Suriye okeyinde Kürt jokeri masada
GLOBAL güç merkezleri, Suriye’ye oyun oynar gibi yaklaştıklarından ben de eğer bir okey oyunu benzetmesi yaparsam şu anda masada en önemli taş olarak Kürt jokerinin bulunduğunu söyleyebilirim. “Türkiye’nin Afrin’e müdahalesinin öncesinde Washington ile Moskova arasındaki her türlü karşılıklı manevra, Suriye’nin geleceğinde Kürtlerin nasıl yer alacağını kimin, yani Washington’un mu yoksa Moskova’nın mı belirleyeceğini kararlaştırmak içindi” diyor burada konuştuğum bazı kaynaklar.
Aynı kaynaklar, Türkiye’nin son müdahalesiyle belirleyici güç olarak “Ben de varım ve benim onayım olmadan bir şey yapamazsınız” mesajını güçlü olarak verdiğini söylüyorlar. Görevleri gereği bölgeyi sürekli izlemek zorunda olan bu kaynaklar aslında Washington’un da Moskova’nın da odaklandığı konunun Suriye’nin geleceğinde kimin daha etkili rol oynayacağını belirlemek olduğunu, iki başkentin de Türkiye’nin işbirliği olmadan bunu kalıcı ve yenilenebilir biçimde başarmasının mümkün olmadığını bildiklerini söylüyorlar.
Viyana’da ve Soçi’de Suriye’nin geleceğiyle ilgili önemli toplantıların olacağı bu hafta içinde gündemde yer alacak konu başlıklarının şunlar olduğu söylendi:
1- Amerika’nın Suriye’nin kuzeyinde bir Kürt oluşumu arzusu yeni bir gelişme değil, neredeyse 20 küsur yıldır üzerinde çalışılan (ben bugün kurulmasına çalışılan bölgeyi bir çizim olarak Pentagon’da 1992 yılında görmüştüm) ama son birbuçuk yılda adı konulmuş bir proje bu. Burada göreve başladığım geçtiğimiz mart ayında bu oluşumdan Amerikan devleti içinde “suzerenlik” diye bahsedilmeye başlandı. Washington gerekirse Suriye’nin toprak bütünlüğüne aldırmadan ülkeyi bölerek de olsa bu oluşumun gerçekleşmesine çalışıyor. Ruslar ise bölgede Kürtlere, Suriye bütünlüğü içinde kalmaları şartıyla federatif bir yapı içinde özerklik verecek bir anayasa üzerinde çalışıyor. Washington, Kürtler için bunu da B planı olarak elinde tutuyor. Bu hafta yapılacak kritik Viyana ve Soçi toplantılarında bu konuda bir anlaşmanın ileride sağlanıp sağlanamayacağının belli olacağı söyleniyor. Bu arada Türkiye de Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunmasından yana.
2- Amerika ve Rusya, PKK unsurlarına Türkiye’nin bir operasyon yapmasına karşı değiller, ancak YPG’nin PKK ile bağlantıları bilindiğinden iki merkez de Türkiye operasyonuna açık destek vererek YPG’yi karşılarına almak ve gelecekte olası bir Kürt oluşumu üzerindeki kontrollerini kaybetmek istemiyorlar.
SORUMLULUĞU BİRBİRLERİNE ATMAK İÇİN
3- Amerikalı komutan işte bu yüzden operasyon ihtimali konuşulurken “Amerika’nın Afrin’de işi yok” dedi. Bu Türkiye’de “Amerika’nın operasyona yeşil ışık yakması” şeklinde algılandı ama değildi. Sadece malumu ilan etmekti. ABD bu vurgulamayı yaparak “Eğer Türkiye bir operasyon yaparsa bunun sorumlusu Rusya’dır” demek ve ileride Rusların Kürtler üzerindeki kontrolünü elinden almak istiyordu.
4- YPG’nin Moskova’da bir büro açmasına izin vermiş olan Ruslar, gerek Esad yönetimine İdlib’in güvenliği teminatı verdiklerinden gerekse Türkiye’yi Hayat Tahrir Şam’daki radikal unsurlara karşı bir operasyona yönlendirerek “Biz aslında YPG’yi değil bu radikal unsurları hedefliyorduk” deme kozunu tutmak istiyor.
5- Türkiye’nin de aslında Astana süreci bağlamında bu radikal unsurları kontrol altında tutup bölgeden uzaklaştırma teminatı var. Ama Ruslar, “Türkiye bu unsurları tasfiye etmek yerine onlarla birlikte var olmayı sürdürüyor” diyor Washington’daki muadillerine.
‘TÜRKİYE HAKSIZ’ DİYEN YOK
Suriye’de finalin çok daha karmaşık olacağı şimdiden belli. Ancak şunu da söylemeliyim, buradaki gazeteci arkadaşların sorularından anladığım kadarıyla Amerikan medyası da operasyonda Türkiye’nin haklı olduğu düşüncesinde. Çünkü haberleri anlatırken veya soru sorarken söze “Türkiye’nin sınırına yakın terörist gruplar var ve buna karşı operasyon yapıyor” diyerek başlıyorlar. Tabii ki bu tavır burada kamuoyunun oluşturulması açısından çok önemli olan bir durum. ABD yönetiminin bu durumu değiştirmek için yarından itibaren algı operasyonu yapması bekleniyor.