Apple ekosistemi örnek model oldu
ÇAĞIMIZIN en güçlü, en başarılı iş modellerinden birinin “APPLE’ şirketi olduğu rahatlıkla söylenebilir. iPhone’larını, iPad’lerini ve bilgisayarlarını birbirleriyle “simbiyotik” bir iletişim içinde kullanarak, işletme sistemini bunları paralel çalıştırması için düzenleyerek ve dev iTunes sistemiyle kendi içinde tutarlı, kendisine yeten, yenilenebilir sürekliliği olan bir “EKOSİSTEM” kurdu Apple.
Ekosistem kelimesini büyük yazdım; çünkü bu kavramı kullanmaya alışsak iyi olacak. Apple gibi kendi içinde tutarlı ve iyi çalışan, makinelerini, programlarını, servislerini birbiriyle uyum içinde çalıştıran ve ekonomik açıdan düzgün olan sistemleri “EKOSİSTEM” olarak adlandırmakta yarar var.
Global dünyada önde gelen şirketler olarak bilinen büyük şirketler bile kendilerine Apple’ın ekosistemini örnek almaya başladılar. Onun başarıları, bu şirketleri de sistemi kopya etmeye itti.
Örneğin, SONY de Apple’ı örnek alarak yeniden örgütlenmeye başladı ve atılan adımlardan anlaşılıyor ki o da kendisine Apple’ınki gibi bir ekosistem kuracak.
Hedef Apple’ınki gibi “programlar ve makineler arasında bir sinerji kurmak” olduğu için reklamda, karşılaştırma yapılarak Microsoft’un yeni makinesinin, Apple’ın dizüstü bilgisayarına göre üstünlükleri anlatılıyor.
Anlayacağınız dev Microsoft şirketi bile yılların başarılı iş modelini değiştirip Apple’ınki gibi makineler, programlar ve servisler arasında uyumu olan, kendi içinde tutarlı çalışan bir ekosistem oluşturmaya çalışıyor.
“SONY” ise yıllardır iş modelini teknolojik makineler üretmeye bağlamıştı, ama o da şimdi bu sistemden çıkıp servislerini güçlendirerek yeni bir ekosisteme geçmeye çalışıyor. Sony, bilgisayar oyunları ve eğlendirici içerik üretip yoğun şekilde pazarlama işine girişti.
Dev içerik üreticisi “VIACOM” ile anlaşma yaparak “MTV” ve “COMEDY CENTRAL” gibi 20’ye yakın kanalı, içerik olarak kullanıcılarına sunacak. Bilgisayar oyunları sektöründe ise Sony zaten güçlü konumda.
Bugüne kadar en güçlü olan markası “PLAYSTATION 4”le, bilgisayar oyunları piyasasında “MICROSOFT” ve “NINTENDO”yu geçmiş durumda. Şimdi yeni bilgisayar oyunları üretip içeriğe de daha fazla önem verecek.
Sony, iPhone’un büyük bir hâkimiyeti olan akıllı telefon piyasasına da güçlü bir şekilde girip önümüzdeki mart ayına kadar global düzeyde 43 milyon adet akıllı telefon satmaya çalışacak.
Kaliteli içerik sunma açısından Sony’nin zaten bazı avantajları var. Çünkü yıllar önce CBS plakçılığı ve Columbia film stüdyosunu satın almıştı. Yani müzik ve film konusunda hatırı sayılır bir arşivi var.
Tüm bu şirketler atılım içinde ama şurası şimdiden kesin; ekosistemler yarışmasında APPLE kesinlikle kazanmış durumda; çünkü onun ekosistemi, artık başkaları tarafından bir örnek model haline gelmiş durumda.
Tabii APPLE da “Ben zaten başardım” diyerek yan gelip yatmıyor. Çünkü onun ekosisteminin özelliği, var olan düzeni bozmadan sürekli yenilik yapılmasına imkân tanıyor.
Global düzeyde 500 milyon adet iTunes müşterisi var ve geçenlerde bu müşterilere APPLE tarafından bir hediye verildi. U2 grubunun yeni albümü “Songs of Innocence”, bir süreliğine ücretsiz indirilmesi için iTunes’tan sunuldu.
Ve son olarak APPLE, elektronik ödeme piyasasını yıllardır elinde tutmakta lan “PAYPAL”a alternatif bir ödeme sistemi oluşturup piyasaya sundu. Bununla ekosistemini kendi içinde daha güçlü hale getirip büyütme amacında.
Bu bahsettiğim üçlü arasındaki rekabet ise gayet tabii ki bize yarıyor. Üçü de hayatımızı daha kolaylaştıran, daha zevkli hale getiren, bizi eğlendiren sistemleri sürekli devreye sokuyor ve bundan sonra bu rekabetin daha da yoğunlaşacağını hissediyorum.