Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        BU benim dördüncü seyahatimdi, ama ilk üç seyahatim “çözüm süreci” denilen dönemde gerçekleşmişti. Dolayısıyla sonrasında, yani sürecin bitişi ve yaşanan gelişmeleri sizler gibi sadece basından takip edebilmiştim. Buna büyükşehirle birlikte belediyelerin tümüne kayyumların atanması dönemi de dahildir. Ve o yüzden şunu en başında belirtmeliyim ki; gördüğüm atmosfer karşısında şoka girdim!

        Çünkü ne yalan söyleyeyim, böyle bir Van beklemiyordum. Açıkçası HDP’li olan belediyelerinin tamamına kayyumun atanmasının ardından siyaseten mutsuz bir çoğunluğun yaşadığı, mutsuz bir şehir göreceğimi sanıyordum. Özellikle sosyal medyada kayyum atamalarının şehirde demokrasiyi tümden rafa kaldırdığı ve insanların iradelerine ipotek konulduğu iddia edildiğinden orada yaşayanların tamamen sindirilmiş olabileceklerini sanıyordum.

        Ancak hepsi bir yanılgıymış... Hani derler ya, çok okuyan değil, çok gezen daha iyi bilir diye... Gerçekten de öyleymiş. İyi ki de davet etmiş Van Valiliği beni ve kalkıp gitmişim. Çünkü benim gördüğüm Van, anlatıldığı gibi mutsuz, huzursuz bir Van değil, aksine çözüm süreci günlerinden bile katbekat daha huzurlu, mutlu, müreffeh bir Van’dı. “Kayyum demokrasiyi yok etmemiş, adeta demokrasiyi geri getirmiş şehre!” dersem inanın hiç abartmış olmam. Gerçekten de öyle olmuş!

        Şimdi biliyorum ki bazı kesimler bu yazdıklarımı iktidara yaranma çabasıyla yapılmış güzelleme deyip yine bombalayacaklar bendenizi. O insanların görüşlerini değiştirmem mümkün değil, ama şunu bilmelerini istiyorum: Ben bu gözlemleri tek başıma yapmadım. Allah işte... Büyük Allah... Herhalde sonradan yazacaklarımın tartışılmasının önünü kesmek için tartıştıracak taraftan yanıma bir de şahit yollamıştı. İktidara ezeli muhalif, daha çok CHP’lilerin okuduğu Yurt Gazetesi yazarı Metin Işık. Aynı zamanda eski bir milletvekili de olan Işık’la beraber gördük her şeyi.

        Emin olun Van şu anda güvenle gidip gezebileceğiniz, yaşayabileceğiniz ve hatta rahatlıkla yatırım yapabileceğiniz müthiş bir huzura sahip. Sokaklar cıvıl cıvıl. Neredeyse 24 saat! İnanılması güç biliyorum ama Vanlılar gece yarılarına kadar sokaklarda güvenle ve keyifle dolaşıyorlar. Bırakın Vanlıları, komşu ülke İran’dan gelen kadınlı erkekli, çocuklu turistler... Gece yarılarına kadar lokantalarda yemekler yiyip mağazalardan korkusuzca alışveriş yapabiliyorlar...

        Hülasa... Kim diyorsa, “Kayyumlar demokrasiyi yok etti!” falan, inanmayın siz onlara! Hepsi palavra! Ha onların demokrasi anlayışı nedir bilemem ama ben Vanlılarla konuştuğumda şunu anladım ki demokrasi, “İnsanın yaşadığı şehirde korkmadan, güven ve huzurla gezebilmesi, ticaretini yapabilmesi, en önemlisi de ana dilini rahatlıkla konuşup kültürünü özgürce yaşayabilmesidir”...

        Biz Van’da gördük ki şu anda bunların hepsi bir arada! Hepsi yaşanıyor, hiç sorun yok!

        İPEKYOLU’NUN BÜYÜK ŞANSI: CEMİL ÖZTÜRK

        DAHA görür görmez, tanışır tanışmaz farklı bir insan olduğunu anladım İpekyolu Belediyesi’ne kayyum olarak atanan Kaymakam Cemil Öztürk’ün... Seçilmiş bir belediye başkanı gibi görev yapıyor Van’ın merkez ilçesinde. Sanırsınız ki, kendisi Vanlı. Van onun memleketi. Gece gündüz proje üretiyor ve abartmıyorum neredeyse sokaklarda yaşıyor. Esnafla sürekli iç içe ve halk artık onu kabul etmiş, içine almış. Bir de çok hızlı ve dinamik.

        Biz gazetecileri ilk gün, otele girer girmez markaja aldı ve yaptığı tüm çalışmaları yerinde gösterdi. Kültür Sokak diye bir projesi var mesela. Beyoğlu’nda öyle temiz bir sokak yok inanın bana. 6 ay evveline kadar tinercilerin kol gezdiği pislik içerisindeki bu sokak şu anda Vanlı gençlerin en popüler mekânlarından biri. Modern, temiz restoranlarda, birbirinden güzel kafeteryalarda buluşup gece yarılarına kadar sohbet ediyorlar güven içerisinde...

        Bunların dışında bir güzel projesi daha var Öztürk’ün. Ki bence bu proje Türkiye’deki diğer tüm belediyelere örnek olacak cinsten: Engelsiz Yaşam Akademisi... Harika bir merkez ve bu merkezde olağanüstü hizmet veriliyor Van’daki engelli yurttaşlarımıza...

        VAN GÖLÜ KANALİZASYONDAN KURTULUYOR

        BİZ aslında Van Valiliği tarafından 2011 yılında meydana gelen depremin yıldönümü vesilesiyle düzenlenen organizasyon için davet edilmiştik. Amaç depremden sonra Van’da bugüne değin yapılan çalışmaları yerinde görmekti. Aynı zamanda Büyükşehir Belediye Başkanvekili olan, yani kayyum olarak görev yapan Vali Murat Zorluoğlu, 6 yıl boyunca devlet tarafından deprem yaralarını sarmak için neler yapıldığını güzel bir organizasyonla anlattı.

        O büyük felaketten bugüne kadar geçen sürede depreme dayanıklı konutların, modern yaşam alanlarının, sosyal tesislerin inşa edildiği Van, ekonomisi ve turizmi gelişen, okulları yenilenen, yolları genişletilen bambaşka bir şehir olmuş. “Artık deprem sonrası yapılacak başka bir iş kalmadığı için kentin asıl sorunlarının çözümüne yöneldik” diyor Zorluoğlu... Bunların en başında Van Gölü’nün temizlenmesi geliyormuş. Ben de yeni öğrendim. Meğer Van Gölü korkunç bir tehlikeyle karşı karşıyaymış.

        Gölü çevreleyen ilçelerin tümümün kanalizasyonu göle akıyormuş ve bugüne kadar büyükşehir belediyesi tarafından gölü bu pislikten kurtarmak için hiçbir girişimde bulunulmamış. Göl üzerinde bayağı bir vakit geçirdim. Meşhur Akdamar Adası’na gidip gelirken o masmavi köpüklü suların güzelliğinin ne kadar değerli olduğunu gördüm ve ilçe kanalizasyonlarının göle boşaltıldığını duyunca da üzüldüm. Ancak sonradan Vali Zorluoğlu’ndan gölü kurtaracak projeyle ilgili detayları dinleyince çok mutlu oldum.

        Yaklaşık 100 milyon liraya mal olacak bir atık tesisi kurulması için düğmeye basılmış. Bütçe ayarlanmış bu tesisi kurmak için ve önümüzdeki ay ihalesi yapılacakmış. Tesis bittikten sonra Van Gölü’nün tüm kıyıları mavi bayrak alacak niteliğe kavuşacakmış. Ve Van Gölü eski günlerine, o temiz günlerine geri döndürülecekmiş...

        Devamı gelecek... İZLENİMLERİMİ aktarmaya devam edeceğim Van’la ilgili... Çünkü daha çok şey var anlatmam gereken. Özellikle İranlıların kentin ekonomisine sunduğu katkıyı uzun uzun anlatmam gerekiyor. Duyduklarıma inanamadım. Ve açıkçası biraz da kızdım. Çünkü öyle işler olmuş ki Van’da İranlılarla ilgili. Manşet olacak değerde... Ve ben bunları ancak oraya gidince öğrendim...

        Diğer Yazılar