Gazete okuyarak muhalefet
BİR süre önce iktidara karşı en yıkıcı, en saldırgan muhalefeti yapan gazetenin nasıl da bazı insanlar tarafından açıkça ve abartılı şekilde taşındığını ve adeta onu okumakla ülkede var olmayan türde sert tepkili muhalefetin yerine getirildiğini yazmıştım. Yakın tarihimizde baskıcı idarenin yoğunlaştığı dönemlerde insanların içlerine attıkları tepkileri bu şekilde göstermeleri geleneği de vardır. Örneğin, ben o son yazımda gördüğüm şu olayı anlatırken, (sert muhalefetle uzaktan yakından ilişkileri olmayacak gibi görünen orta yaşlı kadınların, o gazeteden ikişer adet satın alıp göstererek taşıdıklarını yazmıştım) bir başka baskıcı dönem olan 12 Eylül döneminde yaşadığım bir başka olayı hatırlamıştım. O zaman da askeri yönetimin çok sinirlendiği bir muhalif gazeteyi göbeği ile pantolonunun arasına sokarak yolda dolaşan işçinin sessiz ve kararlı muhalefetini yazmıştım.
AMA ONLAR BEYAZ TÜRKLER
O yazıya, gazeteyi satın alan kadınların beyaz Türk oldukları, bu tepkilerinin de normal olduğunu söyleyen eleştiriler geldi. Bu doğru olabilir ama ben beyaz Türklerin normal durumda sessiz duran kesimi olan orta yaşlı kadınlarda bile bu sessiz ama kararlı tepkinin konulmasının önemli olduğunu ve iktidarın bu tür gelişmelere dikkat etmesi gerektiğini düşünmüştüm.
GÜÇ YANILSAMASI
İktidarlar bazen, kalabalıklar sokağa dökülmüyorsa, bağırıp çağırmıyorsa kendi iktidarlarına yönelik hiçbir sert tepki yok sanabiliyorlar. Hele de doğal seçmen kitlenizle “Körlerle sağırlar birbirini ağırlar” türünde bir ilişki içindeyseniz o zaman da her şey size iktidar olarak çok mükemmel gidiyormuş gibi gözükebilir.
İÇTEN İÇE KAYNAYAN TOPLUM
Ancak benim yukarıda tekrar değindiğim, o ilk yazımdaki kadınların gösterdiği tepki çok önemlidir. O bir toplumda içten içe kaynamaya başlayan öfkenin bir işaretidir. Hele o tepkiyi koyanlar kadınlar olunca işin önemi daha da artmaktadır; çünkü modern toplumlarda her türlü kapsamlı değişim kadınlardan başlamak zorundadır. Onların başlattığını durdurmak ve geriye çevirmek imkânsız gibidir. Şimdi ben o kadınların beyaz Türklerden olduklarını zaten söylemiştim ve bu yüzden bu açıdan getirilen bir eleştirinin de fazla anlamı yok. Yine de beyaz Türklerle sınırlı bu tepki biçimini bir süreliğine kabul edelim. Peki ama bu yaşadıklarıma ne diyeceksiniz, onu da merak ediyorum.
ONLAR BEYAZ OLABİLİR AMA BUNLAR NE?
İki gün önce söyledim, bu aralar çok fazla seyahat ediyorum. Gazete satılan birçok yerde çok ilginç bir gelişmeyle karşılaştım. Devletin büyükleri bunu da bilsinler diye tarihe bir not düşeyim dedim. Otobüs molası verdiğimizde kahvemi veya çayımı ısmarladıktan sonra gidip gündelik takip ettiğim iki gazeteyi satın alıyorum. Sert muhalefet yapan gazeteyi almıyorum. Bu onu beğenmediğimden değil, ona tepkim de yok ama ben mesleki açıdan gazete okurken maksimum fayda oluşturmak zorundayım. Yaptığım işe en çok katkıda bulunacak, bana mesleki katkı yapacak gazeteleri almalıyım ve bu yüzden iki gazete bana yetiyor. Şimdi anlatacağım olay, sadece bir defa başıma gelseydi emin olun burada anlatmazdım. Ama emin olun iki ay gibi kısa süre içinde farklı yerlerde en az altı kez başıma geldi. İki gazetemi istedikten sonra satan kişi bir süre suratıma bakıp, “Abi bak bu gazete de var” diyerek bahsettiğim muhalif gazeteyi çıkarıp verdi. Onu da satın alıyorum tabii ki ve birkaçı para bile istemedi, “Bizden olsun abi” dedi. Haydi diyelim o gazeteyi göstere göstere okuyan kadınlar beyaz Türk’tü ve onların tepkisine iktidar önem vermiyor, bunu da kabul edelim, (o tepkiye önem vermemek de büyük hata ama bunu şimdilik veri kabul edelim) peki ama o gazeteyi orada satan insanlar da mı beyaz Türkler. Hayır tabii ki değiller, orta sınıf ve altı halkın içinden insanlar ve çoğu da büyük ihtimalle dindar.
İKTİDAR, OLUŞMAYA BAŞLAYAN TEPKİYE DİKKAT ETMELİ
İktidar bence toplumun çeşitli kesimlerinde yükselmeye başlayan bu sessiz tepkilere dikkat etmeli. Bu tepkilere yol açan nedenleri ortadan kaldırmadıkça, bu sessiz tepkinin toplumun birçok kesimini bir araya getiren gürültücü bir tepkiye yol açması da ihtimal dahilinde.