Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        GLOBAL düzeyde ilgiyle seyredilen ve yenilenebilir olan içeriği bulmak için acil bir arayış var. Dizilerin sürme, hızlı iptal edilme ve yenilenme süreçlerinden anladığım kadarıyla Türkiye de bu arayışın dışında değil. Medya trendleri hakkında en iyi sinyallerin alınabildiği Amerikan piyasasında neler yaşanmakta olduğunu iyi takip edersek biz de Türkiye’de gelecek için pozisyonlarımızı daha sağlam alabiliriz diye düşünüyorum. Başta şu önemli tespiti görmek zorundayız. Uzunca bir süredir eski medya kavramının içine gazetelerle birlikte yakıştırılarak “öldü-ölecek” diye bakılan klasik televizyon yayıncılığının bırakınız ölmeyi, aksine son derece canlı ve iş imkânları açısından fırsat vaat eden bir sektör olduğu anlaşıldı. Medya plancıları ve reklam sektörü de televizyon konusunda gelecek için pozisyonlarını bu bakış açısıyla alıyorlar. Öldü-ölecek diye bakılan gazetelere bakış açısı da değişti. Yani anlayacağınız kısa süre önce “eski” olarak tanımlanıp yaşam süresi biçilen medyaya yönelik tavırlarda önemli değişim var

        Bunun en büyük nedeni gazetelerin de televizyonun da dijital dünyadaki gelişmelere ve bu dünyadan kendilerine yönelik gelen tehditlere iyi adapte olup dijital dünyanın yeni imkânlarını kendilerine iyi uygulamaları oldu. Örneğin gazetelerin internet siteleri dijital dünyada en fazla güvenilen ve ziyaret edilen siteler oluyor. Newspaper Association of America kuruluşunun hesaplamalarına göre gazetelerin internet sitelerinin aylık ziyaretçi sayısı 161 milyonu bulmuş. Tabii New York Times gibi öncü sitelerin gösterdiği gibi gazeteler artık seyretmenin önemini kavradıkları takdirde ve sitelerinde videolu anlatımlara önem verdiklerinde çok daha büyük başarı yakalıyorlar. Seyretme kültürü gazeteleri yeni anlatım biçimlerine iterken bu kültürde de önemli değişimler yaşanıyor. Ve bu değişim süreci de televizyonları hayli zorluyor. Özellikle dizilerde kalite yakalanamadığı takdirde ve dizinin sosyal medya ile etkileşimi sağlanamadığı takdirde dizilerin tutması artık imkânsız oldu.

        Sosyal medya hem dizi içeriklerini belirliyor hem de televizyon haberciliğini etkiliyor. Örneğin özellikle Twitter, televizyon haberciliğinin önemini azaltmaya başladı. Pew Research Center’ın yaptığı araştırmaya göre eskiden flaş haberleri televizyondan almaya alışmış olan insanlar artık bu haberleri Twitter’den alıyorlar. Bu gelişmeyi karşılayabilmeleri için televizyon haberlerinde sosyal medyanın da aktif biçimde sürecin içine sokulması ve ondan yararlanılması tavsiye ediliyor. Diziler için de aynı tavsiye veriliyor. Her dizinin yayın sürecinde sosyal medya devreye sokulduğunda o dizinin seyredilme düzeyinin çok yükseldiği biliniyor.

        Şu da var: Klasik TV yayıncılığının yerini Amerikan piyasasında internet streaming televizyonu almış durumda. İnternet streaming yayıncılık yapan Netflix her düzeyde büyük başarılara imza atıyor. Türkiye’de de klasik TV kanallarının; her şeyin yanı sıra bir yandan da internet streaming yayıncılığı geliştirip bunu kurumlaştırmadıkları takdirde, işlerinin yakın gelecekte çok zor olacağı söyleneblir. Artık “Dizi yayınlandı, iş bitti; sonrası tekrara girer” diye bir şey yok. Seyretme sadece televizyondan değil tabletten, akılı telefondan da yapıldığı için eğer internet streaming sistemi oluşturulmuşsa her dizi defalarca yeniden gösterilebiliyor.

        Yeniden gösterimlerin başarılı olabilmesi için gayet tabii ki içeriklerin de kaliteli olması gerekiyor. Kaliteli içerik ve internet streaming sistemi birlikte olduğunda televizyonda büyük paralar kazanılabiliyor. Şu anda Amerika’da birçok kanal, başarılı olmuş eski dizileri “tıkınma seyretmesi” (binge-watching) formatı altında tekrar yayına sokuyor ve bundan da büyük paralar kazanıyor. Tıkınma seyretmesi bir diziye başından başlayıp tüm sezonu bir oturuşta sonuna kadar seyretmeye verilen ad. Bütün bu yeni yönelimlerin başarılı olabilmesi, içeriğin kalitesine bağlı. Medya teorisinde “İçerik kraldır” diye bir laf var ya, bu hâlâ doğruluğunu koruyor.

        “Nasıl bir içerik?” sorusuna, sadece gazeteler ve televizyon dünyası değil sinema dünyası da acil çözüm arıyor. Hollywood çözümü; her filmde çizgi film kahramanlarını, vurdulu kırdılı ve görsellik düzeyleri çok yüksek olan, özel efektlerle süslenmiş filmlerle aşacağını düşündü. Televizyon piyasası da yeni sezonda yine çizgi film kahramanlarına dayalı görselliği çok yüksek diziler yapmaya başladı. Fakat çözümün bu yönde olmadığı da belli, çünkü Hollywood bu yıl ne yaptıysa başarılı olamadı, seyirci sayısında azalma yaşandı. Aslında Hollywood bilgisayar oyunları dünyasında yaşananları iyi takip etseydi çözümün kendi formülünde yatmadığını görürdü. Tüm zamanların en başarılı oyunlarından biri olarak ortaya çıkan “Minecraft” oyunu 2 milyar dolar gibi paraya satıldı ve dünyada 70 milyon insan tarafından oynandığı biliniyor. Ayrıca bu oyunu oynayanların gerçek zamanda gösterildiği internet siteleri de çok başarılı oluyorlar. Minecraft’a bakarsanız grafiklerinin öyle fazla mükemmel olmadığını ve eski PAC-Man havası taşıdığını görürsünüz, ama Minecraft’ın içeriği oyuncuları kendine çekip bağlayacak düzeye sahip. Bu “kendine çekip bağlama”, seyir dünyasında iş yapmaya çalışanların üzerinde en fazla düşünmesi gereken ve bir an önce çözmeleri gereken bir sorun. Anlayacağınız medya dünyasında olanların işi hayli zor. Ben bugün sadece global bir ufuk turu yaptırarak üzerinde düşünmemize yardımcı olmaya çalıştım.

        Diğer Yazılar