Kokuşmuş et için dayak niye?
Erkek anası olduğumdan mıdır nedir, yediklerindeniçtiklerinden zehirlendiği için hastanelik olan Manisa’daki askerlerin isyanını anlatan o görüntüler çok etkiledi bendenizi. Ama çok! Herhalde insan ister istemez o evlatlardan birinin kendi evladı olabileceğini de düşünüyor.
“Çok katı olursa yemez” diye yumurtasının başında nöbet tuttuğun bir lokma oğlun, zorunlu olduğu vatan görevinde yediği yemekten zehirleniyor. Yemeği yapan firma dışarıdanmış, taşeronmuş, falanmış filanmış... Hiçbirinin önemi yok; zira o yemek o çocuklara devletin eliyle ikram ediliyor.
Bu skandal bir yana, hastaneye kaldırılan askerlerin sosyal medyaya yansıyan görüntülerinden öğreniyorsunuz ki yumurtası çok pişse “Bu ne ya?” diye size atarlanan evladınız, yemeklerde bir sorun olduğunu söylediği için komutanlarından dayak yiyor!
Bunları anlatan tabii askerlerin kendileri. Yalan olabileceğini zannetmiyorum. Zira o görüntüleri izlediyseniz siz de görmüşsünüzdür, hastanelik olan askerlerin hemen hepsinin aynı şekilde isyan ettiğini.
Biliyorum şimdi bazılarınızdan itiraz gelecek. “Yemek zehirlenmesi meselesi başka bir şey, askerlerin üstlerinden kötü muamele gördüğü iddiası ayrı bir mevzu.” Neden? Çünkü askerde dayak yıllar yılı folklordan sayıldı bu memlekette ya...
Hayır; bir askerin disipline aykırı bir hareketi, tavrı da yok ortada ki sinirler gerilsin!
Çocuk demiyor ki, “Niye bugün yemekte kuzu tandır yok!” Diyor ki: “Komutanım kuru fasulyenin içindeki etin tadı bozuk!” Bunun için niye döversin kardeşim sen çocuğu? Niye küfredersin, tecrit edersin? Bölüğüne yemeği veren firma babanın oğlunun firması mı? Madem erlerinden sürekli itiraz geliyor, niye sorunun nerede olduğunu bulmak yerine girişiyorsunuz o çocuklara!
Pardon ama biz o çocukları “Peygamber Ocağı” olarak bilinen askeriyeye adam olsunlar, adamlık öğrensinler, vatan evladı olmayı bilsinler diye yolluyoruz... Size kokuşmuş etleriyle yemek dayayan bir firmanın kobayı olsunlar diye değil!
RENKLERİ LEZBİYENLİĞE, GAY’LİĞE BAĞLAMA PARANOYAKLIĞI
Gitgide şirazemiz kayıyor vallahi. İyice paranoyaklaştık! Avrupa ve Asya’yı birbirine bağlayan köprülerin bakımı, onarımı Ulaştırma Bakanlığı’na bağlı Karayolları Genel Müdürlüğü’ne bağlı.
Ben bu köprülerden birincisini sık sık görme imkânına sahibim; çünkü o civarda oturuyorum. İkinci köprüde de var mı aynı şey bilmiyorum, ama birinci köprü geceleri rengârenk olur.
Başka bir güzellik katar İstanbul Boğazı’na. Sadece yabancı turistlerin değil, İstanbullu olanların bile içini hoş eder.
Önceki gün yine rengârenkti köprü. Gökkuşağı renklerine bürünmüştü. Gördüm. Ve sonra da duydum ki bazı muhafazakârlar bu renklerin LGBT’nin yani “lezbiyen, gay, biseksüel ve trans”ların renkleri olduğu düşüncesiyle, “15 Temmuz Şehitler Köprüsü’nde bir rezalet yaşanıyor! Resmen LGBT’nin reklamı yapılıyor” demişler.
Aslında diyecek çok şey var tabii bu saçmalığı dile getirenlerle ilgili ama demeyeyim şimdi. Sadece, “Kardeşim Allah size akıl fikir versin” deyip pas geçiyorum.
DÜŞEN AYNI ZAMANDA İNSANLIĞIMIZDI
ANKARA’dan 3 gün önce yola çıkan CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, yürüyüşünün dördüncü gününde çok talihsiz bir kaza geçirdi biliyorsunuz.
Biraz tepelik bir yerden inerken ayağı kaydı ve fena bir düşme hadisesi yaşadı. Yaşını göz önüne aldığınızda Kemal Bey için bu kaza aslında ucuz atlatılmış diyebilirsiniz.
Çünkü defalarca izledim ki gerçekten çok sert bir düşüş yaşamış CHP Lideri. Allah korudu. Çünkü kalça kemiğinin filan kırılması da mümkündü. “Geçmiş olsun” diyorum kendisine ve bundan sonra daha dikkatli olmasını temenni ediyorum.
Tabii bu arada bu düşme sonrası başta sosyal medya olmak üzere internette yazılan bazı yorumların da nahoş, insafsızca, hatta çirkince olduğunu söylemem gerekiyor.
Mesela, iktidar yanlısı bir gazetenin haber sitesinde şöyle bir başlıkla okudum bu düşme olayını: “Kılıçdaroğlu’nu yerden topladılar!”
Özetle... Dün bence düşen sadece Kılıçdaroğlu değil, insanlık da bir kez daha yerle bir oldu. Hani zaman zaman yazıyorum, “Ne oldu bize böyle? Niye bu kadar insan olma erdemine uymayan hal ve hareketler içerisinde bulunuyoruz?” diye. Bu olay da onlardan biri işte. Sev sevme! Beğen beğenme! Onayla onaylama ama yaşı 69 olan bir adam çok fena düşmüş, sen niye bunun üzerinden siyasi kinini kusuyor ve acımasızlık yapıyorsun be kardeşim!