Kocasakal ne yapabilir bundan sonra?
ASLINDA hiçbir şey! Çünkü bir önceki yazımda dediğim gibi maalesef treni kaçırdıÜmitBey. Ve aynı şeyi tekrar ediyorum;Kocasakal, CHP tabanının reaksiyonlarını hesap etmeden yürüyüşle ilgili yaptığı açıklamalar nedeniyle artık o taban tarafından başka bir yere oturtulmuştur. Ve dolayısıyla bundan sonra ağzıyla kuş tutsa CHP’de üst düzey bir göreve gelmesi mümkün değildir.
Ha... İşi inada bindirip illaki şansını yine de denemek istiyorsa buyursun denesin ama boşa kürek çekmiş olur, benden söylemesi. Ben olsamKocasakal’ın yerinde siyaset yapmak için başka bir formül arayışına girerim. Ya yeni bir parti kuruluşu için çabalarım ya da mevcuttaki bir başka partiye kafayı uzatırım. MeselaDoğu Perinçek’in Vatan Partisi olabilir bu.DoğuBey yaşadığı sürece o partide bir başkasının genel başkan olma ihtimali çok zayıf bir ihtimal ama sonuçta CHP’de olmayan bir ihtimal var kendisi için Vatan Partisi’nde.
Bu arada bir önceki yazımdan dolayı yazdıklarımınKocasakalyandaşlarını öfkelendirmesini anlayabiliyorum ama AK Parti taraftarlarını kızdırmış olmasına bir anlam veremiyorum. Nihayetinde zatenKocasakal, Kabasakal veya Aksakal... Kim CHP’de siyaset yapmayı düşünüyorsa, hele hele bir de genel başkanlık rüyası varsa bunun önünü açacak olan AK Partililer değil, CHP’li delegedir. Yedi sülalesi neredeyse CHP’li olan bendenizden o delegeyi daha iyi tanımaları mümkün olmayanların saçma sapan argümanlarla, mesela“Senin liderin Kılıçdaroğlu’nu o koltuktan indirecek adam olduğunu gördüğün için mi Kocasakal’ı infazlıyorsun”gibi içi boş anlamsız yorumlarla saldırmalarına hiç gerek yoktu.
Çünkü... BİR;Kılıçdaroğlubenim liderim falan değil. Aksine bu yürüyüşü başarıyla tamamlamış da olsa bence CHP Genel Başkanlığı koltuğunu yine de devretmeliKemalBey. Çünkü onunla oldu olacak bu kadardır. Yüzde 25’tir. Fazlası zinhar mümkün değildir. Fazlası için CHP’ye yeni bir isim lazım. Heyecanlandıracak ve toplumun hemen hemen her kesiminden karşılık bulacak, diri, farklı bir isim.
İKİ;Kocasakalbir alternatifti CHP Genel Başkanlığı için amaKılıçdaroğlu’nukoltuğundan kaldırtacak kadar güçlü bir isim de değildi. Şu anda yüzde 70’i Alevi delegelerden oluşan CHP’deKılıçdaroğlu’ndano koltuğu alacak isim o delegelerin en azından yüzde 50’sinin desteğini alabilecek kişi olmalıdır. BuÜmit Kocasakalolmaz. MeselaMetin Feyzioğluda olmaz.Deniz Baykalzaten olmaz. Olacak ismi şu anda ben de görmüyorum ama emin olun durum aynen bu CHP’de değerli okurlarım...
Not: Bazen kitabın ortasından konuşmak can sıkıyor ama ne yapayım? Gerçek ne ise onu yazmasam da kendimi yer bitiririm.
HEM CHP’Yİ HEM DE İKTİDARI ALKIŞLIYORUM, ÇÜNKÜ...
BEN bu yazıyı yazdığım dakikalarda 25 gündür devam etmekte olan Adalet Yürüyüşü sonrası yapılacak Adalet Mitingi henüz başlamamıştı. Ancak sosyal medyadan ve Habertürk TV’den izlediğim kadarıyla herhangi bir aksilik, can sıkıcı durum da yok. Umuyorum ki bu gidişat aynen devam eder ve söz konusu eylem de sorunsuz bir biçimde sona erer.
Böyle olacağından şüphe duymuyorum açıkçası. Çünkü bu yürüyüşün kamu düzeni içerisinde gerçekleşmesi için elinden gelen gayreti gösteren iktidarın sonunun da böyle bağlanması için aynı titizliği göstereceğine eminim.
HÜLASA...
Bugüne kadarki en ciddi protestosunu provokasyona malzeme etmeden tamamladığı için önce CHP’ye... Sonra da kendilerine karşı olmasına karşın bu protestoyu, eylemi kendi eylemleriymiş gibi sahiplenip olaysız tamamlanmasını sağladığı için iktidarı alkışlıyorum efendim...
BİNALİ YILDIRIM’IN KADERİNİ KİM DEĞİŞTİRDİ?
BİR şiir yüzünden cezaevine atılmasıyla değişen tüm hikâyesini hepimiz ezbere biliyoruz. Hakkında “Muhtar bile olamaz” dedikleri Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kurduğu parti tam 15 yıldır bu ülkede iktidar. Gerçekten de sadece Türkiye’de değil, dünya çapında siyaset derslerinde uzun uzun anlatılması, üzerine konuşulması gereken bir öyküdür AK Parti öyküsü...
Önceki gün bir dost sohbetinde öğrendim ki meğer okuduğu şiir dolayısıyla kaderi tamamen değişen, bambaşka bir tarafa evrilen sadece Erdoğan değilmiş. Onun gibi kaderi değişen bir diğer isim de Başbakan Binali Yıldırım imiş. Limanda kendi halinde çalışan başarılı bir mühendisken Erdoğan’ın İBB Başkanı olmasıyla birlikte o zamanlarda yeni kurulan İDO’nun başına getirilmiş Yıldırım... Ancak Erdoğan’ın hapse girmesinin hemen sonrasında ise Erdoğan’ın koltuğuna oturtulan Ali Müfit Gürtuna tarafından görevden alınmış. Sonra da bildiğiniz gibi işte. AK Parti iktidara gelince ilk Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı olarak o koltuğa oturtulan isim Yıldırım. Öğrendiğim kadarıyla yıllar sonra bir açılış vesilesiyle Gürtuna ile Yıldırım karşı karşıya gelmiş. Gürtuna bakanlığındaki başarılardan dolayı Binali Bey’i öve öve bitirememiş ve tebrik etmiş defalarca. O da bunun üzerine demiş ki: “Aslında benim size teşekkür etmem gerekiyor sayın başkan. Zira beni o gün o görevden almasaydınız ben şimdi burada olmayabilirdim. Çok sağ olun! Gerçekten size minnet borçluyum!”