Washington'da Körfez satrancı
TÜRKİYE gibi Katar da ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson’ın başlattığı ilişkileri düzeltme sürecinin, bakanlığa sert politikalar yanlısı Mike Pompeo’nun atanmasından nasıl etkileneceğini hesaplamaya çalışıyor.
Şu anda Amerika’da bulunan Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, Amerikalıları Katar’la birlikte Türkiye’ye karşı sertleşmeye ikna etmeye çalışıyor. Pompeo da bölgedeki cihatçılar konusu açıldığında Katar ile Türkiye’yi birlikte düşünüyor. Bu konuda çeşitli toplantılarda, konferanslarda söylediği sözler resmi kayıtlarda. Ulusal Güvenlik Danışmanı Herbert Raymond McMaster’ın da bu konuda verdiği demeç var.
MAKAMIN TAVRI DEĞİŞMEZ
Washington’da bir grup insan, Pompeo geçmişte böyle düşünmüş olsa da dışişleri bakanlığı gibi konuma gelenlerin kişisel fikirlerinden bazı tavizler verdiğini, geçmişte bunun hep böyle olduğunu, kişilerin bakanlığı dönüştürmesi yerine kendilerinin dönüşüme uğradıklarını söylüyor.
Yani CIA Başkanı’yken kullandığı dili dışişleri bakanıyken kullanmayacak Pompeo’nun da yeni görevine uygun bir dönüşüm yaşaması Türkiye’nin de lehine olabilecek bir gelişme.
EMİR DE GELİYOR
Suudi Veliaht Prensi Selman, Washington’dan ayrıldıktan bir süre sonra Katar Emiri de Başkan Donald Trump’la görüşmek için Washington’a gelecek.
Katar, Tillerson’la birlikte ülkede terör finansmanını izleme merkezi açmıştı ve Amerika’yla bu başlangıcın iyi ilişkilere dönüşeceğini umuyordu. Suudi prensin 2 gündür burada yaptığı girişimlerden sonra bunun gerçekleşip gerçekleşmeyeceği Katar Emiri’nin nisan ayındaki ziyaretinde belli olacak.
Ayrıca daha önce Körfez İşbirliği Teşkilatı toplantısının Washington’da emirin ziyaretine denk düşecek biçimde yapılması da planlanmıştı. Gözlemciler şimdi bunun olup olmayacağının Pompeo’nun bundan sonra tutturacağı üslubu göstermesi bakımından önemli olduğunu belirtiyor.
DOĞU AKDENİZ
Bölgeyi yakından izleyen uzmanlar, Katar Emiri’nin Suudi Prensi Selman gibi Doğu Akdeniz’le ilgili de konuşacağını vurguluyor. Katar, sıcak ilişkileri olmasına rağmen bölgede enerji konusunda Türkiye’nin çıkarlarıyla örtüşmeyen adımlar atıyor.
Emirin Washington’a gelmesinden önce Türkiye’nin bu konuyu Katar’la konuşmasının önemli olabileceği de belirtiliyor.
********
İlk dakika
TÜM televizyon kanallarımız, ABD Başkanı Donald Trump ne konuşursa bunu “son dakika” olarak duyuruyor. Mesleki açıdan haklılar da.
Normal zamanda olsaydık ABD Başkanlarının her dediği tabii ki “son dakika” haberi olabilirdi. Ama bildiğiniz gibi normal zamanda değiliz.
Özellikle Washington dışına çıkıp karşısında seçmen kitlesini gören Trump, Washington’da ulusal güvenlik danışmanlarıyla birlikteyken aklına bile gelmeyecek bir şeyi, örneğin “Suriye’den yakında çekiliriz” cümlesini kurabiliyor.
Bunun söyleneceğini ne Savunma Bakanı James Mattis, ne Mike Pompeo, ne de John Bolton biliyor. Washington’da bilen tek bir kişi yok.
Bu nedenle böyle gelişmelerin bundan böyle “ilk dakika” olarak verilmesi lazım. Çünkü sonraki dakikalarda ulusal güvenlik danışmanları söylenen sözün ne anlama geldiğini anlamaya ve mantıklı biçimde neden söylendiğini açıklamaya çalışacaklar. Meselenin “son dakika”sı işte o zaman ortaya çıkacak.
Anlayacağınız, perşembe akşamından bu yana yaşananlar bir Washington klasiği.