Din simsarları için artık perde kapandı!
BİR önceki yazımda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın himayesinde düzenlenen “Türkiye’ye Enerji Veren Kadınlar” gecesinde dikkat çektiğim bir husus vardı hani... Demiştim ki: “Bence Emine Hanım isim vermeden Nureddin Yıldız ve o ayardaki sözüm ona ilahiyatçılara; ‘Siz kadının Kuran’daki hakiki yerini bilmiyorsunuz. Bilseydiniz böyle saçmalamazdınız’ manasına gelen ifadelerle cevap verdi!”
Sonraki gün anlaşıldı ki hislerimde yanılmamışım. Evet, gerçekten de Emine Erdoğan o gün Lütfi Kırdar Kongre Sarayı’nda yaptığı o konuşmada kullandığı ifadelerle alenen son zamanlarda İslamiyet adına ahkâm kesen Yıldız ve benzeri din simsarlarına seslenmiş. Neden bu kadar emin söylüyorum bunu? Çünkü kendisinin isim vermeden kastettiği, seslendiği Yıldız ve benzeri tiplere Cumhurbaşkanı Erdoğan ertesi gün, “Kadınla ilgili çok farklı açıklamalarda bulunup dinimizde kesinlikle yeri olmayan bazı içtihatta bulunan kişiler ortaya çıkıyor. Bunlar ya bu asırda yaşamıyorlar ya da çok farklı bir dünyada yaşıyorlar. Çünkü İslam’ın güncellenmesinin gerektiğini bilmeyecek kadar aciz bunlar!” diyerek açık açık sert çıktı!
Tabii Erdoğan’ın hiç yüksünmeden, sözlerini sakınmadan dile getirdiği bu ifadeler geniş yankı buldu kamuoyunda. Bir kısım -ki bu kısmın içerisinde çoğunlukla kadınlar vardıdeliler gibi destek verirken, bir kısım ise konuşmasından sadece “İslam’ın güncellenmesi” sözünü hedef alıp o ifadeler üzerinden Erdoğan’ı yaylım ateşine tuttu.
Gerçi zaten biliyordu o gün yaptığı açıklamalar üzerinden kimlerin kendisine karşı çıkacağını ve kimlerin kazan kaldıracağını, ama dün katıldığı “Siyaset Akademisi” açılışında konuyu tekrar gündeme getirdi Cumhurbaşkanı Erdoğan ve bir gün öncesi kullandığı açıklamalarının arkasında olduğunu söyleyip daha fazla açıklamalarda bulundu.
Tekrara düşmemek için yinelemeyeceğim neler söylediğini Erdoğan’ın ama şunu söylemek istiyorum: Biliyorum ki büyük bir risk alarak, bir kısmı kendi tabanında olmak üzere İslami çevrelerden çok geniş tepki aldı bu açıklamalarıyla Sayın Cumhurbaşkanı, ama şundan emin olmalı ki yaptığı o açıklamalarla tarihi bir dönüşümün düğmesine bastı!
Bundan sonra yine böyle abuk sabuk konuşmalar yaparlar mı bilmiyorum. Ortaya attıkları saçma sapan argümanlarla İslamiyet’i komik duruma düşürecek tartışmalara yol verirler mi emin değilim, ama ne olursa olsun bundan sonra kafalarına göre oyun oynadıkları tiyatronun perdesi kapanmış durumda! Artık ne konuşsalar yok hükmündedir!
O nedenle öncelikle toplumda çok büyük ihtiyaç duyulan bu tarihi uyarıyı yaptığı için teşekkür ediyor, sonra da sürekli cinsiyetimiz üzerinde tepinen, horlayan, aşağılayan Nureddin Yıldız ve benzeri din simsarlarına haddini bildirdiği için bir yurttaş, bir kadın, bir anne olarak minnettar olduğumu belirtmek istiyorum.
********
İnsaf Aykut Erdoğdu, el insaf!
OLDUM olası rakamlardan hoşlanmamışımdır. Herhalde ondan olsa gerek öğrenciyken matematik en sevmediğim, sevemediğim ve hemen her yıl zor bela geçebildiğim ders olmuştur. Hâlâ da aynıyım. Mesela itiraf edeyim, gazetede okuyabildiğim en son sayfalar ekonomi sayfalarıdır. Ekonomi yazarlarının makalelerine nispeten dikkat ediyorum ama şirket haberleri, şirketlerdeki gelişmeler ve rakamlarla yüklü bir haber olduğunda filan direkt geçiyorum o sayfayı.
Tabii bu doğru bir şey değil. Bir gazeteci için büyük eksiklik. Gerçi ekonomi alanım olmadığı için o alana mümkün olduğunca girmemeye de çalışıyorum ama bazen kaçınılmaz oluyor ve bu eksi tarafım nedeniyle de zaman zaman Fransız kalıyorum.
Geçenlerde yine böyle bir Fransızlık durumu oldu işte. Bir CHP’li arkadaşım, CHP’nin ekonomiden sorumlu milletvekili Aykut Erdoğdu’ya ait bir tweet’i yollamış WhatsApp’tan. Tweet’i görür görmez öcü görmüşe döndüm; çünkü o tabloda yazılanların ne kadar doğru ya da yanlış olduğunu anlamam mümkün değildi. Tek anladığım şey, tablonun altında yazan şu ibareydi: “Türkiye AKP döneminde yabancılara 149 milyar dolar faiz ödedi...”
Özetle, Erdoğdu söz konusu o tweet’inde Türkiye’nin AK Parti döneminde yaptığı dış borçlarından, ne kadar faiz ödendiğinden dem vurup Erdoğan’dan tefeci diye falan bahsediyordu. Gönderen arkadaşa ayıp olmasın diye en azından tweet’e bakayım derken, aşağı doğru kaydırdım biraz ve yorumları okumaya başladım. Ve karşılıklı Twitter’da takipleştiğimiz ekonomist Şefik Çalışkan’ın Erdoğdu’ya verdiği yanıtları gördüm.
Yorumları okuyunca bir şeyin farkına vardım ki; Erdoğdu rakamlar üzerinde oynayarak alenen yalan söylüyor! Evet, yanlış okumadınız! CHP’nin ekonomiden sorumlu genel başkan yardımcısı bunu yapmış. Bunu da ekonomi ustası Şefik Çalışkan tek tek ortaya dökmüş. Hem de birkaç yönden çürütmüş, ama yerim dar olduğu için Çalışkan’ın yorumu üzerinden bana en kritik gelen çarpıtmayı aktarayım sizlere:
“Erdoğdu, rakamlarına 2002’yi dahil etmiş. AK Parti Kasım 2002’de iktidar olduğu için 2002’nin dahil edilmesi doğru değil. 2003 ila 2017 arasında ise toplam 765 milyar iç ve dış faiz ödemişiz. Tefecilik bundanmış. Yiğidi öldürelim ama hakkını yemeyelim! 2003/2017 arasında ‘Tefeci Tayyip’in ürettiği GSYİH toplamı 21.4 trilyon TL. Ödenen faiz % 3.57’ye tekabül ediyor. Gerisi % 96.44’ü ücret, kira ve kâr. Rakamlar ortada! Bu durumda Tayyip’in tefeci değil, üretici olduğu anlaşılıyor!”
Eğer Twitter kullanıcısı iseniz tavsiyem girip Şefik Bey’in yorumlarının tamamını okumanızdır. Ben bir tanesini aktardım size, ama Erdoğdu’nun paylaştığı o rakamlarda farklı noktalarda da çarpıtma var.
Son olarak şunu yazıp kapatacağım bu mevzuyu...
Yanlış anlaşılmasın, CHP elbette muhalefet yapacak. Elbette muhalif siyasiler iktidar tarafında gördükleri yanlışları kamuoyuyla paylaşacak, ama bu hile yaparak olmamalı. Rakamları, söylemleri, bilgileri çarpıtarak benim gibi matematikle arası hiç olmayanları kekleyerek, kandırarak yapılmamalı!
Not: Bu arada Şefik Çalışkan AK Partili değil, AK Parti’ye sıkı bir muhalif ekonomist. Objektif ve hakkaniyetli olmak açısından Çalışkan’ın yaptığı güzel bir örnek.