Global güç savaşında iklim
ABD Başkanı Donald Trump, masasına gelen her konuda Barack Obama daha önce ne yapmış diye etrafına soracak kadar takıntılı.
Yani Trump, Obama’nın yaptığı her olumlu işi silmeyi kendi başkanlığının amacı haline getirmiş durumda.
Amerika’nın Paris İklim Anlaşması’ndan çıkma kararının sadece Amerika’yı ekonomik açıdan ve global ahlak açısından vurmakla kalmayacağı, ayrıca bunun global güç savaşında ABD için ciddi bir pozisyon kaybı olacağı söyleniyor.
İklim Anlaşması’nın global güç savaşıyla alakasını görmek aslında çok kolay.
Trump’ın kararını açıklamasından 3 saat geçmeden Çin Başbakanı Li Kiçiang, Almanya’da Merkel’in yanındayken İklim Anlaşması’nı yürütmek için artık Çin’in öncülük edeceğini, global inisiyatif alacaklarını açıkladı.
Çin Başbakanı bunun arkasından Brüksel’e geçerek Avrupa Birliği yetkilileriyle de konuyu görüştü.
Washington’daki tüm strateji uzmanları, Amerika’nın kararı sonrasında global güç savaşında Çin’in hayli avantajlı hale geldiğini ve bu avantajını iyi kullanırsa global dengeleri belirlemekte Çin’in, ABD’den daha öne çıkabileceğini söylediler.
İklim Anlaşması konusundaki tavırlar, ülkelerin “soft power” (yumuşak güç) yaklaşımına göre değişiyor.
Amerika, global ilişkilerinde Trump döneminde ağırlıklı olarak askeri güce, silahlanmaya, bombalamalara öncelik verirken Çin ise yumuşak güce, özellikle de ekonomik işbirliklerine önem vermeye başladı.
‘SOFT POWER’ LİDERLİĞİ
Çin’in bölgemiz de dahil dünyada neler yaptığını, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Amerika gezisi öncesinde Çin’e uçmakta olduğu günlerde, 23 Nisan 2017 tarihinde “Erdoğan’ın Global Stratejik Hamlesi” başlıklı yazımda yazmıştım.
Çin bir süredir OBOR (One Belt One Road) adını verdiği global stratejiyi uyguluyor, bölgemizde yaptıklarıyla da gördüğümüz üzere bu strateji askeri güç kullanımını içermiyor.
Gidilen ülkede ağırlıklı olarak ticaretin, İpek Yolu gibi eski ticaret yollarının canlandırılması amaçlanıyor, o ülke ile Çin arasında ortak ekonomik çıkarları doğrultusunda ilişkiler oluşturuluyor.
Askeri güce ağırlık veren Rusya ile Amerika’ya göre Çin, bölgemiz de dahil olmak üzere hayli yeni ve taze bir bakış açısı getiriyor global düzene.
Çin’in bu stratejisi, kendisine global düzeyde ABD ve Rusya’ya karşı bir avantaj sağlıyordu.
ABD’nin son Paris Anlaşması’ndan çekilme kararı, bu açıdan Çin’in global mücadelesinde çok işine yarayacak.
İklime ve geleceğe sahip çıkmak “soft power”ın en güçlü türü.
Çin zaten bir süredir ülkesinde rüzgâr, güneş ve nükleer enerjiye ağırlık vermek ve kömür enerjisinden çıkmak için bir çalışma başlatmıştı.
Şimdi de iklim için mücadelede global düzeyde öncülük rolünü üstlenip “soft power”ını daha da güçlendirmeye başlayacak.
Anlayacağınız Trump, üzerinde fazla düşünmeden girdiği bu süreçle Amerika’nın uzun vadeli çıkarlarına zarar vermiş durumda.