Tüm komplo teorilerinin anası
HERHALDE komplo teorileri dünyasında en fazla heyecan uyandıran, en fazla tartışılan, en çok takıntılısı bulunan olay, Başkan John F. Kennedy’nin suikast sonucunda öldürülmesi olmalı.
Bu olayın etrafında oluşan tuhaf komplo teorisi dünyasını iyi tanıyorum, çünkü diğer komplo teorisyenleri kadar olmasa da ben de bu konuya takıntılıyım. İpuçlarının arkasından kendim gidecek kadar olmasa da olay yeri incelemelerine filan diğerleri gibi çıkmasam da konunun üzerine yapılmış ciddi çalışmaların hepsini okumaya çalışırım.
Uzun yıllarımı almış olan ve bazılarına göre boşa geçirilmiş hayat olarak tanımlanan bir zaman ayırdım buna.
Şimdi de hayatımın geri kalanı ne kadarsa onu da büyük ölçüde harcama potansiyeli olan olay gerçekleşiyor.
Başkan Donald Trump, suikasta ait bugüne kadar kamuoyundan gizlenen devlet belgelerini halka açmaya karar verdi.
Bu komplo teorileri dünyası açısından ne demek biliyor musunuz? Zaten yaşadıkları tuhaf komplocu hayatları yüzünden çok da sağlıklı durumda olmayan bu insanlar şimdiden çıldırmış olmalılar.
Hani yeni cep telefonunu nedense herkesten önce almak için mağazanın önünde 48 saat bekleyen çocuklar gibi arşivlerin bulunduğu binanın önünde ilk gören olmak için beklemeye başlamışlardır bile.
Bunca yıldır yaşanan tartışmaya rağmen o suikastta hâlâ daha açıklaması tam yapılmayan yönler var. İş gizemini hâlâ daha koruyor. Şimdi bu boşlukları doldurma olasılığı ortaya çıktı.
‘AMERICAN TABLOID’
Ben eminim ki önümüzdeki 20 ya da 30 yıl boyunca birçok yeni teori ortaya atılacak, yeni komplo teorileri havada uçuşacak, yeni filmler yapılacak, olay defalarca anlatılmış olmasına rağmen yeniden yeni bilgilerle anlatılacak.
Bugüne kadar bilimsel açıklama yapma girişimleri daima belge eksikliği yüzünden tıkanıyordu bir aşamada.
Bunun yerine Oliver Stone gibi yönetmenler veya Stephen King gibi romancılar devreye girip açıklamadaki boşlukları sanat dünyasında tamamlıyorlardı.
Stone’un “JFK” filminin bu yeni belgelerin açıklanmasıyla birlikte yeniden birçok defa televizyonda gösterilmesi şaşırtıcı olmayacak. Çünkü bu film bir komplo teorisi belgeseli gibi çekilmiştir ve Stone çok iyi bir yönetmen olduğundan suikastın arkasında olduğuna inandığı devlet komplosunu da çok iyi anlatmıştır.
King’in olayın olduğu günün tarihinden ibaret olan “22/11/63” başlıklı romanı, aslında bir zamanda yolculuk romanıdır. Zamanda bugünden geriye giden bir kişi, nasıl olduğunu bildiği suikastı olmadan önce önlemeye çalışmaktadır romanda. Olayın sürecinde birçok yeni potansiyel bağlantılar da ileri sürülmektedir King tarafından.
Aslında suikastın neden olduğunu açıklayan bence en iyi roman James Ellroy’un Türkçe’ye de çevrilmiş bulunan “American Tabloid” adlı romanıdır. Ellroy, makineli tüfekten çıkmış gibi kısa ve mermi gibi üst üste gelen cümlelerle ilginç bir üslupla yazdığı bu romanda, CIA, Mafya ve FBI’ın suikastı neden işbirliği içinde yaptıklarını açıklamaktadır.
Şimdi eminim ki kısa süre önce bir kitap dükkânında konuşmasını dinlediğim Ellroy başta olmak üzere birçok romancı, belgeselci ve film yönetmeni iştahla bekliyor olmalılar olayla ilgili yeni belgeleri. Projeler düşünülmeye başlanmıştır bile.
Çok fazla zamanımı alacak ama ben de heyecanla bekliyorum bu yeni bilgileri. Bu işin dışında kalabilmem imkânsız.