Kim daha seksi?
Bir süredir basında sürreel bir “Kim daha seksi?” tartışması yaşanıyor.
Ertuğrul Özkök canı sıkılınca ortaya absürt bir mesele çıkarıp bunu tartıştırmakta usta hale gelmiş durumda. Bir zamanlar çok tutulan “Seinfeld” dizisinin oyuncuları, “Ne hakkında?” diye sorulunca, “Hiçbir şey hakkında değil” cevabını verirlerdi. Özkök’ün bu tür yazıları da bir Seinfeld sitcomu aslında.
Kendisinin seksi olduğu yolunda bir söylem var ve buna gazetesinden Ahmet Hakan da bir şekilde katıldı.
Bütün bunlar sürerken Fikret Bila, yayın yönetmeni olarak “Susun bakayım, asıl seksi benim” diye neden kükremiyor anlamış değilim.
Fırsat bu fırsattır, Fikret bildiğim kadarıyla hayatında, “Asıl seksi benim” deme fırsatını hiç bulamamıştı, bir daha da bulamayacaktır. Bu tek fırsatı değerlendirse iyi olacak.
Bizim Selçuk Tepeli de sessizliğini koruyor. “Ben de seksiyim” diye ortaya atılsa, ben dahil herkes, “Durup dururken bu sıcakta başımıza bela almayalım” diye sesini çıkarmaz.
Ben, Selçuk’un seri katil seksiliği ekolünde trend yaratacağını düşünüyorum; çünkü gözleri öyle bakıyor. Adamda bir seri katil seksapeli kesin var, bilmem anlatabiliyor muyum.
Seksilik konusunda Özkök’e laf çakan Fatih Altaylı ise belki karısı yanlış anlar diye korktuğu için, “Asıl seksi benim” demekten korkuyordur.
Fiziksel görünümüm nedeniyle beni hayvanat bahçesine hediye etme planları yapan karım ise “Seksiyim” diyerek ortaya çıkmamı felsefi bir anlamsızlık olarak görüyor.
Bu arada şu Sedat Ergin’in nasıl evrildiğini de anlamak mümkün değil. Darwinist kurallara göre “Tabiat bir yerden kıstığı zaman başka bir yerden veriyor”, kural böyle.
Sedat ve ben gibi adamlar, ağzımız bol laf yapan, kadını çekecek konularda iyi palavra sıkan tipler olmak zorundayız ki tipten kaybettiğimizi ağzımızla kapayalım.
Sedat eskiden barda kadının yanına oturduğunda Kıbrıs sorunu ve Annan Planı’nı anlatırdı. Şimdi bara çıkacak olsa mahkeme tutanaklarındaki iç çelişkiler onun en favori konusu. Bunların kadınlara gerçekten seksi geleceğini sanıyor.
En az onun kadar tipsiz olduğum halde Darwinist kural bende çalışmış, yani ağzım iyi laf yapar, iyi palavra sıkarım. Ama Yaradan beni başka türlü de vurmuş, kaderime lanet ediyorum.
Konuşmaya utanırım ben. Yaptığım hesaplamaya göre 17 yaşından itibaren sadece konuşmaktan çekindiğim için arkadaş olma fırsatı kaçırdığım kadın sayısı kaba bir hesaba göre 50 bin civarında.
Bunu Rana’ya söylediğimde, “Şanslı kadınlarmış, seni ileri aşamada tanıma felaketinden kurtulmuşlar” diyor.
Bütün bu tartışmalara Güneri Cıvaoğlu acaba ne diyor, o niye sessiz bu konuda?
İHVAN MANEVRALARI
ABD Dışişleri’nin, Suudi Arabistan’ın gerçek niyetlerini sorgulayan açıklaması aslında yönetim içinde Müslüman Kardeşler üzerine yaşanan çok sert tartışmanın bir sonucu olarak görülüyor. Bu konuda bana çok ilginç şeyler anlatılıyor.
“Rus-ABD karşıtlığının gerçek nedeni, ileride Suriye’nin kuzeyinde Kürt oluşumuna kimin hâkim olacağı tartışmasıdır” dedi çok tecrübeli, derin bilgili büyüğüm.
Irak’ın Suudi Arabistan ile kurduğu yeni bağlantılar, buradaki Türkiye masalarınca ilgiyle izleniyor. Gelecekte bunun Türkiye üzerine etkileri de düşünülüyor.