BEYAZ SARAY'DA TÜRKİYE'YE YUNAN TUZAĞI
1970’li yıllara yakışan bu başlığı şimdi Washington’dan atmak zorunda kaldığıma inanamıyorum. Ama ne yazık ki son gelişmeler tam da böyle bir tuzağın Beyaz Saray içinde oluşmaya başladığını gösteriyor.
Bunun Beyaz Saray’a müdür olarak atanan Reince Priebus’un annesinin Yunan olmasıyla doğrudan ilişkisi yok. Evet, Priebus anne tarafı bağlantılarıyla geçmişte Türklerden pek hoşlanmayan insanlarla tanışmış, ama Beyaz Saray müdürlüğü gibi önemli bir göreve böyle gençlik duygusallığı bağlantılarını taşıması beklenmiyor.
Ancak ona bağlı olarak Beyaz Saray’da çalışacak George Papadopoulos adlı Yunan kökenli bir genç var. Onu tanıyanlar Türklerden hiç hoşlanmadığını ve hiç de küçümsenmeyecek İslamofobik duygular taşıdığını söylüyorlar.
Beyaz Saray Müdürü Priebus’un Yunan sempatisi nedeniyle fikirlerini daha fazla dinleyebileceği bu gencin Türkiye aleyhine tavırlar alması ve yönetimi etkilemeye çalışması beklenmeli.
2009 yılında DePaul Üniversitesi’nden mezun olan Papadopoulos, öncelikle enerji işiyle uğraşıyor. Akdeniz’de Kıbrıs açıklarındaki enerji kaynaklarıyla çok ilgili ve başından beri bu kaynakların İsrail ile Yunanistan tarafından ortak kullanılması için çalışıyordu.
Ama Türkiye bu konuda İsrail’le anlaşınca Papadopoulos bu işi bozmak için İslamofobik argümanları da kullanarak bu enerji gelirlerinin Türkiye’ye gitmesi durumunda bunun sonuçlarının kötü olacağını anlatmaya başladı. Yani onun Türkiye karşıtlığının temelinde ekonomik nedenler de olduğu söylenebilir. Çünkü kendi ifadesiyle bu konuda daha önce Kıbrıs Rum Kesimi Cumhurbaşkanı ile de görüşmüş.
Daha önce de dediğim gibi, yeni Beyaz Saray Müdürü Reince Priebus merkeze yakın yerleşik düzenin Cumhuriyetçileriyle iyi ilişkisi bulunan bir siyasetçidir. Bu nedenle ılımlı yaklaşır olaylara. Dolayısıyla genç bir insanın düşüncelerinden hemen etkileneceğini hiç sanmasam da anne tarafından Yunan olduğu için ve söyleyenin de Yunan olması nedeniyle ve ikisi de Türkleri fazla sevmediklerinden yine de dikkatli olmak gerekir diyorum.
George Soros Trump’a savaş açtı
Washington'daki Mandarin Oriental Hotel’de yatırımcılarla bir araya gelen George Soros, önde gelen liberal yatırımcılarla “Trump’ın bugüne kadar yapılan tüm olumlu işleri yıkması nasıl önlenir, Trump nasıl durdurulur?” konusunda konuşmalar yaptı.
Dünyanın her yerindeki liberal tavırlı projelere destek sağlayan bu yatırımcılar ve Demokrat Parti’nin Elizabeth Warden’a yakın liberal isimleri, böyle bir projeyi başlatıp yürütme kararını aldılar. Cumhuriyetçi Parti’nin hâkim olduğu Kongre’de lobi yapmakla bir yere varamayacaklarına göre Soros’un bu projesi hayata nasıl geçirilecek göreceğiz.
Tabii ki bu toplantı Amerika’nın birçok şehrinde yapılan Trump karşıtı gösterilerle de çakışınca yine Soros’u hedef alan birçok komplo teorisi de üretilmeye başlandı.
KENNEDY EFSANESI YİNE CANLANIYOR
Başkan Trump’ın eşi Melanie’yi zarafeti ve güzelliğiyle Jackie Kennedy’ye, ailesini de Kennedy Ailesi’ne benzetenler var.
Melanie de kendisine gösterilen yoğun ilginin ve beklentilerin farkında. O da iyi başkan eşi olmak için çalışmaya başladı. Ancak galiba ailenin Beyaz Saray’daki en etkin isimleri kızı Ivanka ile eşi Jared Kushner’in olacağı kesin gibi. Zaten onlara resmi görevler de verildi. Ama Melanie’nin, başkan eşi olarak Amerikan toplumunun üzerinde manevi ağırlığı büyük olacak.
MIKE FLYNN’A KARŞI KAMPANYA
Trump yönetiminin Türkiye’ye sempatiyle yaklaşmasından çok korkan bir karanlık koalisyon var Amerika’da. Bunların FETÖ bağlantılı oldukları yolunda elimde somut belge bulunmasa da bundan eminim.
Trump’ın en güvendiği Ulusal Güvenlik Danışmanı Mike Flynn, Türkiye’nin ne kadar önemli ve güvenilir bir müttefik olduğunu ve Fethullah Gülen’in geri verilmesi gerektiğini yazdıktan sonra hemen aleyhinde kampanya başlatıldı. Flynn’ın bir şirketi olduğu, bu şirketin de Türkiye’yle maddi bağlantıları bulunduğu internet ortamında marjinal yayınlarda yazılmaya başlandı.
Öyle görülüyor ki önümüzdeki günlerde Washington’da son derece sert propaganda savaşları yaşanacak.
Trump’ın Ortadoğu hesabı
Başkan Trump, Amerika’nın bugüne kadar Ortadoğu nedeniyle maddi kaybının 1 trilyon 600 milyar dolar olduğunu, bu politikanın sürdürülmesi halinde miktarın 6 trilyon dolara çıkacağını söylüyor. Trump bu hesaptan sonra, “Eğer Ortado- ğu’ya bulaşmasaydık bu parayla ABD’nin altyapısını yeniden inşa ederdik” diyor.