Sergen Pamukçu'nun ağabeyine bıraktığı vasiyet
GÜN boyu gelen şehit haberlerinin ardı arkası kesilmeyip gece yarısına kadar devam edince uyuyamadım. Ancak sabahı sabah ettikten sonra beş gibi dalabilmişim. Uyandığımda öğlen olmuştu ve şehit sayısında da bir artış daha. Neyse kalktım, elimi yüzümü yıkadım filan ve yazıya başlamadan evvel rutin gazeteleri okuma, gündemi yoklama işlerine giriştim. Sonra dönüp “yazabileceklerim” adı altında biriktirdiğim notlarıma baktım... Hangisini yazayım, hangi konuya değineyim diye düşünürken fark ettim ki içimden hiçbir şey yazmak gelmiyor. Çünkü aklım, ruhum hâlâ Afrin’den gelen şehit haberlerinde. En çok da Sergen Pamukçu’nun ağabeyine bıraktığı vasiyetinde... İçine doğmuş olsa gerek. Şehit olmadan hepi topu 4 gün önce ağabeyine şehit düşmesi halinde ardından neler yapması gerektiğini iletmiş. Rahmetli, TSK mensuplarının üye olduğu Dayanışma Vakfı’na da üyeymiş. Ağabeyine bu üyeliğinden bahsetmiş ve olumsuz bir durum halinde de devletin ne kadar tazminat ödeyeceğini yazmış. “En az 110-130 bin arası... Anamı babamı hacca gönder, babamın borcunu kapat. Sen de evlen, helali hoş olsun” demiş. Ve en sonuna da şu notu düşmüş: “Bu 3 fotoğrafı kaybetme, olası bir şeyde kanıttır bu!”
Kuşkusuz her şehit haberi sarsıcı oldu benim için ama neden bilmiyorum Sergen kardeşimin bıraktığı o nottan, o vasiyetten çok etkilendim. Allah rahmet eylesin ve onun ölümüne neden olan alçak terör odaklarının Allah belasını versin. Kendimi bir an Sergen’in anasının yerine koydum. Daha doğrusu koymaya çalıştım. İçim acıdı, büzüldü ve gerçekten fena oldum. Elbette kahramanca savaşmış bir oğula sahip olmak gurur verici. Elbette savaşa gönderdiğin evladınla ilgili böyle bir sonuç almak normal bir durum ama işte ana olunca, hele bir de erkek evlat sahibi olunca meseleye bakmak da başka türlü oluyor. Sebep ne olursa olsun yürek dayanmıyor, kabullenmiyor böyle bir acıyı.
***********
BİR ŞEHİT HABERİNDE O AYRINTI NİYE OLUR?
ÖNCE görmedim... Yani ilk okuduğumda nerede okuduğumu bile hatırlamadığım için fark etmemiştim. Ancak sonradan, şehit kahraman Er Sergen’in ağabeyine yazdığı notta tam olarak neler dediğini görmek için internete girip bu konuda yapılan haberleri taradığımda beni benden eden o skandal durumla karşılaştım. “Afrin şehidi Pamukçu’nun duygulandıran vasiyeti” başlığıyla verilen haberin giriş cümlesi aynen şöyle yazılmıştı değerli okurlarım: “Zeytin Dalı Harekâtı’nda şehit düşen Sözleşmeli Er Sergen Pamukçu’nun ağabeyine bıraktığı vasiyeti duygulandırdı!”
Fark ettiniz mi detayı? Skandal dediğim o ifadeyi? “Sözleşmeli Er”... Yani belki de farkında olmadan diyor ki haberi veren arkadaşlar, “Sergen Pamukçu vatani borcunu ödemek için Afrin’de olanlardan değildi! Para karşılığı, sözleşme karşılığı oraya gidenlerdendi!”
Ve işin en trajik tarafı da bu haberi bu şekil veren, Sergen’in vasiyeti mevzuunu tüm kamuoyuyla bu şekilde paylaşan ajans Anadolu Ajansı! Yani ülkenin milli ve resmi tek ajansı! Onlar bu şekilde geçince haberi, sonradan alıntılayanların büyük çoğunluğu da maalesef aynı ibareyi kullanmışlardı haberlerinde. Sosyal medyada da, binlerce insan Sergen’in vasiyetine olan duygusunu paylaşırken farkında olmadan “Sözleşmeli Er” vurgusunda bulunmuşlardı.
Ben Anadolu Ajansı’nın bu haberi veriş biçiminde bir art niyet, kötü niyet olduğunu düşünmüyorum. Zinhar böyle bir fikre kapılmadım gördüğümde, ama son derece hassas bir haberin servis edilirken böylesi bir skandal ifadenin olmaması adına da dikkatli olunmalıydı. AA’nın bu dikkatsizliği, tedbirsizliği kabul edilir bir şey değil kusura bakmasınlar. Ricam olur, lütfen o haberdeki o ifadeleri düzeltsinler. Ve bundan böyle de, inşallah olmaz ama olası bir şehit haberini verirken en üst düzeyde hassasiyet göstersinler. O kahraman askerlerin hangi koşullarla, hangi anlaşmalarla Afrin’e gittiği değildir önemli olan. Önemli olan bu vatan için ölümü göze alarak savaşmasıdır.
***********
PROVOKATÖRLER İŞBAŞINDA! DİKKAT!
BİRİLERİ yine ülke içinde gerilimi tırmandırmak istiyor. Afrin operasyonu üzerinden Kürtleri ve Türkleri karşı karşıya getirmek istiyor. İç savaş umut ediyor. İç savaş çıkması için her türlü argümanı devreye sokuyor. Ve bu birileri sadece Kürt tarafında değil, iki tarafta da var. Kışkırtıyorlar toplumu. Israrla yapıyorlar bunu. Dün bunun için çok daha güzel bir zemin buldular. Biliyorsunuz HDP’nin Ankara’da kongresi vardı. Kongre başlamadan sosyal medyada bazı hesaplar üzerinden acayip şeyler yazılıp çizildi. Özellikle gece yarısı... 11 şehit haberinin gündeme düştüğü o sıcak saatlerde öyle tahrik edici çağrılar yapıldı ki sosyal medyada, özellikle de Twiter’da ben korkunç buldum. Çok korkunç! Dün gün boyu da devam etti o korkunçluk. Bilmiyorum Emniyet Müdürlüğü, İçişleri Bakanlığı farkında mı bu kışkırtıcılıkların ama amaçları besbelli gerginlik üzerinden salim aklın devre dışı kalmasını sağlamaya çalışan bu tiplerin kesinlikle önüne geçmek lazım. Kim olursa, hangi taraftan, nereden olursa olsun bu fitnecilere gereken devlet tavrının gösterilmesi lazım!