Deniz Baykal, Kılıçdaroğlu'yla neden görüşmedi?
GÜNDEM yoğun olunca bazı ayrıntılar da arada güme gidiyor... Bunlardan biri de geçen hafta sonu yaşanan bir olaydı. Galiba, TSK’nın Afrin’e başlattığı operasyonun en sıcak anlarına denk geldiğinden kamuoyunun dikkatinden kaçtı.
Bazılarınızın, “Lafı uzatma da Sevilay, bu önemli ayrıntı nedir, söyle artık!” dediğini duyar gibiyim... Sabırlı olun söyleyeceğim, ama onu söylemeden önce başka bir şey söyleyeceğim.
Biliyorsunuz önümüzde ayın başında CHP kurultayı var. Yeni genel başkan için delegeler sandık başına gidecek. Ben de birkaç defadır yazıyorum kurultaya doğru giden CHP’nin içinde neler olup bittiğini. Tabii bunları kafama göre yazmıyorum.
YAZDIKLARIM DEDİKODU DEĞİL
Bilen bilir derin kaynaklara sahibimdir CHP’de ve yazdıklarım da bana son derece güvenilir bulduğum bu kaynaklar tarafından iletiliyor. Yani kafama göre döşenmiyorum bu bilgileri. Üfürmüyorum. Anlatılıyor ayrıntısıyla ve ben de bu ayrıntıların birkaç yerden daha teyidini aldıktan sonra kaleme döküyorum.
Diyeceğim şu ki: Bazı okurlardan ya da sosyal medyadaki bazı takipçilerimden bu yazdıklarımla ilgili enteresan tepkiler alıyorum. Sanırım bu yazdıklarımın muhataplarından ya da onlara yakın olanlardan birileri yazımın altına yaptıkları yorumlarda: “Sevilay dedikoduyu sever. Yazdıklarının tamamı da dedikodudan ibaret!” demişler.
Bir kere yazdıklarım dedikodu falan değil, onu herkes bilsin. Dedikodu dediğiniz şey tamamen yalan dolandır. Benim yazdıklarım gerçeğin ta kendisidir ve ne yazıyorsam tamamı CHP içerisinde konuşulan, tartışılan mevzulardır.
Şimdi gelelim asıl konuya! Yani hafta sonu dikkatlerden kaçan şu mühim ayrıntının ne olduğuna. Bu yazacağımdan da rahatsız olacak birileri. Yazdıklarım “dedikodu” şeklinde yorumlanabilir ama dedikodu değil! Herkes emin olsun, her şey dibine kadar gerçek!
TESADÜFEN ÖĞRENDİM
Biliyorsunuz CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu bir toplantı için Almanya’ya gitti. Herhalde, “Hazır Almanya’ya gelmişken” deyip, Münih’te bir klinikte tedavi gören eski genel başkan Deniz Baykal’ı da ziyaret etmek istemiş. Fakat edememiş. Yani kliniğe kadar gitmiş, hatta içerisine de girmiş, ama Baykal’ı görmesine izin verilmemiş.
Bunu Almanya dönüşünde havalimanında gazetecilerin sorularını yanıtlarken kendisi söyledi. Ben boşluğa düşüp söylediğini düşünüyorum, zira sonradan öğrendim ki meselenin içyüzü çok farklıymış. Bunu da bir tesadüf eseri öğrendim.
Twitter’da gezinirken denk geldim haberturk.com’un haberine. Haberi tıklayıp tamamını okuyunca, açıkçası Kılıçdaroğlu’na yapılmış büyük bir nezaketsizlik olarak düşündüğümden, o tweet’i alıntılayıp bu yönde bir yorum yaptım, “Ayıp ve tuhaf” diyerek...
Tweet’i atmamın üzerinden 10 dakika geçti ya da geçmedi ki arandım Baykal’a çok yakın bir isim tarafından ve söz konusu ziyaretle ilgili bilgilendirildim. Arayan kişi isminin yazılmasını istemediği için yazmıyorum. Ama güvendiğim bir isim. Boş beleş konuşacak biri olmadığı için verdiği bilgiyi telefonu kapatır kapatmaz Twitter’da paylaştım hemen.
‘ENFEKSİYON RİSKİ’
Peki neydi bu bilgi?
Şuydu: Kemal Kılıçdaroğlu’na çok önceden Deniz Baykal’la görüştürülmesinin mümkün olmadığı iletilmiş. “Gelmeyiniz lütfen” denilmiş. Tuhaf bir durum biliyorum ama gerçekten de Kemal Bey, Deniz Bey’i göremeyeceğini bile bile gitmiş Münih’teki o kliniğe.
Kendisi gazetecilere yaptığı açıklamada, “Doktoru izin vermedi” dediği için, beni arayan kişiye bu bilginin doğru olup olmadığını da sordum. Öğrendim ki, gerçekten de doktoru “Enfeksiyon riski var” diyerek izin vermemiş. Anlatılanlara, manzaraya genel olarak baktığınızda “Olabilir, ne var bunda?” diyebilirsiniz, ama siz bu manzaraya bakmayın! Arkasını anlatayım ben size, ona göre yorum yapın.
DENİZ BEY GÖRÜŞMEMİŞ
Aktarılanı söylüyorum: Kılıçdaroğlu’nun Deniz Baykal’la doktoru izin vermediği için görüşme yapamadığı bilgisi doğru değil. Daha doğrusu, Kemal Bey’e böyle bir gerekçe sunulmuş ama esasında görüşme yapmak istemeyen Deniz Bey’in kendisiymiş. Günler öncesinden Kılıçdaroğlu’nun geleceği bilgisi üzerine, “Söyleyin gelmesin... Görüşmeyeceğim” demiş Deniz Bey.
Ben bu bilginin doğru olduğuna yüzde yüz eminim; zira Deniz Bey’in şu anda tedavi gördüğü durumda enfeksiyon kapacağı bir risk filan yok. Nihayetinde durumun iyi olduğu, gittikçe de iyiye gittiği yönünde haberler okuduk hep beraber, hatta Ertuğrul Özkök’ü telefonla arayarak muhabbet ettiğini de öğrendik.
BİR BİT YENİĞİ VAR
Özetle, geçirdiği büyük ameliyat sonrası rehabilitasyon döneminde olan Baykal’ın, ayağına kadar çıkıp gelmiş CHP Genel Başkanı’yla “mikrop kapma” riski nedeniyle görüştürülmemesi gibi bir durum söz konusu olamaz. Yani kitabın ortasından konuşursak bu işin içinde bir bit yeniği var. Ama ne, işte orası muğlak!
Birilerine sordum. Birkaç yere...
Çok değişik yorumlar aldım, ama galiba doğru olan, Kılıçdaroğlu’na olan kırgınlık meselesi. Öğrendiğime göre CHP Genel Başkanı, Almanya’ya gittiğinden bu yana Deniz Bey’i hiç aramamış. Zaten buna epeyce içerlenmişler ailece ve kurultaya 2 hafta kala ziyaret için girişimlerde bulunulmasına çok bozulmuşlar.
Bu ziyaretin Baykal’a bağlı 200 kadar kurultay delegesine mesaj verme gayesiyle, yani siyasi çıkar amacıyla yapılmak istendiğine olan inançtan dolayı da Kılıçdaroğlu’nu kliniğin kapısından kibarca geri çevirmişler.
AÇIKLAMA YAPILMALI
Bilmiyorum, Kemal Bey niye aramadı Deniz Baykal’ı ya da ailesini, ama neden “Gelmeyiniz lütfen” dendiği halde Münih’e kadar gittiğine ve bu ziyaretinin amacının siyasi çıkar taşıyıp taşımadığı yönündeki yorumlara ilişkin bir açıklaması olmalı...
Haksız mıyım değerli okurlarım?