Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Malumunuz... Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, ABD’nin çiçeği burnundaki yeni Başkan’ı Trump ile görüşmesinin yankıları devam ediyor. Herkes kendine göre bir kaftan biçiyor bu görüşmeye. Tabii baktığı siyasi pencereden...

        Erdoğan muhaliflerine göre Trump’ın Erdoğan’la, 20 dakikası baş başa (çalışma yemeğiyle birlikte) 2 saat 45 dakika görüşmesi, Türkiye Cumhuriyeti’nin prestiji açısından itibar kaybıymış falan filan. Erdoğan taraftarlarına göre ise Trump’ın Sayın Cumhurbaşkanı’mızı Beyaz Saray’ın kapısında karşılaması, tokalaşırken elini kuvvetlice sıkması filan büyük bir jestmiş.

        KÜÇÜMSEYENLER FARKINDA DEĞİL

        Hiç kusura bakmasınlar, ama bu her iki tarafın bakış açısından da eziklik duygusu fışkırıyor. Bir kere 2 saat 45 dakika süren görüşmeyi küçümseyenler farkında değiller ki aslında üzerinde yaşadıkları toprakları aşağılıyorlar. Türkiye Cumhuriyeti’ni yani!

        Çünkü Erdoğan, kendisinin de bir söyleşide gazetecilere dediği gibi Çatladıkapı Mahallesi’nin muhtarı değil nihayetinde. O, bu ülkenin Cumhurbaşkanı ve eğer ABD tarafından bir saygısızlık, terbiyesizlik yapılmışsa bu Erdoğan’ın şahsına değil, Türkiye Cumhuriyeti kimliğine sahip 80 milyonun tamamına yapılmıştır. Bana yani... Benim milletime, ülkeme!

        O yüzden, “Ha ha ha! Trump şu kadar az zaman ayırdı” deyip haz almanın çok aşağılık bir tavır olduğunu söylemek istiyorum. Hangi görüşte, konumu ve statüsü ne olursa olsun fark etmez...

        Kimse, ABD’deki ya da başka bir ülkedeki yöneticinin, benim Cumhurbaşkanı’ma, Başbakan’ıma ya da ülkemi temsil yetkisi olan herhangi bir kişiye gösterdiği muameleyi kendisine siyasi malzeme yapamaz. Bunu yapanlar, yaşadığı ülkenin öneminin, büyüklüğünün farkında olmayan ezik insanlardır ve bunlara müsamaha göstermek asla söz konusu değildir.

        Gelelim diğer tarafa... Yani “Waaawww... Trump, Erdoğan’ın elini sıkarken uzun tuttu... Sarayın kapısında karşıladı... Yemek yedi. Yerken hep güldü. Dedi ki: Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı ağırlamaktan şeref duydum” sözleri üzerinden haz alanlar.

        DUA EDİN TÜRKİYE VAR

        Bu da ezikliğin bir başka türü. Ne olacaktı yani pardon? ABD Başkanı diye benim ülkemin Cumhurbaşkanı’nı bekletecek miydi? Ya da elini sıkmayıp dirseğini mi uzatacaktı? Niye bu kadar abartıyorsunuz arkadaşlar? Niçin büyütüyorsunuz bu son derece olağan görüşmenin detaylarını?

        Yahu siz mi farkında değilsiniz ben mi başka yerden bakıyorum, ama Trump ve ülkesi ABD, Türkiye’ye mecbur kardeşim! Dua etsinler ki burada Türkiye diye bir devlet var. Yatsınlar kalksınlar ki Batı’dan nefret eden terörün ve teröristlerin menbaının önünde kapı gibi duran bu ülke var.

        Türkiye bu lokasyonda olmasaydı acaba Batı ne halde olurdu, hiç düşündünüz mü? Resmen sigorta gibiyiz biz, sadece ABD için değil, tüm Batı dünyası için. Ortadoğu ve İslam coğrafyası ile onlar arasında adeta supap görevi üstlenmişiz. Bugün arada Türkiye olmasaydı, sizce Avrupa ülkeleri ya da Amerika bu kadar huzurlu olabilir miydi?

        Düşünsenize, Avrupa’nın sınır komşusu İran ya da Suriye veya Irak! Ben düşünemedim. Düşünemiyorum daha doğrusu. Çünkü o zaman sanırım dünyada savaşlar hiç bitmez, silahlar asla susmazdı!

        Diğer Yazılar