ABD derin devletinin Ortadoğu kararı
KONUYU açıklamaya başlamadan önce kendi başlığımdan duymakta olduğum sıkıntıyı dile getirmeliyim. Çünkü bu konuyu hazırlarken konuştuğum hiçbir kaynak derin devlet kavramını açıkça kullanmadı. Kullanmadığı gibi birçoğu da konuyu ben açtığımda öyle bir şey olmadığını söyledi.
Bununla birlikte hepsi, söz birliği yapmış gibi neredeyse aynı kelimelerle içine girilen yeni süreci tanımlamaya başladı. Ortada bir derin devlet kurumu olmasa da belli ki birçok düzeyde aynı konu tartışılmış, benzer kararlar alınmış ve devletin ortak aklı oluşma sürecine girmiş durumda.
Zaten derin devlet böyle bir şeydir. Bizdeki bazı popüler TV dizilerinin sunmaya çalıştığı gibi masonik ritüelli gösterişli toplantılar yapılmaz derin devlet denilen şeyde ve dizilerin söylediği gibi derin devletler kötü adamların buluşma yerleri de değildir.
Derin devlet, her devlette bulunması gereken, deklare edilmemiş, resmi politika olarak ilan edilmemiş ortak devlet aklıdır. Bu akıl, büyük işadamları, yüksek bürokratlar, emekli olmuş eski devlet adamları, akil insanlar ve günün güçlü siyasetçilerinin katıldığı bir diyalog sonucunda oluşur. Bu akıl bir defa oluştuktan sonra resmi politikalar da yavaştan buna göre değişmeye başlar.
Böyle bakıldığında Amerika’nın Ortadoğu politikalarının daima bir derin devlet ortak aklı sonucunda oluştuğunu söylemek mümkün. Bu ortak akıl şu anda değişmek üzere. Eski derin politikada kilit kavramlar “petrol, İsrail ve çatışma” ydı.
Obama’nın zorlamasıyla derin devleti oluşturan kesimler arasında yeni bir diyalog başlatıldı. Obama başkanlıktan ayrıldığında Ortadoğu alanının artık bir daha çatışma alanı olarak görülmeyeceği koşullar oluşturması gerektiğine inanıyor.
Global dünyanın ekonomisiyle, sosyal sistemleriyle ve siyasetiyle düzgün çalışması ve global düzeyde risklerin azaltılması için artık Ortadoğu’nun neredeyse sonsuz bir çatışma alanı olmaktan çıkarılması gerekiyor.
Amerika bunu henüz resmi politikası olarak ilan edemedi; çünkü devlet içindeki bazı kesimler hâlâ eski derin devlet söylemine inanıyorlar. Yani neo-konservatifler, İsrail yanlıları destekli olarak çatışmacı ideolojilerini kolay bırakamıyorlar
Yani anlayacağınız, Amerikan derin devlet içindeki ikna süreci henüz tamamlanmadı. Ama yeni ortak aklın olması gereken koşulları ortaya koyuldu ve buna direnenlerin yeni ortak akla çekilmesine çalışılıyor.
Amerika bunu çabuklaştırabilmek için Ortadoğu’da her taraftaki uçlarda yer alan tavırların ortaya çıkmasını ve dünyanın tepkisini üzerine çekmesini istiyor. Çünkü bu olursa daha sonra uzlaşmaya ve çatışmasızlığa dayanacak yeni ortak aklın daha kolay kabul edileceğine inanıyor.
Esad’ın uçlardaki tavırları, IŞİD’in anarşist sayılabilecek davranışları ve İsrail’in acımasızlığı dünyadan ortak tepki almaya başladı. Bu da yeni bir konsensüsün yavaşça oluşmaya başladığını gösteriyor.
Ve Amerikan Dışişleri’nin ilk kez İsrail’i bu kadar sert eleştirmesi, yeni ortak aklın oluşmasının hızlanacağını gösteriyor.
Ne demiştim, eski ortak aklın paradigmasını oluşturan kavramlar arasında petrol çatışması ve İsrail çok önemli yer alıyordu.
Petrol, Amerika’nın göstergelerinden yavaş yavaş düşecek. İslam âlemiyle sürekli çatışma görünümü verilmesi de istenmiyor. İsrail tabii ki yeni paradigmada da var olacak, ancak bu sefer eskiden olduğu gibi çatışmacı bir İsrail’e değil, barışçı ve uzlaşmacı bir İsrail’e destek verilecek.
İsrail’in son savaşta aldığı tepkilerin bu yeni paradigmanın yerleşmesine katkısı olacağı düşünülüyor.
Obama istediğini yapıp, yani huzura kavuşmuş ve çatışmaların dışına çıkmış bir Ortadoğu bırakıp gidebilecek mi bilemem, ama şuna eminim ki ABD, 21’inci yüzyılın geri kalan bölümünde Ortadoğu’ya bu yeni derin devlet ortak aklı merceğiyle bakacak ve kalıcı, sürdürülebilir bir barış için uğraşacak.