Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Tüm referandum kampanyası boyunca kâh Cumhurbaşkanı Erdoğan’la ilgili “Diktatör” kâh yeni sistemle ilgili “Diktatörlük” diyen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun geldiği noktaya bakar mısınız? Referandum sonrası parti içinde kazan kaldıran, kendisine ve yönetimine muhalefet edenleri kastederek diyor ki: “Parti içi kavgaya asla izin vermeyeceğiz. Kavga edenleri gerekirse kapının önüne koyacağız!”

        İşin en acı tarafı ise bu sözleri ettiği anda partisinin milletvekilleri ve üst düzey yöneticileri tarafından epey alkış alması. Bilmiyorum, CHP’ye oy verenler ve CHP gönüllüleri ne düşünüyor, ama soruyorum şimdi! Kılıçdaroğlu’nun dün yaptığı bu açıklamaya istinaden yarın Cumhurbaşkanı Erdoğan çıkıp “Bana diktatör diyen aslan sosyal demokratların şu düştükleri hallere bakın!” dese...

        Yerden göğe kadar haklı olmuyor mu?

        CHP ne halde Allah’ım! Nasıl bir mantalite, zihniyet bu! Ne demek kavga edenleri kapının önüne koyacağız? Yahu... Ayarlarınız mı bozuldu! Siz sol partisiniz, sol! Bu işler sizde değil, sağ yelpazedeki partilerde normal. Çünkü nihayetinde politika olarak zaten otoriteyi, disiplini ve lidere sonsuz biatı ilke olarak kabul ediyor sağdaki insanlar. Ama... Sosyal demokrasiye, onun ilkelerine sıkı sıkıya bağlı olduğu iddia edilen bir partide bu laflar edilemez!

        ŞAŞKINIM!

        Değerli okurlarım... Şaşkınım. Hem de çok, ama tabii Kılıçdaroğlu’nun bu sözleri etmiş olmasına falan değil! Asıl şaşkınlığım; kendisini sosyal demokrat olarak tanımlayan CHP grubundan, onca insan arasından birinin de çıkıp “Aman yavaş olun Sayın Genel Başkan’ım... Unuttunuz galiba biz sosyal demokratız. Bizde muhalefet de olur, itiraz eden de, karşı çıkan da! Ve elbette ki buna mukabil kavga eden de!” dememesinedir!

        Hiç ama hiç kusura bakmasın hem Sayın Kılıçdaroğlu hem de dünkü grupta o alkışa katılıp el çırpan milletvekilleri! Sınıfta kalmadılar sadece. Bittiler sosyal demokrasinin gözlüğünden. Bundan sonra “Biz parti içi demokrasiye inanıyoruz” falan diyemezler! Ayrıca... Rakibini her daim “Diktatör” olmakla suçlayan gerçek bir demokrat lider kendisine muhalefet edenlere, “Kavgacı” veya “Kapının önüne koyacağım” demez. Aksine o rakibinin karşısında 8 defa seçim kaybetmiş olarak “Arkadaşlar itirazında da, kavgasında da haklı! Çünkü evet, ben bu işi başaramadım. Olmadı. Bu koltuğu hak edecek başka bir arkadaşıma devretmek için de aday olmamak şartıyla kurultaya gidiyorum!” derdi.

        Haksız mıyım?

        Diğer Yazılar