Birinci komite meydan savaşı
TÜRKİYE-Amerika arası ilişkilerin düzeltilmesi için oluşturulan 3 komiteden Suriye meseleleriyle ilgili olanı önceki gün toplandı.
Tartışılan konular çok ve karmaşık olduklarından komisyon toplantısı dün de sürdü. Amerikan Dışişleri yetkilileri, ikinci gün sonunda bir yazılı açıklamalarının olacağını söylediler.
Resmi açıklama Türkiye saatiyle cumartesi sabaha karşı olduğu için bu yazıda o konuda bir yorum bulunmuyor.
İlk gün toplantısı bittikten sonra yine geç saatlerde bazı Amerikan kaynaklarından aldığım bilgiler ise şöyle:
ORDULAR KALABALIKTI
* Amerikan Dışişleri, yeni bir fikir üretmemiş de olsa, masaya eski pozisyonları da getirse ilk komite toplantısına 2 düzine uzmanla katıldı. Türkiye tarafı da 23 uzmanla dosyalarına tamamen hâkimdi.
* Amerikan tarafının başında Dışişleri Bakanlığı Avrupa ve Avrasya İşleri Bakan Yardımcısı Wess Mitchell vardı. Türkiye grubunun başında ise Dışişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Sedat Önal bulunuyordu.
* Öğle saatlerine doğru Dışişleri binasında başlayan görüşmeler bir maraton mantığı içinde geçti. İlk gün akşamüstüne doğru dağılındı. Toplantıdan sonra iki taraf da değerlendirme ve cuma günkü ikinci raunda hazırlık toplantıları yaptı. Daha sonra da grup olarak yemeklere çıkıldı.
* Görüşmeler başlayınca Amerikan tarafı Afrin konusunu da konuşmak istedi. Türkiye buna itiraz etti ve Afrin konusunda konuşulacak bir şey olmadığını, Türkiye’nin bu konudaki resmi görüşünün belli olduğunu vurguladı.
* Türk heyetinin kesin tavrını gören Amerikan heyeti de Afrin konusunda ısrar etmedi. Türkiye ise Afrin yerine asıl önemli olanın, iki ülke arasındaki esas problemin Münbiç olduğunu ve bu konunun konuşulması gerektiğini ifade etti.
* İlk açılış salvolarından sonra günün geri kalanında sadece Münbiç’in konuşulduğu söylenebilir.
* Uzun konuşulmuş olmasına rağmen ilk günkü seans bittiğinde bu konuda yeni bir pozisyon alınmamıştı. Çünkü iki taraf da bugüne kadar söylemiş oldukları düşünceleri tekrar masaya getirdi. Amerikan tarafı bu konuda yeni bir fikir üretmediğinden zaten bilinen pozisyonların tekrarı yapıldı.
* İlk günkü toplantıda bir çözüm yolu bulunacağı umudu pek verilmese de taraflar dün bu yazı yazıldığı sırada hâlâ süren toplantıda bazı adımların atılabileceği umudunu korudu.
* Şurası net görünüyor: İkinci günde de hassas konularda net bir çözüm formülü oluşturulamasa bile bu toplantılardan iki ülke arası ilişkinin kopmasına varacak bir gerginliğin çıkmayacağını söylüyor Amerikan tarafı. Çünkü Amerikalılar, “Ne olursa olsun görüşme yolları mutlaka açık tutulsun” şeklindeki bir diplomatik tavır içindeler. Asıl görevlerinin, iki ülke arasında üst düzeyde ne tür sertlik yaşanırsa yaşansın konuşma opsiyonunu gündemde tutmak olduğunu söylüyorlar.
19 Mart’ta ABD’ye gelip Dışişleri Bakanı Tillerson’la görüşecek olan Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’nun temaslarında da diyalog yollarının açık tutulacağı vurgulanıyor.
Dediğim gibi bu tür toplantılar sonrasında içeriden ne kadar bilgi alınırsa alınsın sonuçta yapılacak resmi değerlendirme açıklaması devlet tavrını göstermesi açısından önem taşıyor. Bunun üzerine umarım yarın yazma imkânım olacak.