Yayın yönetmeniyle romantik yazışmam
ALLAH onu ebediyen başımızdan eksik etmesin Yayın Yönetmenim Selçuk Tepeli’nin gazetede gerçekten yamyamlık yapıp yapmadığını bilmiyorum, ama gözleri biraz sonra yiyeceği kadına iştahla bakan Hannibal Lecter gibi kısık ve tuhaftır.
Yamyamlığı galiba olmadı, ama yazı işlerinin ortasına pazar yeri kurup gazetecilere iyi karpuz seçmeyi öğretmiştir.
Bundan şikâyetçi olan kadınlar aslında ne kadar da şanslı olduklarını bilmiyorlar. Çünkü o karpuz yerine orta yere tezek döküp “Kaliteli tezek nasıl seçilir?” diye de anlatabilirdi.
Kâğıt baskı gazeteye bir çiftçi duyarlılığını getirmiş bir adamın şimdi dijital yayın döneminde neler yapabileceğini düşünün. Üstelik şu anda tamamen delirmiş de durumda.
Deliliğinin kanıtı önceki akşam bana attığı şu mesajdı: “Abi sen benden de köylü çıktın.”
Selçuk’tan başkası, örneğin Oray söylemiş olsaydı bu cinayet davamda hafifletici neden olabilirdi. Ama Selçuk bunu sıcak duygularla söylüyor; çünkü o bir manda sineği kovmak için kuyruğunu sallarken suratına çarpsa bunu romantik bir dokunuş olarak algılıyor.
Bu yüzden aslında ben de en az onun kadar deli olduğumdan “Bir gün seninle tarlada mutlaka yürüyeceğiz” diye cevap yazdım.
Mesajımın ikinci bölümünde “Tarladan geri dönerken o gömülü olacağından tek başıma olacağım” dediğimi göremedi.
Kâğıt baskı döneminde onu öldürmeye fırsat maalesef olmadı, ama yeni dönemde dijital yayıncılığımızda bu hatamı mutlaka düzelteceğim.