Amerika ve Arakanlılar
WASHINGTON’da Burma olarak da bilinen Myanmar’da Arakanlılara yönelik “jenosit” yani soykırıma rağmen büyük bir duyarsızlık sürüyor.
Pazar günü New York Times birinci sayfadan ve içeride tam sayfa konuyu ele alıncaya kadar Amerikan medyası da yaşananlara duyarsızdı.
Gazeteci arkadaşlar, New York Times’taki yazıdan sonra televizyon kanallarının da konuyla ilgileneceklerini söylüyorlar.
Washington’daki bu duyarsızlık Trump döneminde belki şaşırtıcı değil, ama bu ilgisizliğin devletin uzun süredir sorunu olduğunu söylemeliyim.
SÜREKLİ REDDETTİLER
Oysa Amerikan devleti 1992’den bu yana Myanmar’ı, Müslümanlara karşı zulmü nedeniyle “Country of Particular Concern” (CPC-Özel Endişe Uyandıran Ülke) statüsüne almıştı.
Ülkede 2012 yılında Amerikalıların zulüm diye adlandırdıkları sürecin bir jenoside dönüşme eğilimi ortaya çıkmasına rağmen Washington tavrını yine değiştirmedi, olaya uzaktan bakmayı tercih etti.
Obama döneminde bile bu değişmedi.
Obama, Amerikan Dışişleri Bakanlığı’nın Kongre’ye Myanmar’daki (Burma) durum hakkında bir rapor vermesini istedi ve bu rapor 2016 içinde Kongre’ye sunuldu.
Dönemin kongresi, Myanmar’a birtakım ekonomik yaptırımlar getirdi.
Myanmar’daki Amerikan Büyükelçiliği, merkeze sürekli ülkede Müslümanlara karşı yapılan zulüm hakkında raporlar gönderdi.
Buna rağmen Dışişleri Bakanlığı, gazetecilerin soruları karşısında olayların bir jenosid boyutuna taşındığını söylemeyi reddetti ve sadece “Müslümanlar zulüm çekiyor” demekle yetindi.
Obama’nın başkanlığında durum böyle olunca Müslümanlara karşı tavrı bilinen Trump yönetiminin bugünkü sessizliği de şaşırtıcı olmuyor gayet tabii ki.
Bu nedenle Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuyu, Tillerson’un yerine Dışişleri Bakanı olması beklenen Nikki Haley’in ABD temsilcisi olduğu Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’na güçlü bir şekilde taşıma kararı, Washington’daki insan hakları savunucuları tarafından son derece güzel bir gelişme olarak nitelendiriliyor.
DİĞER TEPKİLER
Aslında bugünkü tepkisizliğine rağmen Amerikan Dışişleri Bakanlığı’nın hazırladığı International Religious Freedom (Uluslararası Dini Özgürlükler) raporunda, Müslümanların Myanmar’da yaşadıklarına net ve detaylı biçimde yer veriliyor.
Bakanlık buna rağmen Trump nedeniyle bu konuda parmağını bile oynatmıyor.
Bu arada Desmond Tutu ve Malala Yousufzai gibi uluslararası camiada tanınan isimler de Myanmar’da Müslümanların yaşadıklarına dikkat çekmek için bir dilekçeye imza attılar.
Türkiye’nin konuyu New York’a Cumhurbaşkanı düzeyinde taşımasından sonra Washington’un da harekete geçeceğini umuyor buradaki insan hakları savunucuları.