Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        HİÇBİR cinsel deneyimim olmadan okumak için geldiğim New York’ta, tüm şehrin kafasını seksüaliteyle bozmuş olduğu 1970’lerde, seksin sadece lise günlerimizde seyrettiğimiz Alman porno filmlerindeki gibi olması gerektiğini düşünürdüm.

        Normalini bile hayal edemediğimden daha fazlasını, fantezileri düşünmem imkânsızdı. Sonra bir gün Times Square’de cesaretimi toplayıp bir porno dükkânına girdim. Ve ilk kez insanların seks uğruna birbirlerine neler yapabildiklerini, birçok insanın hayal bile edemeyeceği durumlara normalmiş gibi yaklaştıklarını gördüm. Haliyle şoke oldum.

        O günün bana iki yönden faydası oldu:

        1- Kendi fetişimi de keşfettim. O gün olmasaydı “Normali budur” diye düşündüğüm şeyin peşinde koşarken sürekli mutsuz olma ihtimalim büyüktü. Gerçi fetişimi bildiğim halde de mutsuz olmayı başardım, ama o tamamen farklı bir başka konu.

        2- Benim gibi düşünmeyen, seks konusunda farklı normalleri bulunan insanları katiyen eleştirmemem gerektiğini ve beynin karanlık noktası olan seks söz konusu olduğunda hayatta çok sayıda normalin olabileceğini de o gün öğrendim.

        Anlayacağınız, o günün öncesindeki masumiyet günlerimin normal tanımı ortadan kalkmıştı, ama benim yine de davranışlarımı kontrol altında tutacak yeni bir “normal” tanımına ihtiyacım vardı.

        NORMALİN YENİ TANIMI

        Bir süre üzerinde düşündükten sonra şu tanıma ulaşmıştım: “İki olgun yaştaki insanın karşılıklı anlaşarak birbirlerine yapmaktan hoşlandıkları her harekete normal seks diyebiliriz.”

        Bu tanım hoşuma gitmişti; çünkü tanım “olgun yaştaki insanlar” diyerek otomatikman çocuk istismarını anormal olarak tanımlıyordu. Ayrıca “karşılıklı anlaşma” da diyerek zor kullanma, cinsel taciz gibi davranışları dışlıyordu.

        Şimdi bu tanıma göre, kendisini bir kadına kırbaçlatmaktan hoşlanan bir adam için eğer zorlama yoksa, karşılıklı anlaşma varsa buna normal diyebiliriz. Bu hoşumuza gitmeyebilir, ama unutmayalım ki onlar da bizim normalimizden hoşlanmıyorlar.

        SEKS PANAYIRI

        Dedim ya o yıllarda New York tam çıldırmış durumdaydı. Şimdilerde çocuklu ailelerin dolaştığı Times Square tam bir seks panayırı gibiydi. Disney dükkânlarının olduğu yerlerde genelevler bulunuyordu. Sokaklar, fahişe pazarlayanlar ve esrar satıcıları tarafından işgal edilmişti. Ne demek istediğimi tam anlamak isteyenler HBO kanalı tarafından yayınlanan “The Deuce” dizisine bakabilirler. O dizi 1970’lerin bir belgeseli gibidir.

        O günlerde gençlik ve merak duygusunun getirdiği cesaret ve macera yaşama arzusu nedeniyle şehri altüst etmiştim. Bazen isteyerek bazen de tesadüfen hayli değişik seks ritüellerine şahit oldum. Şimdi sıra bu uzun girişi yapmama yol açan asıl nedeni yazmaya geldi.

        Bugün geldiğim noktada bu hayat deneyimimle artık her şeyi görmüş olmalıyım diye tam düşünürken, Türkiye yine devreye girdi. Ben yıllar içinde normal olarak tanımlamakta çok zorlandığım seks ritüelleri gördüm, ama ilke gereği onlara da “normaldir” demek zorunda hissettim kendimi.

        Ama çok yakından takip edemesem de Türkiye’de bazı adamlar ortaya çıkıp battaniyeden tahrik olmaktan veya asansöre kadınla binmenin yol açabileceği hazlardan filan bahsedebiliyorlar. Normali tanımlamak için oluşturduğum tanıma ve tanımın hayli geniş bir kabul içermesine rağmen bugünün Türkiye’sinde bu tuhaf insanları normal olarak sınıflandırmaya imkân bulunmuyor.

        Battaniye denince, hayata karşı kendini savunmak için sürekli ona sarılarak dolaşan Snoopy takımından Linus karakteri eğer Türkiye’de olsaydı, üstelik de asansöre binerken görülseydi, kimbilir başına neler gelirdi diye de düşünüyorum.

        Diğer Yazılar