Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Yaşım 61, bu yaşta birçok insan gibi benim de gerçekleştiremediğim hayallerim var. Aslında “Var” dememeliyim, “Vardı” demeliyim.

        Çünkü müdürlerim sağ olsunlar, Washington’a atamam yapıldığından bu yana hayattaki her hayalimi şükürler olsun gerçekleştirmeye başladım.

        Mezbahaya büyükbaş hayvan taşıması bile yasak olması gereken otobüslerde seyahat etmenin nasıl olduğunu hayal ediyordum, bunu gerçekleştirdim.

        Hiçbir haberi gazetede yayımlanmayan bir muhabirin nasıl üzüldüğünü hayal ediyordum, bunu da yaşayarak öğrendim.

        Bir adada sabaha karşı mahsur kalan, cebinde parası olmayan bir adamın neler yapacağını hayal ediyordum, bunu da artık biliyorum.

        Tek tek bütün hayallerim gerçekleşiyor, çok şanslıyım değil mi? Ama sonunda büyük ikramiye çıktı, tüm hayallerin anası diyebileceğim en büyük hayalimi önceki gün gerçekleştirdim.

        Yıllardır evsiz insanları sokakta görürdüm ve onların nasıl hayatta kaldıklarını hayal ederdim. Sonunda bu hayalim gerçek oldu. Selçuk’a ve tüm müdürlerime müjdeler olsun, sonunda gerçekten evsiz olmayı da başardım.

        Biliyorum, her an gerçekleşme ihtimali dahilinde olduğundan sonunda Rana’nın beni evden attığını düşüneceksiniz, ama şimdilik durum böyle değil, o daha sonra olacak galiba.

        Şöyle bir şey oldu: Manhattan’da gün boyu birçok randevum vardı. Sabaha karşı meşhur 03.45 otobüsüyle Washington’a gideceğim. Eve gidip tekrar dönmek hem uzun hem de gereksiz masraf, bu yüzden sabahtan bir sonraki sabaha kadar sokakta kalmaya karar verdim.

        Sokakta içinden sıcak buhar çıkan mazgalların üzerinde durarak ısınmayı, şehrin her köşesinin aslında evsiz bir sahibi olduğunu ve sizin orada durmanızın tehlike yaratabileceğini, gece boyunca yapılan her hakareti içinize atmayı ve hep sessiz durmanız gerektiğini de öğrendim.

        Dedim ya şanslıyım, birçok hayalim sonunda gerçekleşti.

        Zarrab davasından Gülen meselesine

        Türkiye, iade edilmesi için ne kadar dosya verdi, ne kadar bastırdıysa da Amerikan yönetimi hep, “Bu yasal bir süreçtir, karışamayız” diyerek kendini çekti. Ancak bu defa daha farklı yaklaşımlar olabileceğinin işareti Zarrab davasında yaşananlarla verildi.

        Zarrab davasında yeni avukatlar, davanın sonuçlanmasının Türkiye-Amerika arasındaki ilişkiler ve iki ülkenin ulusal güvenlik çıkarları açısından gerektiğini belirtti.

        Bu tür davalarda ilk kez bu kadar net siyasi içerikli bir gerekçe kullanılıyor. Bunun da Trump tarafından bizzat danışmanı Rudy Giuliani aracılığıyla davaya ilave ettirildiği söyleniyor.

        Eğer bu şekilde sonuç alınırsa ve yönetim Türkiye ile arasında sorun olan her hukuksal süreçte “ulusal güvenlik” gerekçesiyle tavır almayı devam ettirdiği takdirde bunun Gülen’in iadesi veya en azından ABD’de gözaltına alınmasına da yol açabileceği belirtiliyor.

        Net sonuç nasıl olur, bu şu anda belli değil, ama net olan tek şey, yönetimin Türkiye’nin önemini kendi ulusal güvenlik çıkarları açından göz önüne alarak bazı kararlar vermeye başladığı.

        Bunun da Gülen meselesinde Türkiye’nin istediği sonucu almasına yol açma ihtimali vurgulanıyor Washington’da.

        Diğer Yazılar