EVET dersem çık, HAYIR dersem çıkma!
DÜN çok güzel bir pazar geçirdim dostlarımla. Değişik... Muhabbetin dibine vurduk doya doya. Eskiler, anılar falan derken tabii sohbet günümüze aktı. Ve ondan sonra da kilitlendik referandum meselesine. Sonuç ne olur? “Evet” mi, “Hayır” mı olur? “Evet” olursa n’oluru, “Hayır” olursa n’oluru analiz sırasında da kamuoyu araştırmalarının sonuçlarının ne âlemde olduğu akıllara geldi. Bir arkadaş dedi ki: “1 Kasım sonuçlarından sonra hezimet yaşayan anket şirketlerinin ne dediği umurumda değil artık! Onlar ne derlerse desinler bir hükmü yok nazarımda! Çünkü hepsi yanıldı ve bizleri de yanılttılar!” Ardından bir başka arkadaşımız da şöyle devam etti: “Doğru söylüyor... Artık anket şirketleri tutturamıyor eskisi gibi. Bu durum Türkiye’ye özel de değil ayrıca. Bütün dünyada aynı handikap yaşanıyor. Donald Trump’ın başkanlığını bile hiçbiri göremedi. ABD halkının nabzını hiç kimse tutamadı!”
TRUMP’I NASIL GÖREMEDİLER?
Söylenenlerin hiçbirine itiraz edemedim; zira kamuoyu araştırma şirketleri ile ilgili tespitlerinde yerden göğe kadar haklıydı dostlarım. Gerçekten de 1 Kasım seçimlerinde güvenilir, saygın kabul edilen birçok araştırma şirketi fena çuvalladı. Onlar da kabul ettiği için rahat rahat yazabiliyorum: Adil Gür’ün şirketi hariç hiçbiri sonucu doğru tahmin edemedi.
Peki 1 Kasım’da ne oldu da daha önceki seçimlerde noktasına, virgülüne kadar doğru tahminde bulunabilen araştırma şirketlerinin tamamı yanıldı? Gerçekten önemli bir konu bu. Sorgulanması lazım. Bu bir yana, evet, Trump’ın da görülememesi büyük bir olay. Doğru söylüyordu arkadaşım. Bırakın kendi ülkelerinde siyasetin nasıl pozisyon alacağını tahmin etmeyi falan, başka ülkelerin bile seçimlerini takip edip sonucu önceden 12’den tutturabilen o koca koca Amerikan şirketleri bile yanılmıştı. Trump gerçeğini nasıl göremediler?
ANKETLERDE TERS CEVAPLAR
Kendisi de uzun yıllar Amerika’da yaşayan, hâlâ sık sık gidip gelen ve siyasi tecrübesi de olan bir arkadaşımız, “Vatandaş bu işe uyanmış artık. Çoğu zaman seçimleri manipüle etmek için kullanılan anketler konusunda adeta ders veriyor” diyor. Ne yapıyor? Kamuoyu araştırma şirketlerinin tuzak sorularına düşmüyor. Şirketlerin anketlerinde kullandıkları bazı spesifik sorulara tersten cevap verip anketlerin sonucunu tersyüz ediyor. Ve ekliyor: “Göreceksiniz referandumdan da aynı ders çıkacak! Mesela deniliyor ki: ‘Hayır’cılar çekince gösterip gerçek fikrini ortaya koymaktan geri duruyor.’ Ama ben bu tezin tam tersi olduğunu düşünüyorum. Çünkü gördüğüm kadarıyla ‘Hayır’ diyenler ‘Evet’ diyenlerden daha çok ses veriyor. ‘Evet’çiler ise sessiz sakin bir şekilde sandığı bekliyor!”
Bilmiyorum bu tezi doğru mu arkadaşımın ama doğruysa eğer EVET sandıkta patlama yapar. Hem de öyle böyle değil. Çünkü artık nabız yoklama işi eskisi gibi değil gerçekten. Zor. Anket şirketlerinin doğru rakamı bulabilmesi için çok titiz çalışması bile yetmez. Artık bu işe uyanmış vatandaşın gerçek fikrini öğrenmeye ne tuzak sorular yeter ne de ters sorular...
Cambazlık yapmak lazım belki de! Oyun üzerine oyun kurmak lazım. “Evet dersem çıkkk, Hayır dersem çıkmaaa!” gibi. Bilemiyorum vesselam...