IMF ile anlaşma söylentisi nedir?
BÖLGEMİZDEKİ güç dengesinin kendi aleyhlerine geliştiğini bilen ve Türkiye’nin gittikçe artan biçimde bağımsız politikalarını bölgede uygulayarak ABD’den adım adım uzaklaşmasından olağanüstü rahatsız olan Washington’daki bazı çevreler, Türkiye üzerinde kontrol kurabilmek için bu defa da ekonomi silahını kullanıyorlar.
Strateji net ve belli; bu müdahaleyle ekonomik açıdan zayıflayabilecek bir Türkiye’nin ABD’nin siyasi manevralarına çok daha yakın durmak zorunda kalacağı zannediliyor.
ALGI OPERASYONU
Amerikan hazinesinin iç işleyişini, çalışma yöntemlerini iyi bilen bir kaynağım, bana bu çevrelerin ekonomik süreçlerde “beklentilerin” ne kadar da önemli olduğunu bildiklerini ve bu beklenti silahını çok etkin kullandıklarını söyledi.
Merkez Bankası’nın bağımsızlığının ortadan kalkacağı, serbest kur sisteminden vazgeçileceği, bazı mal varlıklarına el konulabileceği türden “beklentiler”e oynayan söylentilerin bu nedenle çıkarıldığını vurguluyor.
Şimdi de Washington’da Türkiye’nin IMF ile bir anlaşma yapmak zorunda kalacağı söylentisi yayılmak isteniyor.
IMF MERKEZİNDE
Söylentilerin peşine takılıp gitmek yerine 19’uncu Sokak’taki IMF merkezine yıllar sonra yeniden gittim. Akademisyen bazı eski arkadaşların da yardımını alarak Türkiye hakkında birkaç uzmanla konuştum. Uzmanlar IMF’nin her yıl üyesi olan ülkelerin ekonomisiyle ilgili değerlendirmeyi 4’üncü madde gereği (Article 4 Consultation) yaptıklarını ve bunun Türkiye’yle ilgili sonuçlarının yeni yazıldığını söylediler.
Bu kaynakların bana dediğine göre, şu anda Türkiye’yle ilgili hiçbir özel girişim veya gelişme yok, olan biten sadece rutin olarak yapılan bir şey.
Yine aynı kaynaklara göre, bu süreçte IMF’nin Türkiye ekonomisiyle ilgili sürpriz olarak yeni bir sorun keşfedilmedi. Türkiye hükümetinin de bilip kabul ettiği ve üzerine gideceğini söylediği sorunlardan başka bir şey yok.
Tabii doğal olarak bu çalışmanın bir kopyasını istedim. Daha sonra elektronik ortamdan göndereceklerini söylediler.
IMF’nin Türkiye’yle ilgili raporu
RAPORDA NE VAR?
Sözlerini tuttular ve “2018 Article 4 Consultation Staff Report ve Statement by the Executive Director for Turkey” metinlerini alınca bir süredir kullanmadığım ekonomist şapkamı tekrardan giydim ve raporu büyük bir titizlikle okudum.
Okumakla da kalmadım, bunu daha önce yapan bazı uzman arkadaşlarla da konuştum. Sorunlar yok mu, tabii ki var. Bazıları da hayli ciddi sorunlar. Ancak burada önemli olan şu: Türkiye’nin yönetimi bu sorunları zaten kabul emiş, hepsinin üzerine gidileceğini, çözüleceğini söylemiş. Bunu söylemekle kalmamış, bazı adımlar atmaya da başlamış.
Raporun tümündeki hava da zaten böyle. Türkiye’nin üzerine gitmeye devam ettiği takdirde bu sorunların çözülebilir olduğu görülüyor. Hazine kaynaklarına yakın kaynağım da Arjantin ve Türkiye’de yaşananların benzerlik taşıdığını, Türkiye’nin ekonomik yapısının güçlü olduğunu söyledi.
Rakamlar Türkiye’den bir miktar sermaye çıkışının yaşandığını, ancak bunun gelişmekte olan piyasaların genel problemi olduğunu, bu çıkan paranın daha önce gerçekleşmiş kârların realize edilmesi süreciyle bağlantısının bulunduğunu, yani bunun ülke ekonomisinin geleceğiyle ilgili yapılan bir değerlendirme sonucunda olmadığını gösteriyor. Bu paraların bir süre sonra yeniden Türkiye’ye dönmesi ihtimali var.
Anlayacağınız, döviz kurunun şu anda ulaştığı düzey, ekonominin gerçeğiyle katiyen bağdaşmıyor. Buradaki kötü niyetli olmayan uzmanlar, Türkiye’nin zaten çok iyi bildiği bazı adımları atmayı sürdürdüğü takdirde güçlü süreçlerin tekrardan kurulacağını vurguluyorlar.