Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        AMERİKA’yı izleyen uzmanlar ve meraklı okuyucuların bundan sonra sıkça duyacağı bir kavramı açmaya çalışacağım.

        Amerika’da bir yandan dipte faşist, Nazi hareketler fokur fokur kaynarken diğer taraftan da son derece ciddi bir antifaşist (Antifa) hareketi güçleniyor.

        Antifa kavramının “intifada”yı çağrıştırması da tesadüf değil. Bu gruplar faşistlere karşı sadece direnmeyi değil, onlarla aktif ve “anlayacakları dilden” mücadele etmeyi, yani gerekirse şiddet kullanmayı da savunuyorlar.

        Burada alternatif medyada “Jacobin” adlı solcu bir gazete var. Bu gazetenin açıkladığı gibi Antifa hareketi kendi kökenlerini Almanya’da görüyor. Almanya’da faşizm yükselirken “Antifaschistische Aktion” (Antifa) hareketi oluşmuştu. Bugün Amerika’da dirilen bu hareket işte kendisini bu geleneğe bağlı görüyor.

        Almanya’daki Antifa hareketi.

        Bernie Sanders başkanlığa aday olunca onun sosyalist söylemleri bu harekete de canlılık verdi. Hatta “Bernie Sanders için Anarşistler” adlı grup bile var.

        Antifa içinde goşist, anarşist eğilimleri de barındırıyor. Militanları siyah kıyafetler ve miğferler giyiyor. Virginia’da yaşanan olaylarda bu grup da vardı. İşte bu yüzden ırkçılara rağmen Başkan Trump, iki tarafı da uyarmak zorunda kaldı.

        SIRADANLAŞMIŞ FAŞİZM

        Washington’un aksaçlıları, Amerika’da yaşanmakta olan bu karşıt gruplaşmanın çok tehlikeli olduğunu ve ülkeyi bir iç savaş ortamına götürecek potansiyeller taşıdığını söyleyerek endişelerini dile getirmeye başladı. Amerika’da gidişat vahim anlayacağınız.

        Başkan Trump, Steve Bannon ve Stephen Gorka gibi faşist hareketlere yakın iki “alt-right” militanını Beyaz Saray’a alınca, uzun süredir alttan alta kaynamakta olan faşist hareketlerin patlama yaşayacağı ve bunun da kendi antitezi olan Antifa gibi şiddete açık antifaşist hareketler doğuracağı bekleniyordu.

        Amerikan halkının neden birdenbire faşizme bu kadar sempatiyle yaklaştığını anlamak için merkez basını, televizyon kanallarını okuyup izlemek yetmez. Gündelik hayatın içine girip sıradan insanların nasıl düşündüğünü ve tepki verdiğini görmek gerekiyor.

        10 yıl kadar önce bir cihaz almak için kasada sırada bekliyordum. Kasada zenci bir kadın vardı. Bekleyenler de beyazdı. Kadın işi yavaş tutunca, arkadakiler benim duyacağım şekilde son derece ırkçı ve kadına yönelik şiddet içeren söylemlere giriştiler.

        Düşünün olay New York gibi “liberal” ve “hoşgörülü” bir şehirde oluyor; bir de taşrada ve güneyde yaşananları düşünebiliyor musunuz? Siyaseten doğrucu söylem bunu ne kadar görmek istemese de Amerikan gündelik yaşamı bu tür “sıradanlaşmış faşizm”le doludur.

        TRUMP DA VUKUATLI

        Trump Ailesi, 1989 yılında bir suçtan dolayı tutuklanan 5 zencinin hemen idam edilmesi için New York Times’a tam sayfa ilan vermişti. Bu kişilerin sonradan suçsuz oldukları ortaya çıktı, ama Trump Ailesi’ne kalsaydı suçsuz zenciler idam edilmiş olacaktı.

        İşte bu gelenekten gelen bir adam baş- kan olup etrafını faşistlerle doldurunca ve Müslüman karşıtı söylemleri resmen kullanınca dipte patlamak için bekleyen faşizm de yükselmeye başladı.

        (Bu arada kişisel bir not vereyim. Yıllardır Amerika’da çalışırım, burada okudum, ilk kez geçen gün bir beyaz Amerikalı lehçemden dolayı bana, “Geldiğin yere geri dön” dedi. Ben de ona, “Zevkle dönerim, ama sen de kaçtığın akıl hastanesine dönmelisin” dedim.

        Tabii cevap vermem beni tatmin etti, ama asıl önemli olan New York gibi hemen herkesin yabancı bağlantısının olduğu bir şehirde bile bunun olmaya başlaması, Amerika’da durumun aslında ne kadar tehlikeli olduğunu gösteriyor.)

        Diğer Yazılar