Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Türkiye’de kampanya sürerken yönetiminin hiçbir kademesinde Amerika’nın cumhurbaşkanlığı için kimi tercih ettiği konusunda resmi olarak tek laf edilmedi.

        Resmen durum böyle olsa da konuştuğum tüm yetkililer, adları verilmemek kaydıyla, tercihlerini, tavırlarını net ortaya koydular. Hatta yüz yüze konuşamadıklarımdan bu konuda gelmiş olan e-mailler bile var elimde.

        Şu anki yönetimin Cumhurbaşkanı Erdoğan’a karşı tepkili olduğu bir sır değil. İki ülke arası ilişkiler konusunun açıldığı her ortamda, buradaki yetkililer, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik tepkilerini ifade ediyorlar.

        Bazılarının ise tepkisinin aktif düşmanlık derecesine ulaştığını görebiliyoruz. Bu yüzden Erdoğan’ın seçilmemesinin imkansız olduğunu bilseler dahi Amerikan yönetiminin tercih edeceği seçim sonucu sorulduğunda ağırlıkla Cumhurbaşkanı olarak Muharrem İnce’yi, TBMM’de ise güçlü bir CHP ve HDP varlığını ifade ettikleri görülebiliyordu.

        Bu tercihin temelini irdelediğimde sadece Erdoğan karşıtlığı ile açıklanamayacak bir farklı durumun olduğunu gördüm.

        KÜRT PLANI

        Beyaz Saray’ın politikalarını etkileme gücüne sahip olan bu insanların kafalarının arkasında her zaman olduğu gibi bir bölgesel Kürt planı olduğunu gördüm. Eğer seçim sonucu istedikleri gibi olsaydı Amerika’nın bir çözüm süreci başlaması arzusunda olacağı net belliydi.

        Tabii bir çözüm süreci olursa bunu hemen bölgedeki bir Kürt oluşumuna bağlamak da amaçlarıydı. Eski alışkanlıklar kolay ölmüyor. Pentagon’da bir neocon görevlinin odasında bölgemizdeki bir Kürt devletinin haritasını gördüğüm yıl olan 1992’den bu yana Amerika’nın aslında İsrail’in arzu ettiği bu Kürt planından bir türlü tamamen vazgeçemediği de görülüyordu.

        Bölgede İran’a karşı İsrail’in de güvenliğini sağlayacağı düşünülen bir Kürt oluşumu şu anda Washington’da neocon evanjelikler güçlü olduğundan tekrar ısıtılıp gündeme her an getirilebilir. Yönetimin her biriminde Türkiye ve Suriye ile ilgili bir master plan çıkarılma sürecinde olunduğu hatırlanırsa bu tehlikeyi bilip ona göre tedbir almak gerekecek.

        PLANLARI SARSILDI

        Aslında Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı operasyonlarından sonra Amerikan yönetimi planını istediği gibi uygulama umudundan vazgeçmeye başladı. Münbiç’te başlatılan ortak yol haritası süreci, ‘Bu planın tamamen rafa kaldırılmasına neden olabilir’ deniliyor.

        Ancak özellikle İsrail’in bastırmasıyla İran’a karşı duracak bir Kürt oluşumu projesi hala daha tam anlamıyla rafa kalkmış değil.16 Temmuz’daki Putin-Trump görüşmesinin çok yakından izlenmesi ve bunun sonuçlarının Washington yönetimine nasıl yansıyacağının mutlaka iyi anlaşılması gerekiyor.

        Diğer Yazılar