Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        ABD başkentine Erdoğan-Trump zirvesine hazırlık temasları için gelen üçlü heyet (İbrahim Kalın, Hulusi Akar, Hakan Fidan), ilk çalışma günleri olan pazartesi akşamüstü Ulusal Güvenlik Danışmanı Herbert Raymond McMaster ile görüş- mek için Beyaz Saray’a gittiler.

        Kötü haberi de Türkiye’ye zaten ilk o verdi. ABD’nin DEAŞ’a karşı YPG ile birlikte hareket edeceğini, Başkan Trump’ın silah gönderilmesi kararını imzaladığını söyledi.

        Heyetimiz dışarıya fazla bir şey belli etmedi, ama odadaki hava hayli soğumuştu.

        McMaster ortamı biraz sıcaklaştırmak için heyete, “Gelin Oval Ofis’e geçip Başkan Trump’a da bir merhaba diyelim” dedi. Bu manevranın önceden planlandığı anlaşılıyor; çünkü Trump da hazırlıklıydı bu “spontane” ziyarete.

        Şimdi gelinen noktayı biliyoruz, ama bugüne gelinceye kadar hangi aşamalardan geçildi, bunları da anlamalıyız ki gelecek hafta Beyaz Saray zirvesinden sonra atılabilecek adımları biraz daha net görebilelim:

        1- Washington’da, özellikle Pentagon’da bir Kürt lobisi bulunduğunu, Kürt devleti haritasını Pentagon’da gördüğüm 1993 yılından beri yazıyorum. Bu yüzden gelinen son nokta benim için bir sürpriz olmadı. Kaldı ki burada çalışmaya başladığım günden bu yana yeni bir haritanın olduğunu ve Suriye’nin kuzeyinde bir Kürt oluşumu için çalışmanın bulunduğunu da yazdım.

        2- Trump net karar vermeyip işleri askerlere havale ettiğinden beri gidişatın bu yönde olduğu işaretleri geliyordu zaten.

        3- Geçen hafta ise en ciddi işaret geldi. Eskiden bölgede Amerikan bayraklarını gösterme kararını siyasi sorumluluktan kaçınmak için askerler alırdı. Ama son olarak kararı bizzat Savunma Bakanı James Mattis verdi. Yani Kürtlerin arkasında durma kararında siyasi irade de vardı.

        4- Bu arada Beyaz Saray’da çok sert bir tartışma da var. McMaster, DEAŞ’la mücadele için bölgeye en azından 15 bin Amerikan askeri gönderilmesini ve bunların Sünni Arap güçleriyle ortak hareket etmelerini içeren bir plan hazırladı. Trump buna zaten sıcak bakmıyordu; Steve Bannon ile komutanlar da bu plana karşı çıktılar ve Kürtlere destekten başka opsiyon kalmadı.

        5- Pazartesi gecesi Beyaz Saray’da bir ulusal güvenlik toplantısı yapıldı. Bu toplantıya Savunma Bakanı Mattis uydu bağlantısıyla katıldı. Kürtlere silah verilmesi ve YPG ile hareket resmileşti.

        6- Beyaz Saray sözcüsü açıklamayı yaparken aynı zamanda Mattis’in sözcüsü de eşzamanlı bir açıklama yaptı.

        7- Amerika bu süreçte Türkiye’yi kaybetmek istemiyor. Bu kararın sadece DEAŞ’la en etkin ve hızlı mücadele için alındığının, Türkiye’nin güvenliğinin tehdit edilmesine izin vermeyeceklerinin anlaşılmasını istiyor.

        8- Amerika’nın “Türkiye’nin güvenliği sağlanacak” sözünün arkasında nasıl duracağı henüz net değil. Cumhurbaşkanı Erdoğan-Başkan Trump zirvesinde Türkiye’nin arzu ettiği güvencelerin netleştirilebileceği de belirtiliyor.

        Çarşamba günü Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Suriye konusunu ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson ve Başkan Trump ile konuştu.

        Güvenlik Danışmanı McMaster, basına kapalı toplantıda Suriye hakkında senatörlere bilgi verdi.

        Senato Dış İlişkiler Komisyonu Başkanı Bob Corker, YPG kararını, “Elimizde var olan en yapılabilir alternatif”, Kongre Askeri İşler Komitesi Başkanı Mac Thornberry ise “Elimizdeki alternatiflerden en az itici olanı için alınmış mükemmel olmayan ama yapılabilir bir karar” diye nitelendirdi.

        Diğer Yazılar