Trump hakkında duyduğum en ilginç hikâye buydu
BAŞKAN Trump hakkında doğal olarak birçok ilginç hikâye anlatılıyor.
Kulağıma gelenler arasındaki en ilginci, Graydon Carter vesilesiyle oldu.
Carter, Amerika’nın efsanevi yayın yönetmenlerinden biridir.
Uzun yıllardır yayın yönetmenliğini yapmakta olduğu Vanity Fair’in başından yakında ayrılacağını açıklayınca hakkında birçok yazı çıkmaya başladı.
Birçok başarısı olan Carter’ın yayıncılığa nasıl bir yeni üslup getirdiği anlatılırken onun dergicilik geçmişiyle ilgili anekdotlar da paylaşılıyor.
‘KISA PARMAKLI’
Graydon Carter, Conde Nast şirketinin New Yorker ile birlikte en önemli dergisi olan Vanity Fair’in başına geçmeden önce 1986 yılında yine kendisi gibi büyük bir dergici olan Kurt Andersen’le birlikte SPY adlı dergiyi çıkarmıştı.
Ciddi olayları mizahi üslupla zeki bir şekilde anlatan dergide o dönemde işadamı Trump da sıkça hedef alınıyordu.
Dergi onu “Kısa parmaklı sonradan görme” olarak tanımlıyordu.
Bu Trump’ın içine öyle işlemiş olmalı ki, hem seçim kampanyasında hem de bir hafta önce Houston’da “Bakın benim parmaklarım uzun” diye halka gösterdi.
SPY Dergisi, zengin insanların gerçek yüzlerini göstermeye bayılırdı.
Bir defasında birçok zengine kuruşluk miktarda çekler göndererek kimlerin bunu bile bankadan çekecek kadar ucuzlaştığını takip etmişlerdi.
Donald Trump’a da 13 sentlik bir çek göndermişlerdi.
Ve Trump 13 senti bankadan çekmişti.
Düşünsenize, milyar dolarlık insan 13 sentlik bir çek için buna girişebiliyor.
Bugünün Amerikan Başkanı’nın karakterini anlatan şimdiye kadar duyduğum en güzel gerçek olay buydu.
Trump o günlerin öfkesini hâlâ taşıyor.
ÇERÇEVELETİP ASMIŞ
Carter’ın dediğine göre kendisi hakkında tam 42 tweet atmış Başkan Trump.
Tabii ki hepsi de olumsuz.
Carter da bunları tek tek çerçeveletip çalışma odasının duvarına asmış.
Bu hakaret tweet’lerini bir onur belgesiymiş gibi gösteriyormuş insanlara.
Carter şimdi kendi isteğiyle 25 yıldır başında olduğu Vanity Fair’den ayrılıyor, ama emekli olmayacak, yeni projeler üzerine çalışacak.
Graydon Carter
Bu arada New York basın camiasında bugünlerde en fazla konuşulan konu, onun yerine kimin geleceği üzerine.
Çünkü medya dünyasında Vanity Fair’in yönetim koltuğu, herkesin oturmak isteyeceği imkânı bol ve prestijli bir görev.