Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        “ARA sıra insanın kendisine reset atması iyi gelir” denir ya, doğruymuş vallahi. Birkaç gün de olsa yazılara ara vermek ve uzun bayram tatilinin tadını çıkarmak iyi geldi gerçekten. Bol güneş, deniz, aile ve arkadaşlarla, akrabalarla vakti geçirmek enerji depolamama vesile oldu. Bomba gibiyim yani bu yazıyı kaleme alırken...

        Tabii bayram boyu yazmadım demek, okumadım ve gazetecilikten de tamamen uzaklaştım demek değil! Reset sadece, “Bugün ne yazsam, acaba hangi konuya odaklansam?” dan öte bir değişiklik yapmadı hayatımda. Onun dışında birçok şey aynıydı. Mesela sosyal medyaya göz atma ve gezinme ya da çağrıldığım bir davetin bana ilginç gelen taraflarını oturup not alma durumları gibi...

        KADIKÖY MODA DOĞUMLU

        Uzatmayayım, Bodrum’a daha önce gelişimde tanışmıştım eşiyle. Gülay Yılmaz Karel’le... Ve hatta bu köşede de “Ve Allah Kadını Yarattı!” adını verdiği kitabından bahsetmiştim. Kibar insan Gülay Hanım. Sağolsun, bu gelişimde evine davet etti ve birlikte güzel vakitler geçirmemize vesile oldu.

        Sofra, ikram falan harikaydı ama asıl harika olan, Gülay Hanım’ın eşi Ronald Karel’le sohbetti. Eniştemizin ilginç bir hayat öyküsü var. Kadıköy Moda doğumlu kendisi. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı, ama Fransız asıllı.

        NASA Ames’te yer alan Geo- Cosmo Bilim ve Araştırma Merkezi Vakfı ve GeoCosmo SPC’nin Başkan Yardımcısı... İngilizce Wikipedia’da “1970 yılında keşfettiği iyonize bulutları bilimselleştiren araştırmacı” olarak tanıtılıyor tüm dünyaya.

        Ronald Karel ve eşi Gülay Yılmaz Karel’le Bodrum’daki evlerinde sohbet ettik

        BULUTTAN DEPREM TAHMİNİ

        Biliyorum çoğunuza ilginç gelecek bu yazacağım... “Hadi oradan canım” bile diyecek bazılarınız belki de... Haklısınız, zira ben de enişte Karel’in, bulutlara bakıp deprem tahmini yaptığını ilk duyduğumda bayağı bir afalladım. Ancak bunu nasıl ve hangi bilimsel verilere dayanarak yaptığını uzun uzun dinledikten sonra da mümkün olduğuna inandım.

        Tabii bu Karel’i meslektaşlarından ayıran bir farkı, ama asıl çalıştığı alan deprem ön sinyalleri üzerine. İddiasına göre, NASA’nın da desteklediği bir buluş sayesinde depremler önceden tahmin edilebilecek.

        Projeyi uzun uzun anlattı. Ben de bunun üzerine kendisine, daha önce de bu tür iddiaların ortaya atıldığını ancak sonuç alınamadığını hatırlattım.

        Cevaben şunları söylüyor Karel: “Doğru... Yıllardır dünyanın çeşitli ülkelerinde deprem ön sinyalleri üzerinde değişik parametrelerle yüzlerce araştırma yapıldı ve bu araştırmalar çok değerli bilimsel dergilerde yayınlandı. Lakin o araştırmaların tamamında sadece tek bir parametre incelenip depremlerle ilişki kuruldu.

        Bizim çalışmamızın farkı var. Şöyle ki; Gerek NASA Goddard Space olsun gerekse NASA Ames olsun, laboratuvarlarda yapılan değişik deneyler sonucu bu ön sinyallerin arkasındaki bilimi bulduk. Ve 2014 yılı sonu ile 2015 yılında NASA Ames’te Dr. Freund ile bir ekip kurup içerisine ondan fazla sensörlerin yer aldığı yer istasyonlarının planlarını hazırladık!”

        SİLİVRİ’YE DE KURULDU

        İşte bu istasyonlardan biri İstanbul Silivri’ye kurulmuş değerli okurlarım. Ve eğer gerçekten bu bilimsel çalışmalar sonuç verirse İstanbul depremini önceden haber alabilecekmişiz.

        Silivri’deki istasyonla ilgili Karel, “Amaç, multi parametreleri inceleyip deprem öncesi olası hemen hemen bütün sinyalleri kaydetmek. Bu istasyona daha başka sensörler de ilave etmeyi düşünüyoruz. Ayrıca çeşitli uydulardan da elde edeceğimiz verileri bilgisayarlarda değerlendirip bilimde çok önemli bir adım atacağımıza inanıyorum.

        Her bir istasyonda değişik gaz sensörleri, elektromanyetik dalgaları ve artı ile negatif iyonları ölçecek aletler, meteoroloji istasyonu ve nihayet TEC ve TIR’ı kaydedebilecek özel yazılım gerektiren uzmanları bir araya getirip deprem biliminde bir gün depremleri birkaç gün önceden kestirip tarih yazacağız” diyor...

        TEST AŞAMASINDA

        Ronald Karel, İstanbul depremiyle ilgili Silivri istasyonunu sürekli takipte. Şu an test aşamasında olduğu için yazılımlar sonucu elde edilen bilgileri paylaşmıyorlar. Ancak yaklaşık bir yıl sonra bu test dönemi bitecek ve Dr. Friedemann Freund Türkiye’ye gelerek istasyondan elde edilen tüm bilgileri paylaşacakmış...

        Ben şahsen Karel’in anlattıklarını çok inandırıcı buldum. Ve doğruya doğru heyecanlandım. Olağanüstü bir çalışma zannımca ve inşallah sonuca ulaşır da büyük İstanbul depreminin ne zaman olacağını 2 gün önceden öğrenebiliriz.

        SERZENİŞTE BULUNDU

        Bu arada değerli okurlarım, uzun muhabbetin sonunda Karel, “NASA’nın Silivri istasyonu çalışmasında büyük katkım olduğunu düşünüyorum. Ülkem için bir şeyler yapmak, yapmaya çalışmak beni çok mutlu ediyor. Ancak bu kadar önemli bir çalışmayı yapan bendenizin bu ülkeyi yönetenler tarafından hiç merak edilmemesi de tuhaf geliyor. Bugüne kadar bir yetkili, bir devlet büyüğü arayıp da ‘Sen kimsin arkadaş? Ne iş yaparsın? Gel oturalım bir konuşalım’ demedi!” şeklinde serzeniş yüklü bir açıklama yaptı.

        Ve bu açıklamanın sonunda da bana, “Bana çok garip geliyor bu durum! Sizce de öyle değil mi?” sorusunu yöneltti.

        Orada sustum, bir cevap vermedim, ama buradan vereyim: “Hiç garip değil enişte! Çünkü bizim buralarda deprem ve diğer doğal afetlerden daha da önemli gündem siyasettir. İşte devlet büyüklerimiz, bu işin sorumlusu tüm yetkililer, o gündemlerle uğraşmak zorunda kaldıklarından maalesef ülkenin belki de bağımsızlığını yok edecek olası şiddetli sarsıntılarla ilgilenemiyorlar!”

        Sağlıcakla kalın efendim...

        Diğer Yazılar