemle karşı karşıya kalmam muhtemel. Şimdi de “Kendi patronunu, yaptığı işi övüyorsun” diyecekler. Evet aynen öyle yapıyorum. Çünkü Turgay Bey çok kritik bir anda, Türkiye’nin umut ışığına hasret olduğu bir konjonktürde, üzerinde çok iyi düşünülmüş, tüm bozuk morallere iyi gelecek bir çıkış yaptı.

        Eğer bugünleri iyi yönetebilirsek, bu sosyal krizden çıkışımızı iyi götürürsek, Türkiye’nin güzel bir geleceği olacağı ihtimali büyük.

        BUGÜNLERİ YÖNETME KILAVUZU

        Belki de herkesin kafasının bir yerinde olan, ama gündelik sorunlarla, krizlerle boğuşmaktan üzerine konsantre olamadığı bu gerçeği Ciner Grubu güzel bir çıkışla tüm Türkiye’ye ve dünyaya haykırdı.

        İçinde bir yazar olarak yer almaktan gurur duyduğum bu grup, en krizli, en sıkıntılı anlarda bile Türkiye’den umudunu kaybetmedi, onun geleceğine hep inandı. Ben de aynen öyleyim.

        Bu ortak inancımızı Ciner Grubu ve gruba bağlı Türkiye’nin tek uluslararası ekonomi kanalı Bloomberg HT, düzenlediği “Türkiye İyi Gelecek” konferansında tüm dünyanın gözlerinin önüne serdi.

        MÜTHİŞ SLOGAN

        Konferansın adı da harikaydı. “Türkiye İyi Gelecek” ismiyle “Türkiye ileride global düzeye öyle bir çıkacak ki şaşıracaksınız” derken Türkiye’nin o çıkışının tüm dünyaya da ilaç gibi iyi geleceğini söylüyordu.

        Nitekim konferansta konuşma yapan Başbakan Binali Yıldırım, yabancı yatırımcılara “Türkiye’ye yatırım yaparsanız pişman olmazsınız. Bu ülke geleni pişman eden bir ülke değildir” diyerek konferansın slogan haline gelen başlığı- nın içini güzel doldurdu.

        Başbakan ayrıca ev sahipliği yapan Ciner Grubu’na teşekkür ederken, “Güzel bir başlık seçilmiş. Türkiye İyi Gelecek başlığı birçok şeyi kapsıyor. Türkiye’nin önemini ifade ediyor” da diyerek başlığın güzelliği hakkındaki ortak duygularımızı çok güzel ifade etti.

        TÜRKİYE’NİN ÖNEMİ

        Siyasetçiler “Türkiye’nin neden hâlâ iyi bir gelecek umudu taşıdığını ve Türkiye’nin iyi gelebileceği beklentisinin bulunduğunu” iyi düşünmeliler.

        15 Temmuz’dan sonra makul düşünebilen her insan, eğer siyasette birliktelik ve karşılıklı anlayışa dayanan olumlu hava sürerse Türkiye’nin bu geçici sıkıntıdan hemen çıkıp büyük bir atılım yapabileceğini görüyor. 15 Temmuz belası aslında Türkiye’ye bir hizmet de yaptı.

        Belki de hepimizin düşündüğü ama yüksek sesle söyleyemediği şeyleri bize düşündürttü ve söyletti.

        HEPİMİZİN ORTAK ÖZLEMİ

        O travmadan sonra görüldü ki bu toplumun insanları artık siyasi kavgalar ve çatışmalar istemiyor. Normal ve huzurlu bir ülke istiyor.

        Bunun da tek yolu, siyasette birbirleriyle anlaşması mümkün olmayan tarafların, ülkenin, insanın huzuru ve mutluluğu için asgari müştereklerde buluşup anlaşmasıdır.

        15 Temmuz’dan sonra bu yolda yürüneceği umudunu veren gelişmeler yaşandı ve dikkat ettiniz mi bilmem, sadece o işaretlerin bile gelmesi Türkiye’de uzun süredir özlenen bir umut ve güzellik beklentisi dönemini başlattı.

        Ciner Grubu’nun ve Ciner Medya Grubu Genel Direktörü Didem Ciner’in girişimi de o güzel ortamın hissiyatını geleceğe taşımanın yollarını arayan bir kurumsal adımdı.

        SAKIN YAPMAYIN

        Ama bu güzel ortamın kısa süreceği ve yine eski alışkanlıklara, çatışmacı siyasete geri dönüleceği işaretleri gelmeye başladı bile.

        Tüm siyasetçilere sesleniyorum: Bunu sakın yapmayın. Eğer hepinizin dediği gibi bu ülkede demokrasi varsa, insanların neyi istediğinin, neyi arzuladığının biraz önemi varsa bunu düşünmeyin bile.

        Çünkü bu ülkenin insanları hangi görüşte olurlarsa olsunlar yeni bir Türkiye’yi, yani “karşılıklı anlaşmayı ve huzuru ön plana çıkaran bir ülkeyi” istediklerini söylemişler ve sadece böyle bir ülkede ortak mutluluğun bulunabileceğini göstermişlerdir.

        Şimdi tekrardan eski çatışmacı ve sertlik dolu siyasete dönmek isteyenler ne halka zerre kadar önem veriyorlar, ne de Türkiye’nin geleceğini umursuyorlar.

        İşte Ciner Grubu tam da bu kritik konjonktürde bu güzel sloganla yola çıkıp düzenlediği konferansla hem iş âleminin Türkiye’nin geleceğine duyduğu güveni ifade etmiş, hem de her görüşteki halkın duygularına tercüman olmuştur.

        Bu konferansın ve sloganının tüm siyasetçilere bir kılavuz oluşturmasını temenni ediyorum. Oğlunu alevlerin arasından kurtaramayan Mustafa Ufuk, çaresizce beklediği işyerinin önünde sinir krizi geçirdi.

        Umut ortamının sürmesi iktidar partisi kadar anamuhalefete de bağlı tabii ki. CHP belki de kendi içindeki demokratik ortam nedeniyle çok farklı görüşleri içinde barındırıyor.

        Parti içinde “15 Temmuz sonrası oluşan siyasi ortamın sürdürülmesinin, karşılıklı anlaşma ve uzlaşma sürecinin devam ettirilmesinin doğru olduğunu” söyleyenler de var, “ne olursa olsun sert muhalefetin sürdürülmesi gerektiğini, bunun aksinin teslimiyet olacağını” düşünenler de.

        Bunlar sosyal demokrat bir partide olması normal düşünceler. Ama parti başkanının, Sayın Kılıçdaroğlu’nun sert ulusalcı söylemlere teslim olmaması ve ülkenin geleceği için bazı yumuşatıcı adımları atmayı sürdürmesi gerekiyor.

        Adli yıl açılışında Külliye’ye gitmemesi bence bir hataydı. Gayet tabii ki gitmeme nedeni olarak partisi içindeki bazı grupları tatmin edecek şeyler de söyledi, ama o grup çatışmadan, sertleşmeden beslenen politikalar yürütmek istiyor. Türkiye’nin ihtiyacı olan ise bu değil.

        Eğer, “Türkiye İyi Gelecek”se uzlaşmaya, ılımlaşmaya, huzura ihtiyacı var. Bu yolda hepimiz, her konuda anla- şamasak bile bazı tavırlarımızdan tavizler, Türkiye’nin çıkarları ve paylaştığımız ortak hayat için kendimize bazı ayarlar vereceğiz.

        Cumhurbaşkanı’nın bu konuda CHP Lideri’nin sözlerine karşı sadece “Teesssüf ederim” demesi bile onun bu gerçeği anlamış ve uygulamakta olduğunu gösteriyor bence. İnşallah diğer bütün siyasetçiler de onun gibi davranmaya başlar ve bizlere özlediğimiz güzel ortamı sağlarlar.

        Diğer Yazılar