Ben yeni Türkiye haritasını 21 yıl önce gördüm
BİR itirafla başlayayım. Suriye meselesinde kafam karışık, bazen oynanan büyük oyunu tüm netliğiyle görüyorum, birilerinin bir yerde düğmelere bastığını anlıyorum, bazen de Türkiye'nin oyun planı doğru gidiyor gibi geliyor.
Bazen birbirine çelişkili görülebilecek bu gelişmeleri arka arkaya yazıyorum size. Belki Türkiye'nin bu oyun planıyla birlikte işin içinde olması da büyük oyunun parçasıdır, belki de düğmelere basan birilerinin çıkarı bu yöndedir diye düşünüyorum.
KİMSENİN TAM BİLEMEYECEĞİ ORTAMDAYIZ
Bazen elimdeki bilgiler ile geçmişten bildiklerimi bir araya getirince o birilerinin bir yerlerde düğmeye basarak başlattığı büyük oyunu net olarak görmeye başlıyorum; sonra da kendimi tutuyorum "Bu bir büyük komplo teorisine dönüşüyor oğlum Serdar sakın girme bu işlere" deyip yazmayı durduruyorum.
Bu gibi durumlarda kesin doğru diye bir şey yoktur, hiç kimse "Olayın en doğru açıklaması bende" diyemez.
BİR KARAR ALDIM
Ben de bir karar aldım ve komplo teorisi yapıyor gözüksem bile içime bastırılamayacak bir şekilde düşen kuşkuları, kaygıları, vardığım ara sonuçları, bu gibi işlerde nihai olarak en büyük hakem olan okuyucuya yani sizlere sunmaya karar verdim.
Beğenmeseniz de, yazdıklarımı çelişkili bulsanız da sevgili okuyucu "İşte benim elimdeki bilgi bundan ibaret" diyerek yazacağım, içimdekini dökeceğim size. Bazen sonuca da varmayacağım, sizlerin
anlattıklarımdan sonucu çıkarmanızı isteyeceğim.
21 YIL ÖNCE
Son günlerde kafamda sadece bir tek konu var. Bunu, kötü bir rüyasını hatırlayıp korkusunu sürdüren bir çocuk gibi tekrar tekrar düşünüyorum ve korkuyorum.
21 yıl önce ben Pentagon'da bir odada, bugün Güneydoğu sınırlarımızda oluşmaya başlatılan ve Suriye nedeniyle oluşumu hızlanan yeni haritayı gördüm.
TESADÜFLERE İNANMAM
Bunu görmem bir tesadüf sonucunda oluşmuş gibi hazırlanmıştı. Ancak ben bu tür olaylarda tesadüflere inanmam, belki de o gün temsilcisi olduğum gazete (Hürriyet Gazetesi) aracılığıyla bir tehdit yapılmak için oluşturulmuş, "Bakın uzun dönemli plan bu, ayağınızı denk alın, işimizi zorlaştırmayım" demek için düzenlenmiş bir "tesadüf"tü bu.
Haritaya göz attığım anda bir Amerikalı yetkili, bir masa etrafına topladığı Barzani, Talabani ve PKK'nın Washington temsilcilerine bugün oluşmakta olan yeni haritayı gösterip bir şeyler anlatıyordu. Bana inanmayanlar, bu anlattıklarımı eski Irak Kürdistan Bölgesi Başbakanı Berham Salih'e de sorabilirler. Çünkü o odada o da vardı.
Ben henüz ABD'nin Irak meselesi ortada hiç yokken yaşanmış o olayı yıllar sonraki gelişmeler nedeniyle mecburen hatırladığımda, sürekli olarak bölgede Kürdistan oluşturulacağını, o haritayı Kürtlere o gün gösteren kişinin İsrail'le çifte vatandaşlığı olduğunu ve bu projenin bir yönüyle de büyük İsrail projesi olarak da görüldüğünü yazıp durdum.
Birçok kişi bütün bunları deli saçması komplo teorileri olarak gördü ve ciddiye almadı. Ben yine de yılmadım, "Bildiklerim bu kadar, isteyen kendisine istediği sonucu çıkarır" dedim ve yaşadıklarımı tekrardan anlattım.
Biliyorum çok tekrar oldu ama bugün de dönmek zorunda kaldım aynı olaya. Ama ben ne yapayım, bugün bölgede oluşmaya başlayan yeni haritaya ve Kürtlerdeki yeni hareketlenmeye baktığımda hep 21 yıl önce bana gösterilen o harita aklıma geliyor.
BÜYÜK KÜRDİSTAN HARİTASI KASADAN ÇIKARILDI
Bence yıllardır dipten dibe oynanan bu büyük oyunda final perdesi için düğmeye uçağımız düşürüldüğü gün basıldı. Kimin tarafından düşürüldüğü hâlâ net olmayan (belki devlet biliyordur bunu ama açıklamaktan çekiniyordur) uçağımızla, işte o gün oyunun son perdesinin başlaması için sinyal verildi.
Görüyorsunuz uçak düştükten sonra gelişmeler çok hızlandı. Büyük Kürdistan haritası yıllardır tutulduğu kasalardan çıkarılmış gibi gözümüzün önünde oluşuyor her şey.
BOP'UN FİNAL SAHNESİ
Bu olanlar, bir yerlerde düğmeye basan birilerinin çok büyük işler uğruna olağanüstü riskleri göze aldığını gösteriyor. Yakın zaman önce yazdığım bir yazıda, "Eğer durum böyleyse Türkiye için sıcak savaşa girmekten daha uzun ve daha sancılı sürecek bir dizi olay yaşayacağız" demiştim.
Bu da maalesef oluyor. Karşımızda olan gizli güç, tahmin edebileceğinizden çok daha büyük; çünkü bu kadar büyük bir yeni oluşuma girmeye başkaları cesaret edemezdi.
Yıllardır bahsedilen Büyük Ortadoğu Projesi'nin asıl final sahnesi bundan ibarettir.
NE YAPILMALI
Türkiye bu durumda ne yapmalı. Vallahi açıkça söyleyeyim, hiçbir fikrim yok. Çünkü ben korkmuş durumdayım. Çünkü dünyada büyük bir değişim yapılmasına bizim de içinde olduğumuz coğrafyada başlandı. Bu kadar büyük bir işe bir ülke tek başına dur diyemez. Ben en azından bunu biliyorum. Bildiğim tek net şey de bu.
Türkiye benim "bir yerlerde düğmelere basan birileri" diye tanımladığım insanları bir ihtimalle devlet olarak biliyor veya en azından tahmin ediyordur. Bence yapılacak iş, onlarla bir düzeyde aktif işbirliğine girmek, olan biteni ve olacakları kendi çıkarlarımızı göz önüne alıp yönlendirmeye çalışmaktan ibarettir.
Yazının başında "Belki Türkiye bugünkü oyun planıyla da büyük oyunun içindedir" diye yazmıştım ya, inşallah bu doğrudur diye dua ediyorum şimdi.
Eğer Türkiye'nin bugünkü çıkarları, bir yerlerde düğmelere basıp duran birileriyle aynıysa şansımız yaver gidiyor diyebiliriz. Aksi ihtimalde ne olacağını, ne olabileceğini hiç kimse tahmin bile edemez.
Bu kadar uzun vadeli plan yapılamaz
BUGÜN anlattıklarımdan sonra, "Kimse bu kadar uzun vadeli plan yapamaz" diyenler çıkacaktır. Ancak yakın tarihimize bakıldığında dünyanın egemen güçlerinin özellikle bölgemiz için çok uzun vadeli planları başarıyla yapma geleneklerinin olduğunu görürüz.
Örneğin, Birinci Dünya Savaşı sonunda o dönemin süper gücü İngiltere, Londra'da Piccadilly Circus alanına yakın bir yerde bir odada oturup şimdi değiştirilmeye başlanan Ortadoğu'nun haritasını çizmişti. O masa başındaki haritada (yine bir masa ve bir harita, aradaki benzerlik çok rahatsız edici) bölgede yeni oluşturulmasına karar verilen ülkelerin sınırları çizilmişti ve sonra belli oldu ki bu sınırların tümü yıllar içinde sorunlar yaşatması ve bölgede krizlerin sürekli olması planlanarak çizilmişti.
O günlerde haritaları çizenlerin, imparatorluğun çökmesinden sonra oluşmaya başlayan yeni Türkiye Cumhuriyeti'ne bakıp "Bugün sevinin bakalım, yıllar içinde başına gelecekleri bilsen bu kadar sevinmezdin" dediklerine de eminim.
Bugün süper güç değişti, o haritalar şimdi Amerika'nın elinde, yeni sınırlar çiziliyor ve Türkiye her zaman olduğu gibi işin yine başrolünde. Ben Birinci Dünya Savaşı'nı, tüm barışları sona erdiren barış olarak kabul ederim ve günlerde çökmeye başlayan imparatorlukların birbirleriyle hesaplaşması hâlâ sürüyor.
Dünya hâlâ Osmanlı İmparatorluğu'yla hesaplaşma süreci içinde. O nedenle evet çok uzun vadeli politikalar olur ve daima da olmuştur. Türkiye, yeni Osmanlı duyarlılığını, bölgede yeni düzenden beklediklerini ortaya koyunca başka yerlerde hazırlanmış uzun vadeli yeni planların işleme sokulmasını hızlandırmış olabilir.