50 liralık lahmacun ve televoleci gazeteciler
"50 liralık lahmacun" tartışması, içinde bulunanları çok aşan bir boyut içeriyor. Ben tartışmaları okurken, dinlerken 2001 yılında yine tam göbeğinde olduğum başka bir tartışmayı hatırladım.
O günlerde bazı iktisatçılar, Türk ekonomisinde bir problemin olmadığını anlatırlarken ben derinden gelmekte olan büyük problemlerin olduğunu ve büyük bir krizin yaklaştığını yazıyordum.
NEREYE BAKACAĞINI BİLMEK
İktisatçılar borsaya, zenginlerin, paradan para kazananların davranış biçimlerine ve onların yaşam stiline bakarak ekonomi hakkında söz söylüyorlardı.
Benim hayat tarzı seçimlerim de bu tür gruplara daha yakındı. Ancak ben, benim gibi yaşamayan yaşayamayan insanların hayat tarzına bakmayı becerebiliyordum.
TEK BİR OLAY
O günlerde bana krizin yaklaşmakta olduğunu gösteren sadece tek bir olay yaşamıştım. Bir gün alışveriş için markette dolaşırken, kasaların bulunduğu bölgede bırakılmış içinde mal dolu alışveriş arabalarını gördüm.
"Bunlar ne?" diye sorunca, onların alışveriş yapmanın ve çok mal almanın keyfini tatmak isteyen fakir insanların doldurduğu arabalar olduğunu ve kasaya yaklaşılınca bırakıldıklarını öğrendim.
Fakirler, zenginler alışveriş yaparken ne tür duygular tadıyor diye merak edip bu yola başvuruyordu.
ÖTEKİ TÜRKİYE
Ben sadece o olaya bakarak "Öteki Türkiye" kavramını ürettim. Bir krizin gelmekte olduğunu yazmaya başlayınca da bazı iktisatçılarla hayli sert tartışmalar başladı.
Onlar borsaya endeksli olduklarından ve zenginler ile büyük işadamlarının hayatlarını anlatmak ve onların işleriyle ilgili haber vermekten başka iş yapmayan gazetelerin ekonomi sayfalarını okuduklarından gerçeklerden haberdar değillerdi.
Televizyonda birlikte yaptıkları programlarda espriler yapıp gülüyorlardı. Gerçeklerden bu kadar kopmaları, zengin hayatına ve yaşam stiline bu kadar konsantre olmaları nedeniyle onlara "Televoleci Ekonomist" adını takmıştım.
YENİ TELEVOLECİLER
Aradan geçen zamanda bu ekolün artık öldüğünü ve gazetelerin ekonomi sayfalarının artık hayata daha gerçekçi bakmaya başlayacaklarını düşünüyordum. Ama son 50 liralık lahmacun tartışması, televoleci gazetecilik ruhunun hâlâ sağlam ve ayakta olduğunu gösterdi bana.
Yazının girişinde, "Bu tartışma, içindeki kişileri çok daha aşan önemdedir" demiştim. Burada "Şu bunu dedi", "Bu haksızdır", "Yeri geldi Serdar'a çakalım"dan daha önemlisi, amacı toplumsal gerçekleri gözlemleyip yazmak olan ekonomi muhabirlerinin, hayatımızın hangi alanına konsantre olup onu ön plana çıkaracaklarıdır.
Asıl bunun tartışılması gerekiyor; çünkü onlar yanlış yerlere baktıklarında, oraları yazdıklarında okuyucuların gerçekleri görmesini önleyebiliyorlar.
GERÇEĞİ GÖRME YETENEĞİ
Siz paraların düşünmeden harcanabildiği ortamlardaki insanların hayatlarına dalarsanız, onlara hayran hayran bakarsanız ekonominin gerçeğini görme yeteneğinizi kaybedebilirsiniz.
50 liralık lahmacunların var olduğu sürreel dünyaların temelinde yer alan ve çok da hoş olmayan bazı gerçekleri görmemeye başlarsınız.
Geçmişin televoleci ekonomistleri paradan para kazanılan dünyalara konsantre olduklarından, şimdiki televoleciler ise alın teriyle kazanılmayan paraların harcanma yöntemlerine baktıkları için asıl görevleri olan toplumsal gerçekleri görme işini ihmal ediyorlar.
UCUZ POPÜLİZM
"Orada bir lahmacuna 50 lira verilirken başka yerde bazı insanlar bir ekmek alacak para bulamıyor" diyerek ucuz popülist yazılar yazmaya başlayacak değilim.
Aksine o lahmacunun sunulduğu sınıfsal gerçeği veri kabul ediyorum. Hatta o anlayışı, o sınıf içinde bir şıklık olarak bile görüyorum. Ama dikkat! O görüntü aynı zamanda bir başka gerçeğe de işaret ediyor.
BURJUVAZİ YOK
Bu toplumda âdetiyle, kültürüyle, ideolojisiyle, güzel hayat tarzı anlayışıyla bir burjuva sınıfı doğamadan paralı insanlar grubu oluştu.
Bunlar içinde liberaller, muhafazakârlar, AKP'liler ve CHP'liler de var. Bu kişiler aynı yaşam tarzlarını paylaşıyor olabilirler ama ne yazık ki bir sınıf oluşturamıyorlar. Çünkü bir ortak kültürleri, bir yaşanmaya değer hayat tarzı anlayışları yok.
Çoğu kolay para kazanmış, kolay kazandığı bu parayı absürd bir biçimde rahatlıkla saçıyor etrafa ve bunun da bir kalite göstergesi olduğunu sanıyor.
KRİZ GÖSTERGESİ OLABİLİR
Tamam belki eskiden yaşanan tartışmadaki sınıfsal ayrımların çok arttığı ortamda olduğu gibi şimdi de "50 liraya lahmacun" yaklaşan bir krizin göstergesi olmayabilir, ama bu durum ekonomimizde var olan çok derin bir yapısal bozukluğun göstergesidir.
Burjuvazinin olamadığı bir ülkede etrafa bu kadar rahat para saçan insanların varlığı, üretmeden para kazananların çoğunluk olmaya başladığını gösteriyor.
Bu da çok yakında olmasa da orta-uzun vadede büyük krizlerin çıkacağının göstergesidir.