O tek hata beraat getirebilir
DÜN öğle arasından önce davada savunma avukatının Zarrab’ı sorgulaması başladı.
Hakan Atilla’nın avukatı Cathy Fleming sorgulamalarında ataklığı ile bilinmesine rağmen Zarrab onun karşısında kendinden çok emin gibiydi. Hatta avukatla dalga geçen cevaplar da verdi. Örneğin avukat “Siz çok zor koşullar altındaki hapishane yaşamından kurtulmak için anlaşmalar yaptınız” diye konuşunca Zarrab da “Hapishanenin de hakkını yemeyelim” cevabını verdi. Seyirci kesiminden kahkahalar yükseldi. Avukat daha sonra kendisinin Hakan Atilla ile kaç defa görüştüğünü sorarken “Parmaklarımla sayacak kadar” kavramı üzerine bir küçük tartışma yaşandı. Avukat elini göstererek “5 kezi mi kastettiniz?” diye sordu. Zarrab “Ben iki elimi saymıştım efendim” dedi. Zarrab avukatın tuzak sorularına rağmen hiçbir tuzağa ilk başlarda düşmedi ve salonda eğer bu performansını sürdürürse “Avukatlar karşısında hayli dişli çıktı dememiz gerekecek” yorumları yapıldı.
EN KRİTİK GELİŞME
- Savunma ilk başlarda soru cevap bölümünde hayli yalpalasa bile savcılık öyle bir hata yaptı ki, bu hata tüm davanın sonucunu ekliyebilecek türde büyük bir gelişme olarak yorumlanıyor.
- İkinci haftanın ilk günü dava bittikten sonra ortaya çıkan bu gelişmeye göre, savunma savcılığın davanın seyrini değişterecek kadar önemli bazı dokümanları kendisine vermediğini geçen hafta yargıca bildirmiş, yargıç da savcılığın cuma günü bitimine kadar bunu yapmasını söylemiş. Ancak savcılık bu emre cumartesi öğle saatlerine kadar uymamış.
- Avukatların istediği belgeler bir ara yanlışlıkla kamuoyuna açık dokümanlar arasına konulunca New York Times bunları ele geçirdi. Bunların arasında Zarrab’ın hapishanede tutukluyken yani devletle işbirliğine girişmeden önce hapishaneden yapmış olduğu bir telefon konuşmasının kaydı ve tapeleri de var. Bunda Zarrab “Bu ülkede hapishaneden çıkmak için insanın bazı konularda yalan söylemesi ve işlemediği suçları işledim demesi gerekiyor” diyor.
- Jüriye zaten Zarrab’ın kurtulmak için her şeyi yapan bir yalancı olduğunu kanıtlamak isteyen avukatlar açısından inanılmaz derecede önemli bir belge bu. Yargıç da dünkü oturumun başında jüri içeriye alınmadan önce bu gelişmeye dikkat çeken bir konuşma yaptı ve savunmanın bu konuda istediği takdirde savcılık aleyhine yasal girişimde bulunabileceğini söyledi.
- Savunma başlamadan önce neredeyse saatlerce Türkçe telefon kayıtları dinlendi. Savcılık Türkçe kayıtların jüri üzerinde dramatik etkisini düşünerek dinletiyor bunları.
Savunmanın açılışını yapan Cathy Fleming konuşmaların büyük çoğunluğunun Süleyman Aslan ile olduğunu ve Hakan Atilla ile konuşmanın çok az olduğunu ve hatta Zarrab’ın Aslan ile çok mesajlaşmasına rağmen Hakan Atilla’nın mesaj listesinde yer almadığını söyledi. Bunları Zarrab da doğruladı.
- Avukat hanım, Zarrab ile Hakan Atilla’nın aslında birbirlerinden hiç hoşlanmadığını ve Zarrab’ın itirafının bir aşamasında Atilla’nın yapılan işlere taş koyduğunu söyleyerek şikâyet de ettiğine dikkat çekti.
- Savunmanın yaptığı açılıştan anlaşıldığı gibi savunma, Zarrab’ın aslında hiç sevmediği hatta nefret ettiği Hakan Atilla hakkında yalanlar söyleyerek hapisten kurtulmaya çalışan bir sahtekâr olduğuna, hatta bunu hapishaneden yaptığı kayıt edilen telefon görüşmesinde bile itiraf ettiğini söyleyerek jüriyi ikna etmeye çalışacak.
- Önceki gün kıyafeti nedeniyle Fenerbahçe gibi göründüğünü söylediğim avukat Cathy Fleming dün de Galatasaray görünümündeydi. Yarın da Beşiktaş gibi olursa ortada bir komplo olduğuna inanmamız gerekecek. Onun sorgusuna biraz zayıf başlamasına rağmen süreç içinde açılmaya başlayacağı da görülüyordu. Bazı cevapları tam alamasa da savunmanın nasıl sonuca varmaya çalışacağı da görülebiliyordu. Zarrab bir soruya karşı kendisinin İranlı Babek Zencani ile iş ortaklığının hiç olmadığını ama onun kendisine 1.5 ton altın gönderdiğini de kabul etti. Tam Rusya’ya kaçırılacakken Türkiye sınırında yakalanan 157 milyon doların kendisine ait olmadığını, o aracın şoförünün kendisinin olmadığını söyledi.
YARATICI SAHTEKÂRLIK
- Kara para aklama işinde altın artık kullanılmayınca başlanılan sözde yiyecek ihracatında Zarrab’ın hayli zorlandığı görülüyor. Çünkü güya gönderilmiş gibi düzenlenen belgelere her defasında aynı tür yiyeceğin yazılması dikkat çekeceğinden onlar da yaratıcı olmaya başlamışlar. 1011 ton zeytinyağı, 2360 ton hindistancevizi yağı (Endonezya’dan gönderilmiş gibi), 745 ton dondurulmuş tavuk göğsü (Brezilya’dan ihraç edilmiş gibi) ve 4365 ton dondurulmuş tavuk butu (Ukrayna’dan gönderilmiş gibi) yazılmış sahte belgelerin üzerine farklı zamanlarda. Savcılığın iddiasına göre bu yöntemi ona Hakan Atilla’nın anlattığı söyleniyor. Şimdi savunma bunu reddetmeye başlamış durumda.