Yükselen yıldız
YENİ DELHİ
Böylesine büyük ve şaşaalı bir konferans için ciddi bir eksiklikti doğrusu. Konferans salonunda tercüme hizmeti yoktu ve Hindistan Başbakanı gelip konuşmasını anadilinde yapınca bize de vücut dilinden ne dediğini anlamaya çalışmak kaldı.
Daha sonra konferansı düzenleyen Hindustan Times Gazetesi’nde konuşmanın özeti çıktığında, Modi’nin büyümeden bahsettiğini, bunun için gerekli reformları vurguladığını ve ademi merkeziyetçi bir yönetimin şart olduğunu savunduğunu anladık. Bu ülke, ekonomik büyümeye lazer gibi odaklanmış bir durumda.
Modi, Hindistan’da geçen sene büyük bir seçim başarısıyla iktidara gelmişti. Hindistan’ın bürokrasisinden, yolsuzluklardan, devletçi zihniyetinden yılan iş dünyasından müthiş destek görmüştü. Halen de, geçen ay hayli fakir Bihar Eyaleti’nde yapılan seçimleri partisi kaybetmesine rağmen iktidarını sarsacak bir muhalefet, ulusal siyaset düzeyinde yok.
Partisi, Bharatiya Janata (BJP) Hindu milliyetçiliğinin bayraktarlığını yapıyor. Hindutva ideolojisine bağlı BJP, piyasacı yasalarla ekonomik büyümeye ivme kazandırmaya çalıştığı kadar ülkeyi daha milliyetçi/mukaddesatçı bir noktaya da taşımak istiyor. Pek çok lokantada artık sığır eti servisi, Hindulara göre inekler kutsal olduğu için, yapılmıyormuş
Modi’nin sicilindeki anti-Müslüman şiddet kışkırtıcılığı, Hindistan nüfusu içinde 180 milyonluk Müslüman kitleyi tedirgin ediyor. Bir Müslüman gazeteci, BJP’nin ve arkasındaki ideolojik hareketin keskin söylemlerine, eylemlerine devletçe göz yumulduğundan şikâyetçiydi. Köklü bir Sih ailesinden gelen bir işadamı (ki mihrace olan büyükbabası Pencap Eyaleti’nde Kapurthala kentinde Müslüman nüfus için 1926-1930 arasında Fas’tan mimar getirterek birlikte yaşama iradesini yansıtmak amacıyla bir cami inşa ettirmiş), Modi’nin radikalizmi dizginlediğini söyleyip Modi’nin “Benim kutsal kitabım anayasadır” dediğini nakletti. Modi kuşkusuz, dünyada sayıları giderek artan demokratik sistem içinde de büyük destek bulan popülist ve yerelci (nativist) liderlerden biri. Hindistan’ın eski seçkinleri giderek zemin kaybederken, tabandaki öfkeleri ve duyguları harmanlayarak, ekonomik büyüme sözü vererek ve ülkeyi hak ettiği büyüklüğe eriştireceğini söyleyerek destek buluyor.
Konferansa katılan ve Hindistan’ı iyi bilen bir katılımcı, Kongre Partisi’nin çürümüş, ne yaptığını bilmez, atalet içindeki halinden sonra toplumun bir lider, bir hedef, bir enerji aradığını ifade etti. Bu nedenle Modi’yi ve 1920’lerde palazlanmaya başlayan Hindutva ideolojisini iktidara taşıdığını, muhalefet alternatif bir vizyon üretemedikçe de yeni dengenin kolay bozulamayacağını ekledi. Ne var ki Bihar’da tüm muhalefetin ortak hareket etmesi sonucu seçimlerin kaybedilmesi Modi’yi fena halde de sarsmış.
Hindistan, önümüzdeki dönemin dünya ekonomisindeki parlak yıldız olmaya aday. Bu yıl yüzde 7.4 büyümeyle dünya birincisi olması bekleniyor. Enflasyonu kontrol altında ve Amerikan faizlerinin yükselmesinden pek etkilenmeyecek gibi duruyor. Ekonomi yönetiminde diyasporadaki en parlak Hintli iktisatçıları işbaşına getiriyor. İş yapma kolaylığında 180 ülke arasında 140’ıncı olan Hindistan’ı daha “sermayesever” hale getirmek istiyor.
Rusya ile Türkiye arasındaki sürtüşme burada da merak konusuydu. Soğuk savaştan kalma reflekslerle Hintliler Rusya’ya genelde destek veriyor. Halbuki Moskova’nın politikaları kendilerince en kutsal bildikleri tüm uluslararası sistem kurallarını ihlal ediyor. Türkiye ile iyi ilişkileri önemsiyorlar ancak Keşmir meselesinde Türkiye politikasından rahatsızlar, Pakistan’la yakınlıktan da her zaman tedirginler. ABD’nin Asya politikasında da Hindistan merkezi bir yer işgal ediyor. Önümüzdeki dönemde bu yakınlaşma sürecek. Ne var ki Hintliler kendi manevra alanlarını pek daraltmak da istemiyor.