Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        KISMET işte... Bayram tatili için ben de birkaç günü ailemle geçirmek için Bodrum’a kaçtım. Annemin evi çok kalabalık olduğu için beraber gittiğim arkadaşım ve kızıyla birlikte bizim sitenin hemen yanındaki butik bir otelde konakladık.

        Yatıdan yatıya gittiğimiz odadan bir sabah çıkarken karşılaştım onunla. Odayı temizlemek için tam da kapıyı çaldığı anda. Sevimli, güler yüzlü, miniminnacık bir şey. Yalan yok, önce erkek zannettim. Çünkü fotoğrafından da göreceğiniz gibi erkek tipli bir kız çocuğu Halide. Enteresan işte.

        Normalde oda temizlenecek diye, “Kolay gelsin” der, çıkar giderim. Ama nedense Halide’yi görünce gidemedim. İlgimi çekecek bir şey olduğunu hissettim herhalde... Neyse... Sohbete başladık. Henüz 20 yaşında Hakkârili bir Kürt kızı Halide. Bir hafta önce gelmiş Bodrum’a, otelde çalışmak için. Dicle Üniversitesi’nde Spor Akademisi’nde okuyor. Ben de çok uzun bir kadın değilim ama Halide benden de kısa olduğu için çok şaşırdım okuduğu bölüme.

        Çünkü pek rastlanan bir şey değildir, hayli kısa birinin spor akademisinde okuyor olması. Tabii bunun sebebini sonradan açıklayınca anladım. Futbolcuymuş Halide Ergin. İlkokul dördüncü sınıfta başlamış bu spora. 6 yıl Hakkâri bayan futbol takımında top koşturmuş. Bir ara Muş Kartal’a transfer olmuş. Sonra üniversiteyi kazanınca Diyarbakır’a yerleşmiş. Ve ne yazık ki, birçok futbol kulübünden teklif gelmesine rağmen gidememiş; çünkü okula devam zorunluluğu profesyonel futbol hayatını sekteye uğratmış.

        Fakat para kazanması da lazımmış. Hem kendi okul masraflarını karşılamak hem de kendisinden küçük 6 kardeşinin eğitim hayatına yardımcı olmak için.

        Halide Ergin

        “Annem ev kadını. Babam bel fıtığı hastası, çalışamıyor. Ben de kardeşlerimin başka işlere bulaşmalarını istemediğim ve benim gibi okumalarını arzu ettiğimden bir yandan üniversiteye giderken diğer yandan da küçük erkek futbol takımının antrenörlük işini üstlendim” diyor.

        Konuşurken pırıl pırıl parlıyor Halide’nin gözleri. Yaşama sevinciyle dolu içi. Hikâyesi beni çok etkiledi. Dedim ki: “Senin için ne yapabilirim? Sana nasıl destek olabilirim?”

        “Allah razı olsun abla” dedi. “Hikâyemi bile dinlemen beni çok mutlu etti” Sordum tekrar, “Hayalin ne Halide?” diye... “Küçük bir bayan takımı kurmak ve bu takımı kendi öğrettiklerimle Türkiye çapında konuşulur bir takım haline getirmek!”

        Halide sahada çok ama çok iyi koşabilen bir sol açıkmış. İddialı, “Bazı erkek futbolcularda yoktur bendeki performans abla! Hocalarım benim hep at gibi koştuğumu söylerler” diyor. Elinden tutulsa inanıyorum ki Halide, Avrupa’nın dev futbol kulüplerine transfer dahi olup çok büyük paralar kazanabilir.

        Özetle, Halide’ye destek istiyorum. Herkesten, hepinizden. Başta Spor Bakanı’mız Akif Çağatay Kılıç ve YÖK Başkanı’mız Yekta Saraç’tan. Sonra büyük futbol kulüplerinin başkanlarından. Ona gözünü kapatıp sponsor olabilecek işadamlarından.

        PKK denilen illet terör örgütüne insan madeni gibi hizmet veren Hakkâri’den çıkan bu cevheri birileri sahiplensin istiyorum. Ve kim bunu yaparsa da ayağının altını öpeceğimi ilan ediyorum!

        LÜZUMSUZ AÇIKLAMALARIN İKTİDARA ZARARI

        GEÇEN günkü yazımda iktidarın, CHP’nin Adalet Yürüyüşü ile ilgili aldığı kararı demokrasinin gereğine uygun bir tavır olarak gördüğümden ayakta alkışladığımı söylemiştim. Kamu düzenine zarar vermediği takdirde iktidarın ya da devletin herhangi bir müdahalesinin olmayacağını, dahası bu yürüyüşle ilgili AK Parti tarafından yapılacak açıklamalara dikkat edileceği yönündeki kararın içeriğini bazı isimler ya anlamamış ya da hiçe sayıyor.

        Zira aksi olsaydı, yani kararın esas mesajı kavramış olunsaydı, “Biz bu yolları teröristler yürüsün diye yapmadık” mealinde lüzumsuz açıklamalar yapılmazdı. Çünkü bu tür lüzumsuz açıklamaların tıpkı gübre ve mermi olayında olduğu gibi nihayetinde iktidar tarafına zarar vereceği hesaplanırdı.

        PROVOKASYON KOKAN GÜBRE!

        AK Parti Sözcüsü Mahir Ünal, Ankara’dan İstanbul’a yürüyenlerin yoluna gübre dökülmesini, “Bunlar kabul edilebilir şeyler değil, daha çok sabotaj kokan hareketler” şeklinde değerlendirmiş. O gübreleri dökenlerin niyeti o muydu, değil miydi bilmiyorum ama her neyse yaptıkları terbiyesizlik. CHP’nin hanesine artıyı, iktidarın hanesine ise eksiyi yazdırdı. Maksat sabotaj olmasa bile sonuç öyle ya da böyle sabotaja hizmet etti!

        OSMANGAZİ KÖPRÜSÜ...

        BAYRAMDAN 3 gün önce ve bayramdan bir gün sonra geçtik Osmangazi Köprüsü’nden. Şöyle söyleyeyim: Harika bir proje ve geçen yıla oranla kullanımında inanılmaz bir artış var. Bayağı bir trafik vardı bizim seyahatimiz esnasında. Belli ki gitgide daha da yoğunlaşacak. Ve eminim köprüden İzmir’e kadar uzanan yol tamamlandıktan sonra da Osmangazi bu güzergâhta yol alacakların favorisi olacak.

        Diğer Yazılar